BIST 8.699
DOLAR 34,27
EURO 37,38
ALTIN 2.919,00
HABER /  GÜNCEL

Fethullah Gülen fena patladı : 'Leş mi kesildin?'

Fethullah Gülen hükümet ile olan kavgasında sessiz kalanlara çok kızgın olduğunu ortaya döktü. Ağır konuşan Gülen 'Leş mi kesildin?' diyerek Akif'in dizeleriyle vurdu.

Abone ol

Erzurum'da yaşayan kardeşini geçen hafta kaybeden Fethullah Gülen'in yeni sohbeti yayınlandı. Gülen bu sohbetinde kardeşinden hiç söz etmezken hükümete sert mesajlar yolladı.

Cemaate yönelik adımlara ses çıkarmayanları da bombalayan Fethullah Gülen, Mehmet Akif Ersoy'un bir şiiriyle sitem etti;


“His yok, hareket yok, acı yok… Leş mi kesildin?"

Herkul sitesi üzerinden yayınlanan Fethullah Gülen sohbetinde "tiran" yakıştırması ve 'haramilik' sözleri öne çıkıyor. Hükümet cemaat savaşında sessiz kalanlara karşı hayli kızgın olan Fethullah Gülen, verdi veriştirdi.

'Azdırdıkları, şirazeden çıkardıkları insanların veballerini de sırtlarına alacaklardır' diyen Gülen, 'O zavallı güruh, şuursuz güruh; onlar da bütün bu mesâvîyi dilsiz şeytan hissiyle sessizce temaşa ediyorlar' dedi.

İşte Gülen'in 'sessiz'lere yönelik ağır yorumları;

YAHU BU KADARI FAZLA!

**Günümüzde hüsn-ü zan meselesi yıkılmış. Falanın filanın hevâ ve hevesine uymayınca, tam bir vesâyete girmeyince, biatler tahakkuk etmeyince, çok rahatlıkla “Bunların gıybeti edilebilir! Bunlara iftira savrulabilir! Bunlara zift atabilirsiniz!” denilircesine en çirkin şeyler mübah görülüyor, öyle yaygınlaştırılıyor! (…) Medenî cesareti olan birinin de “Yahu bu kadarı fazla!..” falan dediğine şahit olmadım! Böyle bir dönemde yaşıyoruz.

VEBALİ ONLARIN DA SIRTINA BİNECEK

*Hem öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, kalkıp böyle bir yalana yalan diyen, böyle bir serikaya sirkat diyen, böyle bir iftiraya iftira diyen çıkmıyor. Dahası camilerde “Sözler şöyle söylenecek! Hutbeler şöyle okunacak! İfadeler şu şekilde olacak!” filan denircesine, bir yönüyle hutbe karakteri belirleme gibi şeylere girişiliyor. Ve bu ne yapıyor? O mesâvîyi, o günahı mübah haline getiriyor, yaygınlaştırıyor! Dini biliyor gibi görünen insanların bu mevzuda sessizliği bir referanstır; o haramların irtikâp edilmesine bir referanstır. O günahları işleyen insanların vebâli onların da sırtına binecektir.

*Ve o günah, bir camiaya karşı, birkaç camiaya karşı, insanlara karşı işleniyorsa şayet, bütün bunların vebâli aynı zamanda onların sırtına bir yük halinde yüklenecektir. Zira Kur’ân-ı Kerim’in ifadesiyle, günahlara sebebiyet verenler, bir yönüyle azdırdıkları, şirazeden çıkardıkları insanların veballerini de -sebebiyetleri yüzünden- sırtlarına alacaklardır.

HİS YOK! HAREKET YOK ACI YOK!
LEŞ Mİ KESİLDİN?

*Günümüzde -geçmişte olduğu gibi- türlü fitneler var. Kimileri ikbal hırsıyla yanıp kavruluyor. Kimisi saltanatını devam ettirmek için bir yönüyle secde etmediği kimse bırakmıyor, herkesin karşısında eğiliyor; “rükû yetmez, eğilme yetmez” diye ta yerlere kadar kapanıyor. “Tapıyorum” diyor. “Elini dokunduran kurtulur, cehennem görmez o” diyor. Böyle iğfaller, idlâller, kandırmalar…

Bir de bir yere koydukları, “karşı taraf” dedikleri, “ötekiler” dedikleri insanlara veryansın ediyorlar.. ve o zavallı güruh, şuursuz güruh; onlar da bütün bu mesâvîyi dilsiz şeytan hissiyle sessizce temaşa ediyorlar. Dinliyorlar değil; dinleseler tepki verirler. Toplu iğneyle bile olsa birine dokunulsa tepki verir; fakat öyle bir ölüm sessizliği yaşanıyor ki yok tepki, yok reaksiyon:
“His yok, hareket yok, acı yok…
Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana…
Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin, niye bilmem ki, süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa, ümidin mi yüreksiz?” (M. Akif Ersoy)

ÖZÜR DİLEYECEKLER

Fethullah Gülen'e göre bu dönem geçip fırtınalar dindiğinde özür dileme faslına geçecekler. Söylediğine göre de 'daha şimdiden' özür fasılları başlamış. Şöyle diyor Gülen;

*Azıcık fırtınalar dindiğinde, azıcık bahar meltemleri esmeye başlayınca, hatta geceyse şayet, bir fecr-i kâzip zuhur ettikten sonra -daha şimdiden başlamış bazıları- nedamet ve özür dileme faslı gelecek Allah’ın izni ve inayetiyle. O zaman o örnek hareketin, o örnek camianın duruşu takdir edilecek. Böyle davranmanın güzelliği ve sövüp saymanın milletimize hiçbir şey kazandırmadığı anlaşılacak.