BIST 9.722
DOLAR 32,55
EURO 35,01
ALTIN 2.428,04
HABER /  POLİTİKA

Başkan Erdoğan'dan Biden'ın 'soykırım' kararına tepki: Mesnetsiz ifadeler kullanmıştır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını soykırım olarak tanımlamasına sert tepki gösterdi. Tarihte yaşanan o günleri anlatan Erdoğan, "Coğrafyamızda 1 asırdan uzun süre önce yaşanmış acı olaylarla ilgili mesnetsiz, haksız ifadeler kullanmıştır'' dedi.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kritik Kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Erdoğan konuşmasında ABD Başkanı Joe Biden'ın 24 Nisan'da 1915 olaylarının yıldönümüyle ilgili açıklamasında 'soykırım' ifadesini kullanmasına tepki gösterdi.

Joe Biden'ın açıklamasını hiçbir hukuki ve tarihi temeli olmayan ifadeler olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

ABD Başkanı Bıden'a 'soykırım' tepkisi! 

*Amerika Birleşik Devletleri başkanı Biden 24 Nisan günü yayınladığı bir mesajda coğrafyamızda bir asırdan daha uzun süre önce yaşanmış acı olaylarla ilgili mesnetsiz, haksız ve hakikatlere aykırı ifadeler kullanmıştır.

* Hiçbir tarihi ve hukuki temeli olmayan bu ifadeler milletimizin her ferdi gibi bizi de ziyadesiyle üzmüştür. 

* Açıklamadaki ifadeleri radikal Ermeni çevrelerin ve Türkiye karşıtı grupların baskısıyla yer verildiğini düşünüyoruz.

* Ancak bu durum ortaya çıkan tablonun iki ülke ilişkileri üzerindeki yıkıcı etkilerini ortadan kaldırmıyor. Türkiye olarak tarihte yaşanan acıların yarıştırılması gibi bir anlayışı kesinlikle insani bulmuyoruz ama şayet böyle bir yola girilecekse bu yarıştan alınacak vicdani müşteri kalbi mutmain çıkacak tek millet ve devletin biz olduğunu da hatırlatmak isteriz.

* Amerika ve Avrupa başta olmak üzere bize soykırım intikamını yönelten çevrelerin hepsi de böyle bir mukayese sonrasında insan içine çıkamayacak hale gelecektir esasen son iki asırda en büyük sivil can kayıpları ve buna bağlı nüfus hareketleri Osmanlı coğrafyasında yani bizim vatanımızda olmuştur.

* Osmanlı Balkanlardan ve Kafkasya'ya uzanan topraklarındaki nüfusunun neredeyse yarıya yakınını oluşturan 10 milyon insanın yarısı ölüm yarısı Türk'ün acısını yaşamıştır.

* Üstelik bunu biz söylemiyoruz bizzat batılı tarihçiler ifade ediyor. Dikkat ederseniz bu 10 milyon insanla ilgili ne silahlı bir çete fotoğrafı ne geride bıraktıkları kanlı izden ne utanç verici başka herhangi bir hikaye göremezsiniz bulamazsınız.

* Bizim acılarımızı kalbimize gömüp hep sadece ileriye bakma erdemimizi sanıyoruz bazıları yanlış anlıyor buna göre bizim de batıda Balkanların kaybından doğuda uğradığımız işgallerin hesabını güneyimizde bize verilip tutulmayan sözlere kadar kapsamlı bir muhasebe yapıp ortaya çıkan faturayı da muhataplarımızın önüne koymamız gerekiyor.

* Hiç sınırlarımız dışına çıkmaya bile gerek yok Adana'dan Antep ve Maraş'a İzmir'den Afyon'dan İstanbul'dan Çanakkale'ye Kars'tan Artvin’e kadar her şehrimiz kendi kayıplarının peşine düşse bile yeter.

* Aynı yaklaşımı tüm mazlum toplumların coğrafyaların da göstermesi halinde ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını kim bilebilir? Batı'nın Ermeni meselesindeki tutumunu ve terör örgütlerine karşı sergiledikleri riyakar tavrın sonu işte bu yola çıkıyor.

“Tarih komisyonu teklifimize yanıt alamadık'

* Hala en başta söylediğimiz yerdeyiz tarihteki olayların araştırılması ve hakikatlerin ortaya çıkartılması bu işin erbabına yani tarihçilere bırakılmalıdır siyasetçilere değil. Yıllardır dile getirilen Ermeni iddiaları konusunda ortak bir tarih komisyonu kurulması teklifimize hala bir cevap alamadık.

Kendi arşivlerimizi tamamen bu komisyonun araştırmalarını açma taahhüdünde bulunduk ama muhataplarımızdan yine ses çıkmadı biz kendimizi bu kadar güvenirken karşı tarafın iddia sahibi olarak gerçeklerin peşinde koşmak yerine meseleyi ısrarla siyasi zemine taşınması işin aslını göstermeyecek zaten tek başına yeterlidir.

* Bununla birlikte ülkemizde ve dünyada bu konuda hala kafası karışık olanlar için meseleyi özetle anlatmak istiyorum aziz milletim. Anadolu ecdadımızın yönetiminde asırlar boyunca farklı kökenden ve inançtan insanın huzur içinde yaşadığı bir coğrafya olmuştur pek çok toplum gibi Ermeniler de bu dönemde dini özgürlüklerini kazanmışlar sosyal statülerini güçlendirmişlerdir.

'Silahlandırılarak bize karşı ayaklandırılmışlardır'

* Tarihimize 93 harbi diye geçen hadiseye kadar bu barış iklimi sürmüştür Osmanlı'nın son döneminde ülkedeki pek çok kesim batılılar tarafından tahrik edilerek cesaretlendirilerek silahlandırılarak bize karşı ayaklandırılmışlardır. Çok sayıda devletin yer aldığı Balkan toprakları bu şekilde asimetrik savaşlarla ülkeden koparılmıştır. Doğuda da aynı senaryo, Çarlık Rusya'sının iştirakiyle Ermeniler üzerinden oynanmıştır. I. Dünya Savaşı'na kadar 40 kadar isyan çıkaran çeteler büyük katliamlara yönelmiştir. Batılıların siyasi ve ekonomik, Rusya'nın askeri desteği ile palazlanan Ermeniler kadın, çocuk ihtiyar demeden öldürmüşlerdir. 150-300 bin arasında ifade edilen çeteler Rus ordusuyla aktif olarak bize karşı savaşmışlardır.

'Ermeni çeteler tarafından katledilmiştir'

*Tamamı sivil Kürt ve Türk nüfus Ermeni çeteler tarafından katledilmiştir. 24 Nisan'da insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. 24 Nisan 1915 tarihi Osmanlı devletinin savaş halinde bulunduğu ülkelerle bir olup aleyhine faaliyet yürüten Taşnak, Hınçak gibi örgütleri kapatıp 235 yöneticisini tutukladığı gündür.

*Ülkemizdeki Ermeni toplumu dünyadaki genel uygulamaya paralel şekilde bu tarihi kendi acılarını anma günü olarak kabul etmiştir. Biz de gerçekte bu tarihte ne olduğunu bilmemize rağmen Ermeni toplumun tercihlerine saygı d uyarak kendilerine bir süredir acılarını paylaşan mesaj gönderiyoruz. 27 Mayıs'ta Sevk ve İskan Kanunu çıkarılmış, 1 Haziran'da uygulamasına geçilmiştir.

*Yapılan işler bilfiil isyana, katliamlara karşı alınmış tedbirdir. Bu tarihler Osmanlı devletinin Çanakkale başta olmak üzere pek çok cephede tarihi mücadele yürüttüğü tarihe tekabül ediyor. Eli silah tutan erkekler cephede olduğu için geride savunmasız, kadınlar, yaşlılar ve çocuklar kalmıştır. Ermeni çeteler sadece masum ve savunmasız insanları katletmişlerdir. Sadece Muş'ta 1 yıl içinde 20 bin vatandaşımız katliama maruz kalmıştır. Hızlarını alamayan Ermeni çeteciler Trabzon civarındaki Rum ve Hakkari civarında Musevi Osmanlı vatandaşlarımızı topluca öldürmekten çekinmemiştir.

*Ermeni çeteleri sadece Anadolu'da savunmasız sivil Türkleri ve Kürtleri; Kafkasya tarafında da Çerkezleri katletmişlerdir. Yaptıkları katliamları ve yüz binlerce insanı göçe zorladıklarını övünerek anlatmışlardır. Bununla ilgili pek çok belge bölge ülkelerin arşivlerinde mevcuttur.

Acaba Amerika'nın arşivinde ne kadar belge var?

*Ermeni nüfusu geçici olarak başka bölgelere gönderme kararı alınmıştır. Bu karar çete saldırıların yoğun olduğu yerlerdeki Ermeni nüfusu kapsamaktadır. Yeri değiştirilen Ermeni nüfusun sayısı konusunda pekçok tezvirat ortada dolaşmaktadır. I. Dünya Savaşı öncesi Ermeni nüfusu 1 milyon 300 bindir. Şu anda 1 milyonun üzerinde arşivlerimizde belge var. Ben belgelere dayanarak konuşuyorum, sayın Biden gibi konuşmuyorum. Acaba Amerika'nın arşivinde ne kadar belge var? Avrupa'da ne kadar belge var? Açabiliyor mu? Biz hodri meydan diyoruz. Ama bu çağrılara cevap veremediler.

*İran'a ve Rusya'ya gidenlerle rakam 500 bine ulaşmaktadır. Dolayısıyla Amerika'nın kendi raporlarında bile sevke tabi tutulanların sayısı 600 bin olarak belirtilmektedir ki, gerçek rakam daha da azdır. Salgın hastalık, asayiş sorunlarından veya güvenlik güçleriyle çatışarak hayatını kaybedenlerin sayısı 150 bini ancak bulmaktadır. Elbette bu 150 bin kişinin her biri candır ve elbette önemli rakamdır.

'Birçok Türk'e ait toplu mezar vardır'

*Ermeni tarihçiler kayıpların çoğunun cephedeki savaşlarda yaşandığını da belirtirler. Osmanlı devleti Ermeni nüfusu başka bir yere göndermemiş, kendi toprakları içinde yer değiştirtmiştir. Hazırlık için 1 hafta süre verilmiş, mazareti olanlar sevkten muaf tutulmutur. Sevkte gereken idari tedbirler alınmış, gereken tahsisat yerel birimlere gönderilmitir. Kimsesiz kalmış olan Ermeni çocuklara sahip çıkılarak kendileri için yetimhaneler kurulmuştur Sayın Biden.

*Mağdur olan Ermenilere dışarıdan yardım gönderilmesine hiçbir zaman ses çıkartılmamıştır. Hiçbir yerde Ermenilere ait toplu mezara rastlayamazsınız. Böyle bir hadise yaşanmamıştır. Birçok Türk'e ait toplu mezar vardır. Şu anda İstanbulumuzda 100 bin Ermeni yaşamaktadır.

*Savaş sonrası geri dönenlerle bu rakam bir ara 650 bine yaklaşmıştır. İnsanlar katledikleri, soykırıma uğratıldıkları bir ylere gönüllü olarak geri dönmezler sayın Biden. İngilizler tarafından 1921 yılında yapılan nüfus istatistiğinde toplam Ermeni nüfus 1,2 milyona yakın olarak belirtilmektedir.

*Bilhassa Suriye, Ürdün, Lübnan gibi yerlere gönderilen Ermenilerden önemli bir kısmı zamanla Amerika ve Avrupa'ya göç etmişlerdir. Ermeni tezlerini destekleyenler o dönemde evlerinden ayrılan herkesi öldürülmüş gibi göstermiştir. Osmanlı iç karışıklık yaşanan bölgelerdeki Ermeni nüfusu başka yere göndermeseydi, cephelerdeki askerlerini geri çekmek durumunda kalacaktı.

*Osmanlı cephede düşmanda değil sınırları içindeki çetecilerle mücadele ederken savaşı kaybetmiş olacaktı. Allah göstermesin İstiklal Harbimizi bile tehlikeye atacak boyutlara bırakabilirdi. Ermenileri bu sinsi senaryoda acımasızca kullanmışlar, amaçlarına ulaşamayınca ölülerini d ahi istismar etmekten çekinmemişlerdir. 1 asır önce bugünkü Ermenistan'ın olduğu yerde nüfusun yüzde 80'inden fazla Müslümanlardan oluşuyordu. Bugün neredeyse kimse kalmamıştır.

'Dağlık Karabağ ve Azerbaycan şehirlerinde yapılanlar da ortadadır'

*30 yıl önce işgal edilen Dağlık Karabağ ve Azerbaycan şehirlerinde yapılanlar da ortadadır. Sayın Biden, Minsk 3'lüsü diye bir üçlü oluşturulmutu. Amerika, Rusya, Türkie vardı. 30 yıl bu işgalden kurtarmadınız, oradaki insanları ve Azeri kardeşlerimiz ne yazık ki 1 milyonu aşkın oralardan hicret etmek durumunda kaldı."

*Allah'ın izniyle üzerimizde oynanan oyunları nasıl hüsrana uğrattıysak, Suriye'de kurulan tuzağı da aynı şekilde parçalayıp atacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

*ABD'nin bu gerçekler ışığı altında attığı yanlış adımdan bir an önce dönmesini umut ediyoruz. Tarih ilmi bir kenara bırakılarak ülke başkanlarının, parlamentolarının bu tür konularda ahkam kesmesi, işleri içinden çıkarılmaz hale getirmekten başka bir işe yaramaz. Yaşanan tartışmaların Ermeni toplumuna en küçük bir faydası olmadığı gibi tam tersine bu tür adımlar yeni sıkıntıların kaynağı haline gelmektedir. Bizim Ermeni toplumuyla sorunumuz, sıkıntımız yoktur. Bin yıldır aynı topraklarda yaşadığımız bu insanların bir kısmıyla hala barış ve huzur içinde hayatımızı sürdürüyoruz."

Biden ile haziran ayında planladığımız yüz yüze görüşmede tüm bunları değerlendirerek yeni kapı aralayacağımıza inanıyorum