BIST 10.345
DOLAR 32,22
EURO 34,77
ALTIN 2.461,93
HABER /  GÜNCEL

Ekrem İmamoğlu'ndan rakibi Buğra Kavuncu sorusuna yanıt

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu İYİ Parti’nin Buğra Kavuncu’yu İBB Başkan adayı olarak göstermesiyle ilgili “Her siyasi parti kendi adayını gösterebilir. Yolu açık olsun. Bunun bir ihtirasla veya bir arka planla, başka duygularla olduğunu vatandaşımız da düşünmüyordur diye tahmin ediyorum. Kendi özgün siyasi iradeleriyle yola çıkan her aday değerlidir” açıklaması yaptı.

Abone ol

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, KİPTAŞ’ın Bakırköy’deki kentsel dönüşüm projesinin temel atma töreninin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

İYİ Parti’nin Buğra Kavuncu’yu İBB Başkanı adayı olarak göstermesi ve kamuoyunda konuşulan Başak Demirtaş’ın DEM Parti adaylığı ile İstanbul İttifakı’nın geleceğine ilişkin sorular üzerine İmamoğlu “Her siyasi parti kendi adayını gösterebilir. Bir siyasi partinin kendi adayını gösterme serbestliğine ya da özgürlüğüne benim laf etmem asla zaten doğru değil. Kaldı ki her aday da değerlidir. Yolu açık olsun” dedi.

2019’daki "İstanbul İttifakı" söylemini hatırlatan İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Bizim İstanbul'da bir şehir ittifakı, bir kent uzlaşısı, kentle ilgili bir dayanışma ruhunun var olacağını ve bu kent ittifakının ta 2019’da Millet İttifakı diye çıktığımız yolculuğa rağmen ben o zaman ilk adaylık açıklamamda ‘biz İstanbul İttifakı için yola çıkıyoruz.

Ve İstanbul İttifakı'nın oyuna talibiz’ diyerek İstanbul'un tamamını bu şehrin bütün insanlarını bu sürece kattığım gibi bugün yine aynı yerdeyim.

Dolayısıyla hani ben o yolculuğun devam ettiğini düşünüyorum. Ve daha da güçlenerek devam ettiğini düşünüyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sık sık kendisine yönelik konuşmalarına atıfta bulunan İmamoğlu şunları kaydetti: 

“Tabii ki siyasi partiler aday gösterecek, kararlar alacak. Adaylar yola çıkacak. Elbette ki bunun bir ihtirasla veya işte bir arka planla, başka duygularla olduğunu vatandaşımız da düşünmüyordur diye tahmin ediyorum.

Ya da başka uzlaşmalar var mıdır, yok mudur, vatandaşlarımız böyle düşünmeyecektir diye tahmin ediyorum. Kendi özgün siyasi iradeleriyle yola çıkan her aday değerlidir. Yolları açık olsun. Biz yolumuza devam ediyoruz.

Bizim başarılarımız bizim ittifakımızı güçlendiriyor. Bugün beş yıllık çalışmalarımızla, başarımızı sorgulayan yok. Ama beş yıllık çalışmalarımızı 25 yıllık çalışmalarıyla kıyaslayan bir anlayışla karşı karşıyayız.

Bunu dilinden düşürmeyen adaylarından, siyasi yöneticilerine, belediye başkanlarından hatta sayın Cumhurbaşkanı'na kadar konuşturuyorsak kıymetli bir şey. Onlar beş yılımızı, 25 yılla kıyaslamaya devam edecekler.

Biz İstanbul İttifakı'nın milletimizin her bireyinin oylarını tek tek kazanmaya ve onların gönlünü kazanmaya devam edeceğiz” 

“'Eski dostlar rakip oldu' diye yorumlar da yapıldı. Siz Buğra beyi aradınız mı?” sorusu üzerine ise İmamoğlu şu yanıtı verdi:

“Adaylar açıklandıktan sonra değil de bütün adaylar olgunlaşır olgunlaşmaz hepsini arayıp tek tek tebrik edeceğim.

Bu yolculuğun ve siyasetin bir centilmenlik duygusu içerisinde olması gerektiği konusundaki düşüncelerimi paylaşacağım.

Süreç tamamlanmadığı için kimseyi henüz aramadım. Sadece Buğra bey değil diğer adayları da tek tek arayıp tebrik edeceğim. Sadece sürecin tamamlanmasını bekliyorum”  

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu temel atma töreninde yaptığı konuşmada ise şunları söyledi:

“İstanbul'da en önemli konumuz riskli konutları güvenli, depreme dayanıklı, çevreye dost yapılara dönüştürme yolunda hızlı hareket etmek.

İş Bankası mensuplarının sitesi de bunlardan bir tanesi. Daha önce diğer parselde temel atmıştık. Bugün 111 hak sahibinden oluşan İncirli parselinde temel atıyoruz.

800 vatandaşımızın yaşadığı bir komplekste yeni bir yaşamı daha dayanıklı ve daha güçlü bir şekilde, depremde korkulan değil güvenli yuvalarında yaşama dönüştüren bir başlangıcı sağlıyoruz"

"Biz insanını yaşatan, canlarını hayatta güvenli, huzurlu ve umutlu bir şekilde yaşatabilen yöneticiler olma konusunda kararlı bir yolculuğa devam ediyoruz." diyen İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

Unutmayalım ki aslında her dönüşen bir daire İstanbul ortalamasında 4 canı kurtarmak demektir. Maalesef 1999 depreminden beri yaklaşık 25 yılda  İstanbul hak ettiği prensiplerle doğru bir yolculuğu kentsel dönüşüm meselesinde ortaya koyamamıştır.

2019’a kadar bu kenti yöneten insanlar bu meseleyi bir hayat memat meselesine değil ne yazık ki bir çıkar meselesine dönüştürmüşlerdir”  

Bakırköy'de kentsel dönüşüm meselesinin bir avuç insanı mutlu eden bir sürece dönüştürülmesinin örneğinin Ataköy sahilinde yaşandığına dikkat çeken İmamoğlu “Ataköy sahilinin yozlaşmış yapılaşma biçimine dönüştü. Çok net başka adrese gerek yok. Bunun kentsel dönüşüme nasıl bir faydası olmuştur? İstanbul'un bu tür çoğu da kamusal alanlarda bulunan yapılaşmalarla kim fayda elde etmiştir? Buralarda elde edilen 100 milyarlarca dolarlık bir kaynağın karşılığında İstanbul'da kentsel dönüşüme ne kadar harcanmıştır? Bunlar çok temel, net sorulardır. Ve cevabı da yoktur, veremezler. Lafı eveleyip gevelerler” dedi.

Benzer bir durumun da Fikirtepe’de yaşandığının altını çizen İmamoğlu şöyle devam etti:

“2000’li yıllarda kentsel dönüşümün ismini lekeleyen, yerlere seren ve sürdürülemez hale getiren insanların inançlarını kaybetmelerine sebep olan simge bir kompleks iştahı var. O da Fikirtepe. Bakın burası da kentsel dönüşümün kötü bir simgesidir.

Bu iktidarın ne yazık ki kendi döneminde özellikle büyükşehir ve Şehircilik Bakanlığı tarafından atılan yanlış adımlar, rant, insanını da aldattı, müteahhitini de aldattı. Devletini de aldattı. Kazanan olmadı. Şehir kaybetti

. O orada oluşan yığından dolayı o şehre yaptığımız şu anda altyapı çalışmaları milyarlarca dolar. Yani bir şehri oraya yığmakla şehirde bir kentsel dönüşüm ya da bina yapmakla iş bitmiyor. Oraya girecek, çıkacak araçların üst geçitleri, alt geçitleri onun altyapısı ona ulaşım ihtiyaçları, okul vesaire… Okul yapacak arazi yeri kalmadı Fikirtepe'de.

Ve o yapıların hiçbiri benim canım Fikirtepe insanının yaşamına uygun yapılar değil, olamayacak. Kentsel dönüşüm adı altında rant ve haksız kazanç kaynağı gibi görerek şehrin rotasını başka bir yere verdiler.

İstikrarları bir tek; her seçim öncesi hesapsız, kitapsız yeni vaatler vermek. Başka istikrarları yok.  Her seçim öncesi hiç yapılamayacak ve asla gerçekleştirilemeyecek dönüşüm projelerini ortaya atıp sonra da verdikleri sözü unutmak. Yine aynısını yapacaklar.

Ekonomiyi yönetemeyenler kentsel dönüşümü de yönetemezler. Bugün hayatımızın en can alıcı meselelerinden birisi olan kentsel dönüşümün ilerleyemeyişindeki en önemli gerekçe ve sebep ülkemizdeki vahşi yüksek enflasyon döviz artışı ve dolayısıyla maliyet artışları ve buradan kaynaklı insanlarımızın adım dahi atamayışı.

Hatta fırsat diye Türkiye'nin TOKİ’si bile insanlarına çağrı yapıp konut sahibi yapacağım dedikleri kişilere artık o evleri verecekleri rakamlar bir servete dönüşmüştür. Ve o insanlar Tuzla'dan Türkiye'nin her yrine kadar vahlanıp ahlanıp ağlamakta ve insanlar çare aramaktadırlar.

Kira artışlarını düzenleyeceğim diye ortaya çıkıp hem de çok büyük bir kira enflasyonuna sebep olanlar bu ülkeyi yenileyemezler, dönüştüremezler. Bu şehirleri ihya edemezler. Bu şehirleri depreme dirençli hale getiremezler. “

İktidarın ekonomi politikalarındaki yanlışlara da dikkat çeken İmamoğlu şöyle konuştu: 

“Vatandaşın çıkarını hiç gözetmedikleri, bir grubun çıkarlarını gözettikleri için ekonomi bu hale geldi. Hatta kendi anlamsız kavramlar üreterek ekonomiyi yönetme konusunda akla hayale gelmeyecek uygulamalarıyla neredeyse bu milletin cebindeki varlığın yüzde 50-55’ini hortumlayan bir ekonomik sistem kurdular. 

Biz bilimin yolundan yürüyoruz. Bundan sonra vatandaşlarımız çok daha uyanık, çok daha akıllıca, çok daha bilinçli, çok daha detaylı bir şekilde irdeleyerek ki önlerinde çok güçlü örnekler var artık.

İstanbul modeli var. İstanbul'un her alanda ortaya koyduğu karakterli iş üretme anlayışı var. Bu kıyası önlerine koyduklarında neden vazgeçeceklerini ve vazgeçtikleri için doğru yaptıklarını görerek doğru yolun ve doğru gidişin ‘Tam Yol İleri’ diyen anlayışa bakarak yol yürüyeceklerine yürekten inanıyorum.

31 Mart'ta bunun gerçek sonucunu inşallah hep birlikte İstanbul'da milletimizle, halkımızla görüyor olacağız” 

İmamoğlu şöyle devam etti:

“Birlikte düşünüyoruz, birlikte konuşuyoruz. Cumhuriyet Halk Parti’li belediye ya da AK Parti’li belediye bakmıyoruz. Herkesle ortak masada konuşuyoruz. Vatandaşlarımızla kapıları kapatıp kapılar arkasında konuşmuyoruz.

Sürecin ilerlemesi anında hiç kimseyi boş hayallerle aldatmıyoruz. İnsanlarımızı her aşamasında doğru bilgiyle donatıyoruz. Tutulmayacak vaatlere asla girmiyoruz. Kimsenin hakkını yemem, hakkımı da yedirmem kardeşim. İstanbul tam da böyle bir anlayışla yönetiliyor.

Bir avuç insanın mutlu olduğu, zenginleştiği değil her insanımızın zenginleşebildiği, mutlu olduğu, adil paylaşımla bu şehrin mutlu bireyleri olduğu bir kent hayalimiz bu şehirde hayata geçti, büyümeye devam edecek.”

“İstanbul bizimdir’ diyenlerden değiliz.

“İstanbul bizimdir’ diyenlerden değiliz. İstanbul hepimizindir diyenlerdeniz. Neyi nasıl yaptığımızı İstanbullular görüyor. İcraat ve yönetim becerimizi İstanbullular görüyor. Beceriyi gördükleri için arkamızdalar.

Vatandaşı siyasetçilerin küçük hesaplarının ya da birtakım politik manevralarının bir piyonu gibi görenlerin devrinin bittiğini söyleyeyim. Siyaset masalarda değil, siyaset vatandaşın arasında vatandaşla konuşarak, uzlaşarak yapılır. Biz vatandaşların arasından hiç ayrılmadık. Orada da yolumuza devam edeceğiz.

Vatandaşımıza hizmette İstanbulluların sorunlarını çözmekte hedeflerimizi her gün daha da büyütüyoruz. Bu inanç ve heyecanla ve bütün inanın bütün enerjimizle çok daha güçlü bir 5 yıla hazır olduğumuzu bilmenizi istiyorum.

16 milyon insanının temsilcisi olduğumuzu onun için ısrarla söylüyoruz. Asla bir kişiyi, bir zümreyi ve sadece bir siyasi partiyi temsil eden değil, 16 milyon insanımızın vicdanını, görüşünü, anlayışını temsil ettiğimizi söylüyoruz.

Bu yol ve bu yolculuk sürece dair 2024’de milletimizin ortaya koyacağı  irade ve vuracağı mühür Türkiye'nin önümüzdeki 5-10 yılını siyaseten de daha güçlü ve daha halkçı bir yere taşıyacak. Bunu herkes görecek.”

 “Biz gerçek temeller atarız. Gerçek projeleri anlatırız. Seçimden önce 50-100 metre ray döşeyip üstünde tramvay gezdirmek için trafo getiren anlayıştan değiliz. Ya da seçimden önce bir köşeye, bir temel atıp üstüne beton döküp ‘o ne güzel beton’ diye konuşanlardan değiliz. Biz gerçek iş üreten halkını mutlu etmeye çalışan ve her şeyi gerçek bir şekilde sizlere gösteren şeffaf demokratik bir anlayışın bireyleriyiz. Hepimizin yolu açık olsun. İstanbul hepimizin olmaya devam edecek.