BIST 10.151
DOLAR 32,23
EURO 34,98
ALTIN 2.441,93
HABER /  GÜNCEL

Dağlarcanın evi müze olacak

Tedavi gördüğü hastanede vefat eden ünlü Şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca, son yolcuğuna törenlerle uğurlandı.

Abone ol

Dağlarca için ilk tören Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda yapıldı. Saygı duruşu ve Dağlarca ile yapılan bir röportajın görüntüsünün yayınlandığı törende ilk konuşmayı gazeteci yazar Doğan Hızlan yaptı.

Hızlan “Eğer şiirin perisi varsa Dağlarca şiirin perisidir. Çağlar boyu insan üzerine ne söylenmişse onun şiirlerinde bunlar vardı. Yalnızlık ile hesaplaşmanın bütün imgeleri onda vardı. Dağlarca’nın algılama ustalığını bütün şiirlerinde görürdük. Şiirimizin büyük ustasını hiçbir zaman unutmayacağız” dedi.

Gazeteci-yazar Özdemir İnce ise bir insanın beyninde şiir, roman, öykü salgılayan bir merkez bulunmadığına inandığını ancak bunu Dağlarca için söylemenin zor olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Dağlarca şiiri aramamış ama onu her nasıl ise bulmuştur, şiiri salgılamıştır. Dağlarca gezegeni Cumhuriyet şiirimizin atalarından biridir; şiir ormanımızın en heybetli ağaçlarından biridir. Bu heybetli ağacın bir başka benzeri yoktur. Bugün bayraklar yarıya inmeli, en azından bir günlük yas ilan edilmeliydi.”

BAŞKAN ÖZTÜRK “EVİ MÜZE OLACAK”

Törene ev sahipliği yapan Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ise, büyük Usta’nın her karanlıktan çıkacak bir aydınlık olduğunu kendilerine öğrettiğini, onun söylediği her kelimesinin sanki önceden planlanmış, zekice seçilmiş bir edebi eser gibi olduğunu vurguladı. Dağlarca’nın hasta yatağında dahi gündemi takip ettiğini, hayat felsefesi olan Cumhuriyet ile ilgili sürekli mesajlar verdiğini özellikle Cumhuriyet Gazetesi’nde İlhan Selçuk’un köşe yazılarını sürekli okuduğunu vurgulayan Öztürk, törende olması gereken en önemli kişilerden Sayın İlhan Selçuk, Ergenekon davasından yargılandığı için Dağlarca’nın cenaze törenine katılamadığını hatırlattı. Öztürk’ün bu sözleri salondakiler tarafından uzun uzun alkışlandı. Dağlarca’nın ödünsüz bir demokrasi ve cumhuriyet aşığı olduğunu kaydeden Öztürk şunları söyledi:
“O kadar güzel anılar bıraktı ki bizlere, ziyaretine gittiğim bir gün evinin müze yapılmasını istedi. Önce ciddiye almadım. Ama bir hafta sonra tekrar gittiğimde bana neden işlemlere başlamadığı sordu ve hemen bunu talimat kabul edip hukuki işlemleri tamamladım. Kendisi adını Dağlarca’dan Gökyüzü olarak koydu. Buraya gençlerin, çocukların gelip kitap okumasını istiyordu. Buraya gelenler benim gökyüzümden dünyaya baksınlar diyordu. Bizde burada söz veriyoruz. Sayın Dağlarca’nın istediği gökyüzünden bakabilmeleri için onun vasiyetini yerine getireceğiz. Dağlarca, çocukları çok severdi. Bir gün hasta yatağında kendisiyle röportaj yapan bir öğrencinin, çocuklara ne söylemek istersiniz şeklindeki sorusuna, Cumhuriyet’e Laikliğe sahip çıksınlar demişti. Yine başka bir gün okullarda Türkçemize yeterince sahip çıkılmadığını hatırlatarak, dili unutulan bir millet yok olmaya mahkûmdur, bu konuda bir şeyler yapılmalı diye uyarmıştı. Biz onun bıraktığı mirasa sahip çıkacağız. Ruhun şad olsun, her zaman bizimle şiirlerinle yaşayacaksın.”

Öztürk, konuşmasında Dağlarca’nın rahatsızlığı sırasında tedavilerini üstlenen Acıbadem Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı M.Ali Aydınlar ile Başkent Üniversitesi Hastanesi sahibi Mehmet Haberal’a, bu hastanelerin doktor ve hemşirelerine de teşekkür etti.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise konuşmasında Dağlarca’nın Türk diline yaptığı katkılardan bahsederek, Dağlarca’nın Türkçenin yaşaması ve gelişmesi için büyük emekler sarf ettiğini söyledi.

Günay, Dağlarca’yı hasta yatağında ziyarete gittiğinde, yorgun ve bitkin biriyle karşılaşacağımı sanıyordum, oysaki karşımda zekâsı yerinde şaka yapan sorgulayan Dağlarca’yı gördüm. Hayata bağlıydı. İnsanlığa dair ne kadar duygu varsa onlara dair şiirler yazdı. Toprağa sahip çıkmayı onun şiirlerinden öğrendik. Anadolu’da çok dağ var. Dağlar ölmez, mevsimler geçer, Dağlarca’nın açtığı yolda Türkçe’ye sahip çıkarsak, Dağlarca’yı hep yaşatmış olacağız.”

Günay’ın konuşmasından sonra bir katılımcı “Sayın Bakan Dağlarca Atatürk yolundan sapmamayı da öğretti” sözleriyle Bakan Günay’a tepki gösterdi.
Dağlarca’nın “Mustafa Kemal’in Kağnısı” adlı şiirini okuyan dostu Kemal Sayacı ise uzun süre alkışlandı.
Süreyya Operası’ndaki tören Emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Necla Pur, Kadıköy Kaymakamı Hasan Karahan ile yazar Eşber Yağmurdereli’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı.

Konuşmalardan sonra Dağlarca’nın Türk bayrağına sarılı naaşı cenaze töreni için Söğütlüçeşme Camisine götürüldü. Dağlarca’nın dostlarından Nurhan Ertok, camide tabutun başında bir şiir okudu. Burada öğlen namazı ile kılınan cenaze namazına da Dağlarca’nın sevenleri, dostları ile çok sayıda vatandaş katıldı. Camideki törene Yaşar Kemal, sanatçı Erol Evgin, Lale Belkıs gibi ünlü simalar katılırken, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın da aralarında bulunduğu bir çok kişi de çelenk gönderdi. Alkışlar arasında Söğütlüçeşme Camisinden çıkarılan Dağlarca, Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Mezarlıktaki son yolculuğuna ise Dağlarca’nın yakın dostları ile Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk katıldı.