BIST 9.717
DOLAR 32,52
EURO 34,91
ALTIN 2.438,21
HABER /  DÜNYA

Cumhurbaşkanı Gül: Savcının bildiri dağıtması doğru değil

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Savcının bildiri dağıtması, bunlar doğrusu doğru şeyler değil ama tekrar söylüyorum sonuna kadar neyse bunun ü...

Abone ol

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Savcının bildiri dağıtması, bunlar doğrusu doğru şeyler değil ama tekrar söylüyorum sonuna kadar neyse bunun üstüne gidilmesi gerekir" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, HaberTürk televizyonunda katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Deniz Baykal’ın görüşme talebiyle ilgili Gül, “Deniz Baykal görüşme talebini iletti. Hafta içinde görüşeceğiz kendisiyle. Tecrübeli siyasetçiler görüşlerini söyleyeceklerdir. Cumhurbaşkanı olarak devletin organları içinde ahenkli ortamların çıkmasını sağlamak benim görevlerimden bir tanesidir. Gerekli telkin ve görüşlerimi yapıyorum gerekli organlara. Meclis açılışında nedense önemli konulara dikkat çekiyorum. Burada yaptığımız toplantılarda meseleleri konuşuyoruz Son olayla ilgili mahkemelerin düzgün bir şeklide çalışması, yargıya müdahalenin olmaması. Hükümetin üstüne düşenleri yapması ve Türkiye’deki istikrarın bozulmamasına fırsat vermemesi gerekiyor. Bu anlamda paylaştıklarım oluyor Sayın Başbakanla. Son olarak hükümette gerekli değişikliği yaptı" diye konuştu.
Türkiye’de parlamenter sistem olduğunu başkanlık sisteminin olmadığını anlatan Gül, "Bir zamanlar Cumhurbaşkanlarının parlamenter sistemin ilkeleri aşan tavırlar olduğunda nelerin yaşandığını görebilirsiniz.
Hükümetin karşısına ben ancak muhalefeti koyabilirim. Bir hükümet bir de karşısında muhalefet vardır. Hükümetin karşısına başka grubu koymayı, böyle bir denge kurmam. STK’lar şeklide daha geniş olarak düşünürsek, bunların çeşitli gücü olabilir. Devletin çalışma sistemini tanımayıp, başka faaliyete giren olursa hükümetin görevi bunları ortaya çıkartmaktır. Bütün bunlar da bir hukuk düzeni içinde olur. Birazcık afaki kimsenin konuşmaması gerekir. Ben ancak yeri geldiğinde herkesin bazen de aleni olarak dikkatini çekerim. Şimdi de yaptığım gibi bu prensibime bunu koyabilirim.
Devletin içerisinde bugün böyle bir iddia olabilir. Başka tamamen farklı, politik, inanç veya etnik neyse böyle şeyler olabilir. Bir yanlış varsa o yanlışla mücadelenin yolu hukuk yolu olur. O bakımdan burada ilkeli davranmak önemlidir. TC vatandaşı olan herkes o kurumların şartlarını yerine getirebiliyorsa o kurumlarda çalışabilir. Avrupa’da askerler, polisler bile sendikalara üye oluyor. Kamu işi söz konusu olduğunda bunlar asla bir motivasyon oluşturmaz, dayanışma oluşturmaz. Tek uyacağı şey anayasa kanunlar ve kendi hiyerarşisidir" dedi.
Parlamenter sistemin Türkiye’ye daha uygun olduğu kanaatinde olduğunu belirten Gül, "Başkanlık sistemi de demokratik bir sistemdir. Bu nihayetinde farklı görüşlerdir, hepsine saygı duyarım. Başkanlık sisteminin de avantajları vardır" dedi.

17 ARALIK OPERASYONU
Cumhurbaşkanı Gül, 17 Aralık’taki operasyona ilişkin, "Yolsuzlukla mücadele, yolsuzluğa hiçbir tolerans tanımamak öncelik olması lazım. Muhakkak üstüne gitme ve vicdanları tatmin edecek bir süreci işletmek gerekir. Bu konuda prensipler, kurallar çok önemli. Yolsuzlukların da önlenebilmesi için kuralların çok iyi konulması gerekir. Kurallar çok iyi değilse herkesi yolsuzluk yapmaya azmettirir. Eğer kurallar açıkça ortada değilse yolsuzlukları önleyemez. Herkes kendisine bir şekilde bir şey çıkartır. Bize yeni kuralların gerektiği kanaatindeyim. AB müktesebatını aktarırken, bu konularla ilgili daha çok şey olduğuna inanıyorum. Eski yıllarla mukayese ettiğinizde çeşitli kurumlar oluşturuldu ama bunların yeterli olmadığı kanaatindeyim. Burada Sayıştay’ın önemi ortaya çıkıyor. Sayıştay Kanunu’nun çıkartılması için telkin ve çağrılarım oldu. Yolsuzlukla ilgili iddia söz konusu olursa, bunların sonuna kadar gidilmesi aslında birinci önceliktir. Kim olursa olsun, bu hepimiz için herkes için geçerlidir" şeklinde konuştu.

"SAVCININ BİLDİRİ DAĞITMASI DOĞRU DEĞİL"
17 Aralık’taki soruşturmaya müdahale edildiği yönündeki eleştirilere ilişkin değerlendirmede bulunan Gül, "Bunların sonuna kadar üstüne gidilesi süreci işletilmesi ve neticede mahkemelerin buna karar vermesi gerekiyor. Savcının bildiri dağıtması, bunlar doğrusu doğru şeyler değil ama tekrar söylüyorum sonuna kadar neyse bunun üstüne gidilmesi gerekir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, "Bazı tutuklamalar yapıldı, bazıları tahliye edildi. Süreç işliyor. Soruşturmanın önlenmesi ile ilgili yönetmelik çıkartıldı dendi. Danıştay bunu durdurdu. Buradan bir kaos ortamı çıkartmak ülkeye yazık olur. Hiçbir şeyin üstü örtülemez. Bugün herkes her şeyi konuşuyor, yazıyor. Mahkemelerin görevi titiz bir şekilde bunu ortaya çıkartmak" dedi.

"YOLSUZLUKLARA MAHAL VERMEYECEK ŞEKİLDE YENİ TEDBİRLER GETİRMEK GEREKİR"
"Kim niye korkacak, bir yanlış varsa korkulur. Yanlışı olmayanın korkmaması gerekir” diyen Gül, “Bazen büyük yatırımcılar var. Kurallarına uygun olmayan şekilde suç atılırsa, bir sürü bankalarla finans kurumlarıyla ilişkili olanlar var. Birden bire itibarını yok edersiniz. Soruşturmaların kanun gücü içinde bağımsız bir şekilde yapılırsa bu doğru neticeye ulaşır. Meclis Başkanının söylediği şey, soruşturma safhası kanunlara göre gizlidir. Ben bunu daha önce askerler, gazetecilerle ilgili dosyalarda söylediğim için bugün yine söylüyorum. Savcı hakim değil, bunlara herkesin dikkat etmesi lazım. Yolsuzluklar eğer bir şekilde üstü kapanırsa bunlar o kadar çok konuşulur ki toplumu çürütür. Sonuna kadar gidilmesi gerekir. Mevcut kanun ve kurallarımızı yolsuzluklara mahal vermeyecek şekilde gözden geçirip yeni tedbirler getirmek gerekir" dedi.
Ekonomik istikrarın her şeyin başında geldiğine dikkati çeken Gül, "Türkiye dünyayla bütünleşmiş bir ülke. Sermayenin dolaşımı ülkeler arasında serbest. Ekonomide güvensizlik, istikrarsızlık söz konusu olursa kendi gemimizi delmeye başlamış oluruz. Herkesin sorumluluk duygusu içinde hareket etmesi gerekir. Türkiye dış yatırımları alarak son 10 yıllık büyümesini gerçekleştirdi. Böyle bir ortamda güven zedelenirse, geleceğiyle ilgili tereddütler olursa bu Türkiye’ye yapılmış en büyük yanlış olur" dedi.
(İHA)