BIST 9.898
DOLAR 32,58
EURO 35,01
ALTIN 2.461,39
HABER /  POLİTİKA  /  MHP

Bahçeli Erdoğan'ı o haine benzetti

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu, Erdoğan'ı adeta topa tuttu..

Abone ol

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, milli bayramların Ankara dışında kutlanmaması uygulaması ve Gençliğe hitabenin de tartışmaya açılması MHP Genel Başkanı Bahçeli'yi kızdırdı.

AK Parti'ye ağır sözlerle yüklenen Bahçeli, Erdoğan'a "AK Parti iktidarının Damat Ferit'in izinden, MHP mustafa Kemal'in felsefesinden feyiz almaktadır" sözleriyle yüklendi. Bahçeli AK Parti'yi bir de irticacı olmakla eleştirdi:

"Cumhuriyetin ilanıyla sinen, uyumla varlıklarını sürdürmek isteyen ahlaksızlar, başlarını kaldırmışlar ve kaybettikleri mevzileri elde etmeye girişmişlerdir"

Bahçeli, CHP ile AK Parti'nin de "tezgah altı siyaset" ile birbirine destek çıktığını öne sürdü.

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında milletvekillerine seslendi.

İşte Bahçeli'nin konuşmasının önemli satırbaşları...

AK PARTİ'NİN CUMHURİYET'LE HESAPLAŞMASI

Siyasal iktidarın neden olduğu talanlar ülkemizi iyice içinden çıkılmaz bir alana itmiştir. Görüyoruz ki AK Parti düşmanlığın gereğini her şartta göstermiş, her ortamda ispat etmiştir. Türkiye bu hilkat garibası siyasete anlayışıyla, enerjisini israf etmiştir. Ne hazindir ki bu nifak siyaseti, ileri demokrasi uydurmasıyla tarihimizi kamplara ayırmakta ve sanık sandalyesine oturtmak için her çirkin yolu denemektedir. Dersim gelişmesi bunlardan birisidir.

Başbakan Erdoğan bizim Dersim konusunun açılmasından rahatsız olduğumuzu söylerken bilmeden doğru bir noktaya parmak basmıştır. Gerçekler ortaya çıkmıştır kı AKP cumhuriyete dair ne varsa karşısına almaktadır. Türkiye 1923'de girdiği rotadan sapmaktadır. Bu zihniyet algısıyla birlikte çirkeflik adım adım hızlanmış, çamur siyaseti salgın haline gelmiştir. Meselenin içimizi acıtan en bariztarafı da AK Parti'nin cumhuriyetin temellerine hiçbir korkuya kapılmadan suikast düzenlemesi olmuştur.

MİLLİ BAYRAMLAR

Batının atına binerek BOP'un kılıcını sallayanların gerçek yüzü daha da görünür ve hissedilir duruma gelmiştir. Ustalık dönemi diye isimlendiriulen ilk etaplarında maskesini indirerek asıl gündemini sergilemeye başlamıştır. Bunlardan ilki hiç şüphesiz milli bayramlar ve bu kapsamda düzenlenen kutlama törenleriyle ilgili son gelişmelerdir. Bu bayramların etrafının sarılmasından sonra, sıra Atatürk'ün Samsun'a çıkışına gelmiştir. 19 Mayıs törenlerinin Ankara dışında kutlanmasının önüne adının önünde Milli kelimesi geçen bir bakanlık yapmıştır.

ERDOĞAN'A KALİBRELİ YANIT!

Kendilerinin vatan ve milllet sevgisini ölçecek kalibrede olmadığımızı dile getirmiştir. Doğrudur, çünkü biz olmayan bir şeyi ölçecek durumda ve seviye de değiliz.

Şurası üzeri örtülemeyecek kadar açık bir gerçektir ki, 19 Mayıs'a yönelik tepki, 29 Mayıs 1453'e olan öfkedir. Bilinmelidirki, 19 Mayıs, işgale karşı direnişin bir sembolüdür. 19 Mayıs hakkına ve hayat alanlarına kast edilen milletin uyanışıdır.

AK PARTİ'YE İRTİCA İMASI

Milli bayramları güncellemekle uğraşanlara sormak isterim ki sizin başka işiniz kalmamış mıdır? Bu güncelleme ile varmak istediğiniz yer neresidir? Muradınız nedir? Neyi umuyorsunuz? Amacınız ne? Sayın Başbakan, Cumhurbaşkanı, TürkiyeIyi nereye götürüyorsunuz. Kimlerin menfaatini gözetiyorsunuz. Dün 19 Mayıs'tan kim rahatsızlık duyuyorsa, bugünde aynı düşüncenin varisleri işbaşındadır. Cumhuriyetin ilanıyla sinen, uyumla varlıklarını sürdürmek isteyen ahlaksızlar, başlarını kaldırmışlar ve kaybettikleri mevzileri elde etmeye girişmişlerdir. 

GENÇLİĞE HİTABE TARTIŞMASI

AK Parti'nin bir diğer oyunu ise Andımız ile birlikte Gençliğe Hitabe yer almıştır. İlave olarak İstiklal Marşı'nın hedefe konulduğu anlaşılmaktadır. Medyadaki kin güden yüzleri, önüne gelen milli kıymete zehir saçmaktadır. AKP menşeeli düzeysiz politikalar, milletimizin kabullerine, manidar bir şekilde hep belirli bir ağızdan çıkmaktadır. AKP'nin görevli beyanatçısı, gençliğe hitabeyi tartışmak lazım diyerek yeni bir kutuplaşmanın kurdelesini kesmiştir. Tartışılması gereken Gençliğe Hitabe değil, AK Parti'nin şaibeli karakteridir. Son vatanımız peşkeş çeken çürümüşlük AK Parti de tekrar kendini bulmuştur.

DAMAT FERİT'İN İZİNDEN GİDİYOR

AK Parti Damat Ferid'in izinden, MHP mustafa Kemal'in felsefesinden feyiz almaktadır. Azim Peygamberimizin manevi ihtişamının korunması için, hidayet parıltısıyla aydınlanan kalplerimiz kafi gelecektir. Bunları anlamayan, siyasetin dar labirentlerinde zekalarını kaybetmiş biçarelerin yüce değerlerimizi kısır gündemlerine alet etmeleri tam bir sorumsuzluktur. Türk milleti Atatürk'ü de kanunlarla sevmemiştir. Türk milletinin önüne düşen, olağanüstü emek ve mücadele gösteren bir kahramanı sevmek için kanuna mı ihtiyacımız vardır.

İçinizden geçtiğiniz devrin siyasi galipleri size sesleniyorum. Nedir maksadınız? Bize neyi kabullendirmeye çalışıyorsunuz. Sizin bu milletin kutsal emanatleriyle alıp veremediğiniz nedir? Size yüze 50 desteği, parçalanalım diye mi verdi? Sayın Başbakan, ustalık dönemi laflarından ülkeyi Küresel güçlere teslim etmeyi mi kastediyorsunuz? 

Mehmet Akif'in yazdığı İstiklal Marşı'nın derin anlamından rahatsız olanlar, güneşi balçıkla sıvamaya cesaretleri yetmeyecektir. Dönemsel kuvvetlerine güvenmeleri bir anlam ifade etmeyecektir. Okullarda Atatürk köşesini çökertmeye çalışan AKP, bu tuzağa kendisin düşecektir.

AK PARTİ İNANÇ HORTUMCULUĞU PEŞİNDE...

HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...[PAGE]

İADE-İ İTİBAR MHP İKTİDARINDA

Şu hususu kimse hatırından çıkarmamalıdır. AKP hükümeti hangi şirret projeyi uygularsa uygulasın, MHP'nin iktidarında tüm pislikler temizlenecek, yanlışlıklar düzeltilecek ve iadei itibar mutlaka sağlanacaktır. Cumhuriyetle hesaplaşmaya çalışanlar sevinmesinler, gün gelecek hesaplarını hukuk önünde mutlaka ödeyeceklerdir.

9 yıla yaklaşan AKP iktidarı döneminde cepheleşmenin çeşitli yöntemleriyle karşı karşıya kalınmıştır. Kimi zaman etnik kökenli, kimi zamanda inanç temelli bir bölünmenin tuzağına düşülmüştür. 1000 yıllık kardeşlik hukukumuz zedelenmiştir. İki yüzlü, İki kimlikli AKP, kaynaşmanın yaralanmasına neden olmuştur. Milletimiz inanan, inanmayan, laik, anti laik gibi tehlikeli bir ayrımlaşmaya tabi tutulmuştur. Parti olarak toplumsal yapıya duvar ören bu gelişmenin, çok tehlikeli gelişmelere neden olacağını geçmişte vurguladık, bugünde vurguluyoruz.

İNANÇ HORTUMCULUĞU

İnanç hortumculuğu hep bu dönemin mahsulleridir. AK Parti'nin ortağı CHP'de bu döneme destek vermiştir. AK Parti ne zaman sıkışsa, CHP yetişmiş, tezgah altı ilişki ile kendisine pist olmuş, suni teneffüs yapmıştır. Manevi değerler alanındaki kapışma, her defasında AK Parti'ye puan yazmış, CHP'nin yaptığı acil yardım paketi de yanına kar kalmıştır. Dikkatlerinizi çekmek isterim ki CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun geçen grup toplantısında yaptığı dinsizler dindarlar ayrışması sözleri Erdoğan'a pas olmuş, yeni bir tartışmayı başlatmışktır. Yüzde 99 u müslüman olan bir ülkede, Erdoğan'ın manevi değerlerden medet umması, gerçek niyetini bir kez daha açığa çıkarmıştır. Bunu CHP tarafından yapması da işin diğer bir boyutudur. Çünkü, CHP, AKP'nin yoğun bakım nöbetçisidir.

ANITTEPE-KOCATEPE= TÜRKİYE

Biz ise dine bağlı olanların güvencesi, geri kalanların da sigortasıyız. Diğerinin inançsızlığına gösterilen tepkiler, bir noktadan sonra kangrene yol açacaktır. Türk milletini temelsiz tartışmalara, bulundukları yeri sağlamlaştırmak için kısır çekişmelere çekenler asla iyi niyetli değildir. 5 Şubat tarihli TBMM Grup Toplantısı'nda konuya ilişkin tarihi bir tespit yapmıştık.

Bedeli kanla ödenen büyük atatürkün önderilğinde kurulan ülkemizin başkenti Ankara iki tepeyle özdeşleşmiştir. Biri Anıtkabiri barındıran Anıttepe, biri inanç hürriyetimizin simgesi olan Kocatepe'dir.MHP kimseyi bir taraf olmaya zorlamadan, ikisin de temsil eden ve benimseyen ve aralarındaki bağı koparmaya izin vermeyen duruşuyla Anıttepe ve Kocatepe arasında çekilmiş çelikten bir halattır.

SURİYE'DE YAŞANANLAR

Suriye'de yaşananlar insanım diyen herkesin yüreğini sızlatmıştır. İç savaş olarak tanımlanması gereken kritik bir eşiğe gelinmiştir. Humus'da yaşanan insanlık trajedesinin, 30 yıl önceki Hama'nın yıldönümünde olmasıs manidardır.