BIST 10.269
DOLAR 32,25
EURO 34,86
ALTIN 2.432,95
HABER /  EKONOMİ

Anadolu sermayesinin yükselişi

Gazeteci Yazar Mehmet Gündem’in, iş adamı İshak Alaton’un hayat hikayesini içeren kitap hayli çarpıcı tespitlerle dolu.

Abone ol

İş adamı İshak Alaton, Türkiye’de yeni bir burjuvazinin doğduğunu belirterek, Türkiye’de uzun yıllar devam eden TÜSİAD’ın egemenliğinin yanına TUSKON, MÜSİAD gibi daha büyük, daha yaygın, kalabalık hareketler doğduğunu söyledi.

TÜSİAD üyelerinin sadece New York ve Paris gibi yerlerde olmasına rağmen TUSKON üyelerinin Sibirya ormanlarında bile faaliyet gösterdiğini anlatan Alaton, “Zamanın ruhu TÜSİAD’ın elinden gidiyor. Anadolu sermayesinin yükselişi TÜSİAD burjuvazisini er geç olması gereken yere çekecektir.” dedi.

Gazeteci Yazar Mehmet Gündem’in, iş adamı İshak Alaton’un hayat hikayesini içeren anlatımlarına yer verdiği ‘Lüzumsuz adam-İshak Alaton’ kitabında ünlü iş adamının çarpıcı anı ve tespitlerini içeriyor.

Alaton, bu gün piyasaya çıkan kitapta, hayatında iz bırakan olayları kitapta şu şekilde dile getiriyor.

"BAKAN SİZ YAHUDİSİNİZ DİYE HAVALİMANI İHALESİNİ VERMEDİ"

“Yeşilköy Atatürk Havalimanı’nın özellleştirilmesi 1990’ların daha başında konuşulmaya başlandı. Ve biz bu işe girdik ve en yüksek fiyatı verdik. İhaleyi yapan komisyon Alarko’yu seçti. Ulaştırma bakanı ile konuştuk, açık açık dedi ki 'Bunu sizin firmaya vermemi önleyen bir baskı var, çünkü siz Yahudisiniz' …Nitekim ihaleyi iptal etti.”

"TÜSİAD KİTAP YASAKLATMIŞ"

“Oğlum Vedat’ın yakın bir arkadaşı var, Emre Yılmaz. Sıra dışı bir genç adam olan Emre yılmaz çok ilginç bir kitap yazdı. Emre, zihinsel yaklaşım ve isyan duyguları içinde yazdığı “Genç İşadamına Aforizmalar” kitabını yayınladı. İsim vermiyor ama işadamlarının ve iş dünyamızın kirli gömleklerini arka arkaya ortaya çıkardı. Haliyle iş dünyasından epey tepki çekti. Bir gün bana bir haber geldi ki, Emre Yılmaz’ın kitabı yasaklanmış.. Bakanlık yasaklamış…Yaşadığım felakete bakın ki bu kitabın yasaklanmasının arkasında TÜSİAD’ın varlığın öğreniyorum. Öyle bir şok yaşadım ki, bu kitabı yasaklatan merci TÜSİAD yönetimi…”

"AĞIRLIK MERKEZİ DEĞİŞİYOR"

“Görmek lazım ki yeni bir burjuvazi doğuyor Türkiye’de TÜSİAD ağır topların olduğu bir kulüp olmakla birlikte ondan çok daha vasi, çok daha büyük, çok daha yaygın, kalabalık yeni hareketler doğdu. İşte TUSKON doğdu, MÜSİAD doğdu, yerel dernekler, vakıflar ve iş grupları dünyanın dört bir tarafına yayılıyorlar. Ben artık TÜSİAD’ın üyelerini sadece ya Paris’te ya New York’ta görüyorum ama TUSKON’un üyelerini Sibirya’nın ormanlarında da görüyorum. Üzeyir ile birlikte seyahat ederken Sibirya’nın küçük bir köyüne inmeye mecbur olduk, Sahalin’e giderken. Burada kasabada iki tane Türk var dediler, baktım ikisi de TUSKON üyesi. Orada ormanlardan ağaç keserek Avrupa’ya satıyorlar. Adamlar Rusların ağaçlarını Avrupa’ya satarak para kazanıyorlar. Bir TÜSİAD üyesini böyle görmedim. Ben de bu seviyede bir girişimcilik yapmadım. Dolayısıyla zamanın ruhu TÜSİAD ve çevresinin ellerinden de kaçıp gidiyor.Her şeye rağmen iyi düşünmek istiyorum ve iyimser bir şey söylüyorum, Anadolu sermayesinin yükselişi bizim TÜSİAD burjuvazisini er geç olması gereken yere çekecektir. İleriyi görenler, yarının Türkiye’sini inşa edenler bana öyle geliyor ki ötekiler olacak…”

"AK PARTİ KORKUSU İLE YAŞAYANLAR VAR"

“TÜSİAD çevresinin yaşadığı şey aslında bir kimlik krizidir. Bir dönüşüm gerekiyor. Zannediyorum sokak bunun idrakinde, hayat bu değişimi yaşıyor. Beni endişelendiren bu ağır toplar… Onların gerçekten kopuk yaşadıklarını düşünüyorum. Yani hem dünde yaşıyorlar hem toplumdan kopmuş yaşıyorlar. Kendi dünyalarında yaşıyorlar, bir fildişi kulede yaşıyorlar. Washington’da şuben var, Berlin’de şuben var, Paris’te şuben var. Nasıl bu kadar demokrasiden uzak zihinsel bir tavrın olabilir?TÜSİAD bugünü yakalamalı, dünyayı keşfetmeli, demokratik ve insan haklarına saygılı bir dernek olmalı.”

"BAZI GAZETECİLER DÜŞMANCA DAVRANDI"

“O süreçte yıprandık ve bunda medyanın payı büyük oldu. Medyayı açık bir şekilde eleştirmem lazım. Özellikle dönemin Milliyet gazetesini ve o günü editörü Tuncay Özkan’ı… O bize büyük kötülük yaptı, bizi çok hırpaladı. Hiç tanımadığım bir adam. Hiç karşılaşmadım… Nedense bize garezi olmuş. Muhtemelen ırkçı ve Yahudi düşmanı. Neden Üzeyir’i bu kadar yerden yere vurdu? Cenazesini daha dün kaldırdık. Bunu hala izah edebilmiş değilim. Üzeyir Garih öldükten sonra bir kampanya başlattı ve kendi ismiyle yazılar yayınlamaya başladı. Her gün ama her gün Üzeyir’in hayatıyla ilgili imalar, çirkinlikler, kötülükler yazdı. Yahudiliğini hep ön plana çıkarttı. Rezilane bir kampanya.”