BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  SAĞLIK

Bıçaksız kalp ameliyatı

Kalp tedavisinde müthiş buluş. Türk doktor ameliyatsız kalp kapağı değişimini başarıyla uyguladı.

Abone ol

Dünyanın en önemli kalp merkezlerinden biri olan ABD'deki Cleveland Clinic'te görev yapan başarılı Türk doktoru Prof. Dr. Murat Tuzcu, ABD'de sadece 3 merkezde yeni yapılmaya başlayan kalp kapağı değişimindeki en yeni yöntemi Milliyet'e anlattı.

Cleveland Clinic Intravasküler Ultrasonografi Laboratuvar Başkanı Prof. Dr. Murat Tuzcu, ameliyata gerek kalmadan, kalbi açmadan, kasıktan aynı ajiyo yapılır gibi uygulanan 'kateterle kapak değişimi' yönteminin merkezlerinde iki hastada başarıyla uygulandığını söyledi.

Dünyada toplam 40 hastada uygulanan yöntemin özellikle yüksek riskli ve belli yaş üstü hastalarda uygulanacağı müjdesini veren Prof. Dr. Tuzcu, araştırmaları kendi merkezinde de süren bu yeni yöntemle ilgili sorularımızı yanıtladı...

 Yöntem nasıl ortaya çıktı?
Kateterle kapak değiştirme fikri ve yöntemi nasıl ortaya çıktı?
30 yıl önce başlayan kateter yoluyla kalp hastalıklarını düzeltme, kalbi besleyen damarların genişletilmesiyle ortaya çıktı. Daha sonra birtakım doğumsal kalp hastalıklarının, kalp deliklerinin tamir edilmesi, daralmış bazı kapakların balonla açılması amacıyla gündeme geldi. Son bir iki yıl içinde de daha önceden hiç aklımıza gelmeyen bazı kapakların yetersiz kapanması, bazı kapakların kireçlenip daralması durumunda ve ameliyatsız hallolmayan hastalara acaba kateter yoluyla yardım edebilir miyiz düşüncesi ortaya çıktı.
Bu bağlamda bizim de içinde bulunduğumuz önder araştırıcı grupları bu onarımı sağlayıcı tedbirlerin yanında son 2 - 3 yıl içinde geliştirilen bir teknikle aort kapağı dediğimiz kalbin çıkış kapağını kateter yoluyla acaba yerine yeni kapak yerleştirebilir miyiz çalışmalarını yaptı. Şimdi insanlarda da uygulanan bir yöntem geliştirildi.

Cleveland'da bu çalışmalara ne zaman başladınız?
ABD'de son bir aydır başlandı çalışmalara. Cleveland, Detroit ve New York olmak üzere toplam üç merkezde yapılıyor. Fransa ve Kanada'da da birer merkezde yapılıyor. Yöntemin uygulandığı toplam hasta sayısı henüz dünyada 40'ı geçmedi.

Merkezinizde kaç hastaya uygulandı? Sonuç başarılı oldu mu?
Biz geçen ay içinde biri 90, biri 91 yaşında ameliyat olması mümkün olmayacak derecede yüksek riskli iki hastamızda bunu yapıp çok daha rahat bir şekilde sağlıklı bir hayata döndürdük. İki hastanın da hem fiziki hem de zihni aktiviteleri yerinde.

Kimlere yapılıyor?
Ameliyata alternatif diyebilir miyiz?
Bu hiçbir zaman ameliyata alternatif bir yöntem değil. Hiçbir hastanın makul bir riskle ameliyat olabilecekken bunu yaptırması söz konusu değil. Ancak nüfus yaşlanıyor. Nüfus yaşlandıkça aort kapağının kireçlenmeye bağlı darlığı giderek artıyor ve insanlar 80 - 85 yaşının üzerine çıktığı zaman ameliyattan sonra dolu dolu bir hayata dönememe tehlikeleri artıyor.
Örneğin böbrek yetmezliği gibi durumlar ortaya çıkıyor. Başka da bir çaresi olmadığı zaman belki bu hastalara cerrahinin o hastalarda yerini tutabilecek bir yöntem yaratmış olacağız. Şu an çok yüksek riskli hastalarda yapılıyor.

Ameliyatla karşılaştırıldığında avantajları neler?
Normalde ameliyat 5 saat kadar sürüyor. Ameliyat olan hasta 5 - 7 gün hastanede kalıyor, uzun süre iyileşme süresi var. Ama ölüm riski yüzde 2. Kısacası ameliyatlar iyi merkezlerde çok güvenli yapılıyor ama hastaların başka problemleri varsa, örneğin 85 yaşında ağır kalp yetmezliği olan bir hastayı ameliyat ettiğiniz zaman bunun hastaneden çıkamama riski yüzde 25 - 30 oluyor. Böyle bir hastaya iki saatte kateterle yapacağınız bu tür bir müdahale çok cazip olabilir.

Ameliyat riskli hastalara yapılıyor

Ne zaman rutin uygulamaya geçebilir ve daha geniş bir hasta grubunda uygulanabilir?
Tabii bu yöntem çok yeni. Daha araştırma aşamasında olan bir yöntem ve olgunlaşması için birkaç seneye ihtiyacımız var. İlk aşamada ameliyat olamayacak hastalarda yapılıyor. Unutmamak lazım ki, ameliyatla yapılan kapak müdahaleleri ehil ellerde ve iyi merkezlerde yapıldığı zaman bu hastaların uzun vadeli çok iyi sonuç aldığını biliyoruz. Başka yöntemlerle yapacağımız kapak müdahalelerinin, kapak değiştirmelerin aynı sonucu verip aynı güvenlikte yapabileceğimizi göstermemiz lazım ki, o zaman buna diyelim ki sen ameliyat olma, kasıktan kateterle girelim. Aynı ilaç kaplı stentlerde olduğu gibi. Bazı hastalık gruplarında diyoruz ki, senin ameliyat olmana gerek yok, biz bunu ameliyat kadar iyi yapabileceğiz.

Yönteme nasıl karar veriliyor?

Bir yöntemin güvenli olduğuna nasıl karar veriliyor?
Önce bir fikirden yola çıkılarak deney masasının üzerinde çalışılıyor. Sonra deney hayvanlarında çalışılıyor. Daha sonra bu işin güvenli olup olmadığı hastaya ayrıntısıyla açıklandıktan sonra küçük bir hasta grubunda çalışılıyor. Daha sonra da klasik altın standart dediğimiz yöntemle randomize karşılaştırma yapıyoruz. Örneğin 100 hasta alıyoruz, 50'sini kateter yoluyla yaptığımız kapak değişimiyle tedavi ediyoruz ve standart tedaviyi birbiriyle karşılaştırıyoruz. Hangi hastaya hangi yöntemi uygulayacağımızı rasgele yöntemle, yani kura çekerek saptıyoruz. Ancak bu şekilde kateterle yaptığımız hastalarda diğer hastalara göre aynı güvenlikte ve aynı uzun vadede sonuç alabilirsek, o zaman diyeceğiz ki biz bu çalışmayı yaptık, bunda size ameliyat kadar iyi bir sonuç vaat ediyoruz. Kaldı ki yaşınız vs. nedeniyle bunu daha da tavsiye ediyoruz.

Nasıl uygulanıyor?

Hastaya aynı anjiyografide olduğu gibi kateterle kasıktan giriliyor. Aorta ulaşıldıktan sonra kateterin ucu açılarak yaklaşık 2,5 santimetre çapındaki kapak eski kapakla değiştiriliyor. Şimdilik biyolojik kapak denilen at dokusundan yapılmış kapaklar kullanılıyor. Yakında inek kapağından yapılmış kapaklar da kullanılacak.

Prof. Tuzcu kimdir?

İstanbul Tıp Fakültesi'nden 1977 yılında mezun oldu. 1981 yılında, aynı fakültede İç Hastalıkları İhtisası'nı bitirdi. 1983-1985 yılları arasında Elazığ'da Dahiliye Uzmanı olarak çalıştı. 1985-1989 yılları arasında Cleveland Clinic'te Kardiyoloji Yüksek İhtisası'nı yaptı. 1989-1990 yılları arasında Boston'daki Massachusetts General Hospital'da özel ihtisas yaptı. Ardından 1990-91 yılları arası Harvard Tıp Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1992 yılından bu yana Cleveland Clinic'te çalışıyor ve aynı zamanda öğretim üyeliği yapıyor.

Söyleşi: Ayşegül Aydoğan
Kaynak: www.milliyet.com.tr