BIST 10.083
DOLAR 32,38
EURO 34,80
ALTIN 2.442,22
HABER /  SPOR

Denizli Beşiktaşı bitirdi

Derbi sonrası spor yazarları tartışılan maçı yorumladı. Ahmet Çakar, Mustafa Denizli ve hakem Cüneyt Çakır'ı hedef aldı.

Abone ol

Galatasaray'ın Beşiktaş'ı yendiği maç sonrası spor yazarları derbiyi değerlendirdi. Denizli eleştiri topladı, hakem de tartışma konusu oldu.

Rıdvan Dilmen (Milliyet): Şahane maç

Şahane maç oldu. İki takım da hücumu düşündü, iki takım da futbolda savunmanın olduğunu hiç aklına getirmedi. Ve maçtaki gol sayısı altı, girilen pozisyon sayısı 15.
Beşiktaş hiç öne geçemedi. 1-1’i yakaladılar, tekrar yediler. Maç başladığında oyun sanki Beşiktaş’ın lehine gelişiyordu ama çabuk geriye düştüler. Beraberliği sağladılar, şöyle nefes almadan yeniden yediler. Ardından ikinci yarı 10 kişi kaldılar. Fark ikiye çıktıktan sonra Holosko ile ümitlendiler ancak 4. gol gelince maç bitti.

Galatasaray takımının 4-2 öndeyken iki tane pozisyon vermesi, defans olarak ne kadar düşündürücü ise Beşiktaş’ın da oyunun her dakikasında yetenekli oyunculardan sürekli çalım yemesi düşündürücü. Beşiktaş’ın tam savunmacı diyeceğimiz dört oyuncusu vardı. Diğerleri savunma yapmak istiyor ama beceremiyor. Mesela Holosko defansa yardım edeyim derken penaltı yapıyor. Aynı şekilde Uğur da.

Beşiktaş fikstür avantajını çok düşünüyor ama önünde tek rakip olmadığını düşünemiyor. Galatasaray uzun haftalardır pozitif futboluna devam ediyor ama öne geçtikleri zaman konsantrasyon probleminden rakip kim olursa olsun pozisyon veriyorlar. Ciddiyken çok dikkatliler.Cüneyt Çakır iki penaltıda da haklıydı. Delgado Türkçe bilmediği için atıldı. Çakır oyun içerisinde kartlık bol pozisyon olmasına rağmen hiç elini cebine götürmedi. Sonuçta yükseliş içindeki Galatasaray düşüşdeki Beşiktaş’ı yendi.

Ahmet Çakar (Sabah): Denizli'nin eseri

Dün geceki derbi Beşiktaş'ın inanılmaz defans hataları yaptığı bir maç oldu. Sözüm ona Denizli geldikten sonra üçlü savunma daha iyi defans anlayışı olacaktı ama bunca hafta geçti ben hala Beşiktaş'ın ne yapmak istediğini nasıl savunma anlayışı içinde olduğunu hiç anlamadım.
Türkiye'nin ofans yönü en yüksek takımına karşı oynuyorsunuz. Üstelik Galatasaray'la deplasmanda oynuyorsunuz. Çok önemli atak silahları olan bir takıma karşı böyle mi oynarsınız? Fenerbahçe maçından ders almadınız mı? Orada da defans kurgusu ile oynadınız, sonuç belli...
Dün gece de ardarda hatalar Beşiktaş'ın kaderini belirledi. Lincoln ve Arda eskisi gibi her an sonucu değiştirebilecek spektaküler bir yapı içindeler. İleride de üç ayda Türkiye'de bir fenomen haline gelmiş Baros var. Ama siz kanatları Sericler ile Ekremler ile kontrol etmeye kalkıyorsunuz. Üstelik Skibbe ne olur ne olmaz demiş, Ayhan ile Mehmet Topal'ı da defansın önüne koyuvermiş. İlk penaltıya bakın, sıfır çizgisi üzerinde nerdeyse. Holosko'nun o penaltıda işi ne? Diğer bir penaltı yani Lincoln'e yapılanına da bakın. Uğur İnceman'ın Lincoln'e o noktada öyle mi yakalanması gerek. Nerede savunma felsefesi? Mustafa Denizli namağlup ve harika bir takım aldığını söyledi. Lütfen bu satırları okuduktan sonra Beşiktaş'ın mağlubiyet sayısına ve sıralamadaki yerine bakın; yine Denizli geldiğinde Fenerbahçe ve G.Saray'ın puantajdaki yerine bakın; Beşiktaş'la kıyaslayın. Evet Sayın Denizli, bu takım senin eserin. Beşiktaş'a büyük umutlarla getirilmiştin. Senin için de belki Beşiktaş son şanstı, hala bu kayıpların Beşiktaş için önemli olmadığını mı düşünüyorsun?.

ÇAKIR'A YAKIŞMADI
Gelelim Cüneyt Çakır'a. İyi niyetinden hiçbir kuşkumuz yok. Verdiği penaltılar da yüzde yüz doğru. İlk golde de Rüştü topa tam hakim olamamış ama kart uygulaması başından sonuna dek hatalı. Delgado sana "İlk faul yaptığımda bana sarı kart gösterdin, bana da ard arda iki defa kesici faul yapıyorlar. Niye sarı kart vermiyorsun?" dediğinde Delgado'yu oyundan atıyorsun. Üst düzey hakemlik böyle olmaz. Vermediğin en az üç dört sarı kart daha var. Beğenmedik. Böyle hakemlik Avrupa'da kabul göremez.


Levent Tüzemen (Sabah): Lincoln ve Arda

Galatasaray ile Beşiktaş arasındaki maçlar hep keyif verir. Futbol tempolu olur, mücadele gücü yükselir ve bol gollü skorlar yaşanır.

Skorun ağırlığına bakıp "Galatasaray, Beşiktaş'ı ezdi" demek yanlış olur. Çünkü Delgado atılana kadar kafa kafaya bir derbi oldu. İlk 16 dakikaya sığan üç golde Tello'nun Delgado'ya attırdığı golün pası muhteşemdi.

Lincoln kaygan zeminde mükemmel top kontrolü yaparken, ne kadar zeki yaratıcı, etkili ve vazgeçilmez bir oyuncu olduğunu kanıtladı. Galatasaray'ın farklı galibiyetinde Arda ile birlikte başrolü üstelenirken iki golün yaratıcısı oldu.

Sarı kartı olan Delgado'nun hakeme itirazı hataydı. 3-1'den sonra Holosko'nun golüyle direncini artıran Beşiktaş'ın tüm moralini İnceman yaptığı gereksiz penaltıyla dibe vurdurdu.

Haşmet Babaoğlu (Sabah): Beşiktaş çuvalladı

Böyle bir halı saha maçından sonra bu soru gerçekten anlamlı. Çünkü Ertuğrul Sağlam'ın Beşiktaş'ı puan kaybederken bile modern futbolun gereklerini yerine getirmeye çalışıyordu. Oysa Ali Sami Yen'de her iki takım da halı saha futbolu oynadı ve Denizli'nin savunma derinliğinden yoksun, demode adam markajı yapmaya çalışan takımı çuvalladı. Neden? Futbol böyle oynanıyorsa, G.Saray'ın Arda'sı ve Lincoln'ü var. Üstüne bir de Cüneyt Çakır'ın çaldığı ve çalmadığı düdükler eklenince, o maçı G.Saray kazanır.