BIST 10.139
DOLAR 32,30
EURO 34,86
ALTIN 2.382,47
HABER /  GÜNCEL

HSYK'ya giren isimleri tek tek bildi!

HSYK'da yeni bir dönem başlıyor. Kimi çevreler endişeli. Köşe yazarları yargıda deprem etkisine yol açan seçimi ele aldı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- Pazar günü yapılan Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerinin yankısı sürüyor. Adalet Bakanlığı'nın zaferi ile sonuçlanan seçimde YARSAV, kurula üye sokamadı.

Radikal'den Murat Yetkin, 12 Ekim'de isimleri A., B., ve İ. ile başlayan üç kişinin yeni HSYK'da kritik dairelerde görev alacağını kaleme almıştı. İşte kurula giren o isimleri tek tek yazan Yetkin, iddialara karşı
Bakan Ergin'in cevabını köşesinde yayınladı.. 

Seçimin  yankıları bununla sınırlı değil elbette. HSYK'daki yeni dönem köşe yazarlarının da gündeminde. Kimi sonuçları 'normal' karşıladı, kimi de 'işin çivisi çıktı' dedi. Kimi de korkusunu 'bizi kim koruyacak' diyerek dile getirdi. İşte bazı yazarların öne çıkan görüşleri:

TAHA AKYOL (MİLLİYET): HSYK seçimleri


Seçimlerde ortaya çıkan “Bakanlık listesi kazandı” havası kaygı vericidir. Geniş bir kesimde, en azından “yüzde 42”de yeni HSYK hakkında peşinen güvensizlik oluşmuştur. Bu ciddi bir sorundur. Üzerinde durulmalı, irdelenmelidir.
Bunun iki yolu var:

HSYK sonuçları
Hakim ve savcıları arasında yapılan seçimlerde, 140 sandıkta 10 bin 222 oy kullandı, 167 oy geçersiz sayıldı. Ayrıntılar için tıklayın.

* Yeni seçilen üyeler, icraatlarıyla ‘hukuki tarafsızlık’ konusunda güven oluşturmaya özen göstermelidirler. Bu bakımdan, önümüzdeki günlerde yapılacak olan kurum içi seçimler önemlidir: HSYK’da başkan vekili, genel sekreter adayları, üç dairenin üyeleri ve başkanları seçilecektir.
* Kuşkuyu irdelemede önemli olan ikinci husus, “yürütmenin müdahalesi”nin ne olduğunu araştırmak ve kamuoyuna açıklamaktır. Türkiye’nin en güvenilir kurumlarından biri Yüksek Seçim Kurulu’dur ve seçimlerin hâkim gözetiminde yapılmasıdır. Bu defa sorunlar mı oldu ki “seçimlere yürütme müdahale etti” deniliyor?!
Böyle “müdahale edildi” gibi soyut ve çok genel beyanların somut içeriği neyse kamuoyuna açıklanmalı, hukuken geçerli “delil”leri ortaya konulmalıdır.
Seçim Kurulları mı Bakanlığa ‘alet’ oldu?! Kapalı kabinlere girerek vereceği oyu hazırlayan ve kapalı zarfta herkesin gözü önünde oyunu sandığa atan 11 bin hâkim ve savcıya nasıl “müdahale” edildi?! Yoksa oy sayımında mı hile yapıldı?!
YARSAV iddialarını somutlaştırmalı ve delillerini ortaya koymalıdır.
Bu son derece ciddi meselenin muğlak ve kuşkulu bırakılması adalete çok büyük zarar verir.

"KİMSE GÜRÜLTÜ PATIRTI YAPMASIN" DİYEN YAZAR KİM?


[PAGE]



FATİH ALTAYLI (HABERTÜRK): Yargıç baskıya boyun eğmez

Hâkim baskıya boyun eğer mi?
İnsanların malları, canları, ırzları hakkında "vicdanı" ile karar vermek durumunda olan hâkim baskıya boyun eğer mi?
"Vallahi üzerimde baskı var" deyip insanları hapse atmak ve tam tersini yapmak, bir hâkime yakışır mı?
İstifa eder, görevi bırakır ama bunu yapmaz. Evrensel anlamda yargıç budur, tanımı budur.
Ha bunu yapamıyorsa, zaten o yargıç falan değildir.
Bir yargıç kendi geleceğiyle ve buna bağlı olarak halkın geleceğiyle ilgili karar verecek bir grubu seçerken baskıya boyun eğer mi?
Eğmez, eğmemeli.
Eğer eğmeden bunu seçtiyse diyecek bir şeyimiz olamaz.
Eğer baskıya boyun eğerek seçtiyse yine diyecek bir şeyimiz olamaz, bunların zaten yargıç olmadığını düşünmekten başka.
Bakın ben size bir şey söyleyeyim.
Kimse gürültü patırtı yapmasın.
Yargıçlar böyle istedi. Böyle oldu.
Herkes kendine layık yönetimi seçer, onunla yönetilir.
Kimbilir belki de doğrusunu seçmişlerdir.
Bilemem.
Zaman gösterir.
Not: Bütün bu olacakları haftalar öncesinden ilk söyleyen biri olarak bu yazıyı yazmaya hakkım olduğunu düşündüm.

MURAT YETKİN'İN İLGİNÇ KULİS HABERİNE BAKANLIK NE YANIT VERDİ?

[PAGE]



MURAT YETKİN (RADİKAL): A.B.İ.'ler seçildi sıra yerleştirmede



Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 17 Ekim’de yapılan ve 16 üyesinin belli olduğu seçimler üzerine 12 Ekim’de Radikal’de, 7 üyenin istifasıyla boşalan koltukların dolmaya başladığı yolunda bir kulis yazısı yazmıştım.

Hatırlatmakta yarar var:* "Ankara siyaset kulislerinde pazar günü 11 bin küsur hâkimin oy kullanacağı 170 kadar aday içinden hangi isimlerin hükümet desteğiyle seçilmesinin muhtemel olduğu, hatta bu isimlerin seçildikten sonra hangi önemli görevlere getirileceği üzerine yoğun spekülasyon yapılıyor. İsimleri açıktan vermek haksız rekabete ve o isimlere haksızlıklara da yol açabilir. Ama örneğin, bu hafta sonu seçildikten sonra anayasa değişikliğiyle HSYK içinden çıkacak üç yeni daire başkanlıklarına atanacak, şu anda Adalet Bakanlığı bünyesinde olup önemli görevler üstlenecek üç isimden birin adı ‘A’, bir diğerinin ‘B’, bir diğerininki de ‘İ ’ harfiyle başlıyor; belli olunca paylaşırız."

Şimdi seçim bitti, artık haksız rekabet endişesi içinde değiliz, o nedenle o yazıyı yazarken isimleri ve makamları Ankara kulislerinde daha yüksek makamlara gelmek üzere tahmin edilen isimleri, seçildikleri için tebrik ederek paylaşmakta sakınca kalmadı.
A.B.İ.’lerin A’sı, Ahmet Kaya, Adalet Akademisi Merkez Eğitim Müdürü. ‘B’, bazı okurlarımızın tahmin ettiği üzere, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürü. ‘İ’ ise, yine tahminleri (en yüksek oyu almak suretiyle) yanıltmayan İbrahim Okur, Bakanlığın Müsteşar Yardımcısı; en azından seçilmeden önce bu unvanları taşıyorlardı.

Ergin’in yanıtı

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, geçen pazar adli yargıda kullanılan 10 bin 222 geçerli oy, idari yargıda kullanılan 1,265 geçerli oy ile (170 sayısı arttı, 201 aday arasından) seçilen 16 HSYK üyesinin tamamının bakanlığa yakın isimler olduğu iddiasını şu sözlerle yanıtladı:

* "Bu iddia seçimde gösterilen iradeye saygısızlıktır. 16 kişiden sadece 2’si bakanlık bürokratıdır. YARSAV’ın listesinde de bakanlık bürokratı vardı, ama bunlar seçilemediler. Demek ki bakanlık bünyesinde çalışması yeterli değil, farklı özellikler de aranıyor. Diğer 14 kişiyi nasıl izah edeceksiniz?"

Bakan, Adalet Bakanlığı’na bağlı bir kuruluş olan Adalet Akademisi’ni bakanlıktan saymayarak 2 ve 14 sayılarını veriyor, ama dediği bir yerde doğru: Elde kanıt olmadan bütün seçilenlerin hükümetin adamı olduğunu söylemek haksızlık olur. Bakanın yine dün ne Demokrat Yargı ne de YARSAV listesinden kimsenin seçilmemiş olduğu, 4500 ile 6500 arasında -hiç de azımsanamayacak- oy alarak seçilenlerin ise hâkim ve savcıların ana gövdesindeki eğilimi temsil ettikleri sözlerini de unutmamak lazım. Ancak en azından bakanlık bünyesinden seçilen üç kişiyi bakan ve bakanlığa yakın saymakta yanlışlık olmasa gerek.



YARGININ RUHUNA EL FATİHA OKUYAN YAZAR KİM?

[PAGE]




AHMET HAKAN (HÜRRİYET): Bağımsız yargının ruhuna el-Fatiha


ARTIK mahkemelerde hak ararken de, hesap verirken de kendimizi rahat hissetmemizi gerektirecek bir ortam kalmadı.


Artık daha az özgürüz. Artık daha az güvendeyiz.
Artık hükümet denilen devasa erke karşı sığınacak bir limanımız yok. Artık öyle kolay Başbakan eleştirisi falan yapamayacağız.
Çünkü...
“Yargı bağımsızlığı” fiilen elden gitmiş durumda.
* * *
Yıllardır hep beraber “Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda ne arıyor?” diye tepinirken...
Olanlar oldu:
“Adalet Bakanlığı’nın listesi” adı verilen liste, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na tam 10 üye seçti.
Yani Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Adalet Bakanlığı’nın bir alt birimi haline geldi.
Gelin 22 üyelik kurula şöyle bir göz atalım:
- 4 üyeyi Cumhurbaşkanı atayacak.
- 1 üyeyi Adalet Akademisi seçecek.
- 3 üyeyi Yargıtay seçecek.
- 2 üyeyi Danıştay seçecek.
- 10 üye Adalet Bakanlığı’nın listesinden seçildi.
- 2 üye de Bakan ve Müsteşar.
Bu durumda...
Kurul’un en az 17 üyesinin hükümet yanlısı olması kaçınılmaz.
* * *
Bunun anlamı şudur:
Artık daha az güvendeyiz, artık daha az özgürüz.
Artık adil bir karar için başına gelecek her türlü belayı göze almış yargıç ve savcılara ihtiyaç duyacağız.
Kısacası: “Yandaş yargı” işlemi tamamdır.
“Yetmez ama evet” diyenlerin gözü aydın olsun.

NAZLI ILICAK SEÇİMİN AYRINTILARINI YAZDI

[PAGE]



NAZLI ILICAK (SABAH): Eski düzene tepki


Alt kademe mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) 10 asil, 6 yedek üye seçti. Adli yargıdan 10 bin 222, İdari yargıdan ise, bin 265 seçmen oy kullandı. YARSAV ve Demokrat Yargı Derneği'nin adaylarından hiçbiri seçilemedi. "Bakanlığın listesinden" denilen adayların ise tümü, HSYK'ya girmeyi başardı.
Bence, alt mahkemelerdeki hâkimlerin bakanlıktan korktukları için bu şekilde oy kullandıklarını söylemek doğru değil. Çünkü oylar gizli; 11 bin 487 hâkim ve savcının gizli oyunu denetlemek ise imkânsız. Burada, daha ziyade, eski HSYK ile Yargıtay ve Danıştay'ın ideolojik tavrına bir tepkiden söz edebiliriz. Bugüne kadar, HSYK'nın nasıl kapalı bir kutu olduğunu ve alt kademedeki hâkimlerin kendilerini beğendirmek için HSYK, Yargıtay ve Danıştay üyelerine karşı boyunlarının bükük kaldığını, adalet mekanizmasıyla biraz ilgisi olan herkes biliyor. Bu yüzden, sonuçları "eski düzene tepki" diye de yorumlayabiliriz.

BİZİ ŞİMDİ NE KORUYACAK DİYEN YAZAR KİM?

GÜNGÖR MENGİ (VATAN): Bizi şimdi ne koruyacak?

Şimdiye kadar oy haklarını ve başkanlık nüfuzunu Siyasal İslâm’ın beklentileri doğrultusunda kullanan Kılıç’ı acaba HSYK için yapılan seçimleri “iktidar listesi”nin firesiz kazanmış olması mı bu kadar coşturdu?

Başbakan dün “Hayır” oyu kullanan yüzde 42 için konuşurken “Halkımıza kendimizi anlatacağız içlerindeki tereddütleri yeneceğiz” diyordu.

Gerçekten de bunu yapmalı.

Referandumdaki “Hayır” oyları ağırlıklı olarak Türkiye’nin AKP elinde Doğu’ya kaydığı ve laik rejimden saptığı endişelerinden besleniyor.

Bu yığınlar, gidişin sonunda muhalefete hayat hakkı tanımayan bir dinci diktatörlüğe dayanacağından korkuyor.

Çağdaş demokrasileri böyle tehlikelerden koruyan sigorta bağımsız yargıdır.

AKP yargıyı ele geçirirken en vazgeçilmez güvencesini tahrip ettiğini görmüyor!