BIST 10.081
DOLAR 34,78
EURO 36,78
ALTIN 2.942,91
HABER /  GÜNCEL

Öcalan'dan AK Parti'ye darbe uyarısı

Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan'ın AK Parti'yi darbe olabileceği konusunda uyardığı söyledi. Önder, Öcalan'ın HDP'ye seçimi parti olarak hazırlanın talimatı verdiğini de söyledi.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM - İmralı Adası'nda Abdullah Öcalan ile görüşen HDP Heyetinden İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder görüşmenin ayrıntılarını PKK'ya yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı'na anlattı.

Sırrı Süreyya Önder, Öcalan'ın "MGK ve özel kuvvetlerin bu şekil güncellenmesinin AKP açısından bir kaçış tutumu olduğu ve onun göremediğini söyledi. 'Bununla darbe mekaniği devreye girer ve en başta hükümeti götürür" dediğini aktardı.

Önder, Öcalan'ın HDP'ye seçime parti olarak girin talimatı verdiğini de söyledi: "Sayın Öcalan 'elimizde çok güçlü bir programımız var bizim. Seçime parti olarak girmeye dönük bütün hazırlıklar bu yönde geliştirilmeli. Bu program yeterince halkımıza kavratılırsa, kadrolarımız tarafından içselleştirilirse hiçbir barajın bizim için anlamı yoktur' dedi."

"Uzun sayılabilecek bir aradan sonra Sayın Öcalan ile görüştünüz. Heyetinizde bir genişleme de söz konusuydu. Sağlığı nasıldı ve sizi nasıl karşıladı?" sorusununa Sırrı Süreyya Önder şöyle yanıt verdi:

"Sayın Öcalan Hatip Bey'i görünce çok mutlu oldu. Yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir ilk defa görüşüyorlardı. Karşılıklı hal hatır faslından sonra sivil siyasete dönük imha hareketlerinin mantığını ve KCK tutuklamalarını Sayın Dicle üzerinden değerlendirdi. Özel hayat ve adanmışlık üzerinden bir çözümleme yaptı. Hatip Bey Ekonomi Çalıştayı ve öz yönetimlerle ilgili yürütülen çalışmalara dair kendisine klasör sundu. Bizden sonra ayrıntılı değerlendireceğini söyledi. Sağlığı ve coşkusu iyiydi. 

ÖCALAN: BEN ALDATMAM VE ALDATILMAM

"Sayın Öcalan'ın yasal güvencelerin oluşturulup pratikleştirilmemesi üzerinden özeleştirisel yaklaşımı, yaptığınız kısa basın açıklamasında dikkat çekiyor. Bunu biraz açabilir misiniz?" sorusuna ise Önder şöyle yanıt verdi:

Herhalde bundan bütün liderlerin çıkaracağı önemli dersler olmalı, diye düşünüyorum. Yaygın siyasal liderlik refleksi içinde bu kadar özgüven temelli bir başka bir yaklaşım hatırlamıyorum. Diğer liderlerdeki genel davranış, ya mazeret kalesine sığınmak ya da günah çıkarmak gibi iki uç arasında gidip gelme şeklinde özetlenebilir. Hem Sayın Öcalan hem de onun kadroları, kendilerinden başlamak üzere ilkesel bir tutum ve dönüştürücü bir gelişme pratiği olarak ele alıyorlar, özeleştiri mekanizmasını. Buradan yola çıkarak gündemdeki özeleştiriye bakacak olursak, önemli bir uyarı ve dönüştürücülük iradesiyle karşılaşmaktayız. Sayın Öcalan başından beri sürece dönük güven sağlayıcı adımlar konusunda yüksek özgüvenli adımlar geliştirdi. Beklenirdi ki, muhatapları da aynı açıklık ve ciddiyet içerisinde yaklaşsınlar. Oysa böyle olmadı.

Tüm bu adımlar, fırsatçı bir yaklaşımla değersizleştirilmeye çalışıldı. Aslında benzer bir tutumu daha önce Bülent Arınç'ın çekilme sürecini "cehenneme kadar gitsinler" sığlığıyla ele almasına dönük de yapmıştı. Çok kuvvetli bir uyarı geliştirmişti fakat hükümet bunu kavrayamadı ya da seçim hesaplarıyla görmezden geldi. Kendisinin sıkça tekrarladığı, hatta vasiyet mottosu haline getirdiği "ben aldatmam ve aldatılmam" tespitini bile azıcık kavramış olsalardı sonuç demokrasi ve barış açısından çok daha farklı bir yerde olurdu.

Bundan sonraki aşamalarda yasal güvencelerin elzem olduğunu ve bunlar sağlanmadan nihai barış ve demokrasi hedefine ulaşmanın mümkün olmadığını söyledi. 'Habur'dan gelen arkadaşlarımızın başına gelenler ortada. Daha halen içeride olan isimler var' dedi. Yine sürecin başlangıcında gerillanın geri çekilme yürüyüşüne değinerek, buna karşın kalekol ve HES yapımlarına odaklanılmasını eleştirdi. Yasal güvence sağlanmadan yaptığı bu çağrılarında yanılgılı olduğunu ve Türkiye halklarına özeleştiri verdiğini açıkladı.

DARBE MEKANİĞİ DEVREYE GİRER VE AK PARTİ DEVRİLİR

"6-7 Ekim eylemlerine tekrar değinildi mi? Eylemlerin ardından operasyonlar da başlatıldı..." hatırlatması üzerine Sırrı Süreyya Önder, şöyle devam etti: "Bu gözaltı ve tutuklama operasyonlarına tepki gösterdi. Eleştirdi. Bu operasyonların kabul edilemez olduğunu söyledi. Hazırladığı taslağın esas olduğunu söyledi ve 'bu pratikleşmeden kimsenin kamu düzeni ya da başka bir şey adına bizden bir şey isteme hakkı yok' dedi. Ama eğer bu taslak hayata geçirilirse tüm bu sorunların yöntemsel ve kalıcı olarak geride bırakılacağına vurgu yaptı. Ayrıca MGK ve özel kuvvetlerin bu şekil güncellenmesinin AKP açısından bir kaçış tutumu olduğu ve onun göremediğini söyledi. 'Bununla darbe mekaniği devreye girer ve en başta hükümeti götürür' dedi."

SEÇİME PARTİ OLARAK GİRİN TALİMATI

"Seçimlere atıfta bulundunuz. Öcalan'ın da buna dair bir notu oldu mu? Halktan ne bekliyor?" sorusuna ise Sırrı Süreyya Önder, şu yanıtı verdi: "Sayın Öcalan 'elimizde çok güçlü bir programımız var bizim. Seçime parti olarak girmeye dönük bütün hazırlıklar bu yönde geliştirilmeli. Bu program yeterince halkımıza kavratılırsa, kadrolarımız tarafından içselleştirilirse hiçbir barajın bizim için anlamı yoktur' dedi."

KOBANİ MESAJI

Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan'ın Kobani'yle ilgili olarak sözlerini ise şöyle aktardı: "Bütün dünyanın gözü burada, bu artık var olma mücadelesini, bir var olma savunması çizgisini aşıp 21. yüzyılın onur mücadelelerinden başlıcaları olmuştur' dedi. 'Bütün dünyanın bu yönüyle dikkatini çekmiştir. Bundaki en büyük pay bizim özgür kadın perspektifimizin geldiği noktadır' dedi.