BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,76
ALTIN 2.442,01
HABER /  POLİTİKA

Davutoğlundan İsraile sert eleştiri

Yahudi lobisi Erdoğan'ın Amerika ziyaretin de İsrail'e ılımlı mesaj vermesini bekliyor du ancak tersi oldu. İşte o sert söylemler;

Abone ol

Türkiye ile İsrail arasındaki gerilim konusunda, tüm gözler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington gezisine çevrilmişti.

Yahudi lobisini daha fazla sertleştirmemek için, Erdoğan’ın Washington temaslarında İsrail’e yönelik eleştiri dozunu azaltması bekleniyordu.

Ancak bu olmadı. Başta Başbakan olmak üzere, Hükümet üyeleri İsrail’e karşı eleştiri dozunu arttırdı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu İsrail’in “suç işlediğini” söyledi.

Bu konunun üç ayağını İsrail-Suriye, İsrail-Filistin ve İsrail-Lübnan ilişkilerinin oluşturduğunu belirten Davutoğlu, "Tüm bu alanlarda son 6 yılda çok zorluklar yaşadık. Türkiye'nin yapmak istediği şu; tüm bu 3 ayağa birbirlerini destekleyecek şekilde katkıda bulunmak" dedi.

KATLİAMLARA HOŞGÖRÜ GÖSTERMEYECEĞİZ

Bu üç konunun birbiriyle bağlantılı olduğuna işaret eden Davutoğlu, üç ayak arasında yeni bir denge oluşturduklarını, ancak İsrail'in Gazze operasyonunun bu dengeyi bozduğunu belirtti.

Davutoğlu, "Evet, İsrail'i eleştiriyoruz. İsrail'in saldırılar ile büyük bir hata yaptığını düşünüyoruz. Hatta İsrail, sadece büyük bir hata yapmakla kalmadı, fosfor bombaları kullanmakla suç işledi" diye konuştu.

"Bölgemizde artık insani katliamlara hoşgörü göstermeyeceğiz" diyen Davutoğlu, Irak'ta da Sünni veya Şii olsun hiçbir terörist saldırıya hoşgörü gösteremeyeceklerini bildirdi.

“ASIL AB’NİN EKSENİ DEĞİŞTİ”

Davutoğlu’nun eleştirilerinden Avrupa Birliği de nasibini aldı. Konuşmasında, “Türkiye’nin ekseni değişti” eleştirilerine yanıt veren Bakan, “asıl Avrupa Birliği’nin ekseni değişti” dedi.

Ak Parti iktidarı boyunca Türkiye’nin AB üyelik yolunda daha önceki 40 yıldan daha fazla yol aldığını, NATO’yla ilişkileri zayıflatmak bir yana, Örgüt içinde konumunu güçlendirmeyi istediğini, bunun için bastırdığını anlatan Davutoğlu şöyle konuştu;

“Aslında Türkiye’nin değil, Avrupa’nın ekseni değişmiştir. Düşünün, Eğer Kıbrıslı Rumlar Annan planını kabul etmiş olsaydı, bugün Türkiye-AB ilişkileri hangi konumda olurdu? Eğer Fransa’da seçimlerde Sarkozy yerine Sosyalistler kazanmış olsaydı, AB ile işbirliğimiz hangi düzeyde olurdu? Eğer AB, Annan planı referandumdan sonra evet diyen Türk tarafını cezalandırmayıp, ödüllendirseydi konjonktür nasıl değişirdi? Bu konuda adalet nerde? AB’nin adalet ekseni değişmiştir” diye konuştu.

AVRUPA’YA VİZE ELEŞTİRİSİ: “NEDEN ARNAVUTLUK VE BOSNA’YA VİZE MUAFİYETİ VERMEDİNİZ?”

Avrupa’nın Hırvatistan, Makedonya ve Sırbistan’a yönelik aldığı son vize muafiyeti kararına da değinen Bakan Davutoğlu, ancak bu muafiyete nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan Arnavutluk ve Bosna Hersek’in dahil edilmemesine dikkat çekti. Davutoğlu, “Sırbistan’a, Makedonya’ya, Hırvatistan’a vizeyi kaldırmalarına tabii ki karşı değiliz. Bunu gönülden destekliyoruz. Ama aklımıza şu soru geliyor? Neden Arnavutluk ve Bosna’ya da vizeyi kaldırmadınız? Neden 15 yıldır ısrarla Gümrük Birliği’ni uygulayan, üstelik Gümrük Birliği anlaşmasında işadamlarına vizenin kaldırılacağına dair hüküm bulunan Türkiye’ye yönelik vizeyi kaldırmıyorsunuz?

"NÜKLEER İRAN DA, NÜKLEER İSRAİL DE İSTEMİYORUZ"

Orta Doğu'nun zaten gerilimlerle ve anlaşmazlıklarla dolu bir bölge olduğuna, nükleer gerilimin bu anlaşmazlıklara bir yenisini ekleyeceğine işaret eden Davutoğlu, "Nükleer İran istemiyoruz, nükleer İsrail de istemiyoruz. Hangisinin daha kötü olduğuna dair seçenek sunulmamalı. Neden daha iyi bir seçeneğimiz olmasın? O da hiçbir yerde nükleer silah olmaması, barışçıl ilişkilerin hüküm sürmesi" dedi.

Davutoğlu, Türkiye olarak, nükleer silahlardan arınmış bir bölgenin yaratılması yolunda ellerinden geleni yapacaklarını vurguladı.

Sorunun diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile şeffaf olmasını istediklerini kaydetti. Davutoğlu, İran'a olası yaptırımlar konusunda da, Irak'taki deneyimlerini hatırlatarak, Irak'a uygulanan yaptırımların Saddam Hüseyin'i vurmadığını, Türkiye'yi ve insanları daha fazla vurduğunu kaydetti.