BIST 9.719
DOLAR 32,52
EURO 34,83
ALTIN 2.424,33
HABER /  SEÇİM

AK Parti aday adayı Metin Karakaya'nın şaşırtan özelliği

2015 genel seçimi AK Parti İstanbul 2. bölge milletvekili aday adayı Metin Karakaya, Çince bilmesi dikkat çekti.

Abone ol

2015 genel seçimine kısa süre kala heyecan dorukta. Birbirinden ilginç aday adayları ortaya çıktı ama AK Parti İstanbul 2. bölge milletvekili aday adayı Metin Karakaya'nin hepsinden farklı bikr özelliği var. Karakaya, Türkiye'de Çince bilen çok az insandan biri. 

İstanbul 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Metin Karakaya, 1963 Ankara doğumlu. Ankara Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde "Özürlü Çocukların Rehabilitasyonu" konusunda master teziyle Yüksek Lisans Eğitimimi tamamlayan Karakaya, AK Parti Beşiktaş İlçe üyesi ve Beşiktaş'ta ikamet ediyor. İşadamı olan Karakaya, 25 senedir madencilik sektöründe çinko, kurşun, bakır ve krom üretimiyle iştigal ediyor.

Evli ve üç çocuk babasıyım olan Karakaya, iyi derecede İngilizce bilmesinin yanı sıra Çince de biliyor.

Metin Karakaya'nın üyesi olduğu dernek ve vakıfların bazıları şunlar;

metin_karakaya.png

1-MÜSİAD Ankara Şubesi.
2-ASKON Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Istanbul Şubesi.
3-Ordulular Birliği Hizmet Vakfı.
4-Mesudiyeliler Birliği Hizmet Vakfı.
5-TABA Türk Amerikan İşadamları Derneği.
5-DEİK Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu.
6-Kavaklıdere Tenis Kulübü.
7-Binicilik İhtisas Kulübü.
8-Galatasaray Spor Kulübü.
9-Ordu İli ve Mesudiye İlçesi mahalli STKlarının üyesiyim.
10-Güreş Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi 2000-2005
11-Yeşilay

Metin Karakaya'nın 'madencilik sektörünün sorunlu üzerine hazırladığı bir raporu da var.  İşte Karakaya'nın raporu...

18.02.2015 tarihli Resmi Gazete'de 3213 sayılı Maden Kanunun bazı maddelerinde değişiklik yapılması ile ilgili hüküm yayınlanarak uygulamaya sokulmuştur. Madencilik sektörünün mevcut sorunları yeni Maden kanunu değişiklikleri ile daha da artarak büyümüştür.

Ülkemiz yer altı kaynakları açısından çok zengin bir ülke olup bazı madenlerimiz (altın, gümüş, bor, kömür, trona, krom, bakır, kurşun, çinko, manyezit, feldspat, pomza, toryum vd.) dünya rezerv sıralamasında üst sıralarda yer almaktadır. Rezervlerimizdeki bu büyük zenginliğe rağmen, bu madenlerin üretilip değerlendirilmesi konusunda ise dünya sıralamasında alt sıralarda yer almaktayız. Son 20 yılda ülkemizde kısıtlı maden aramaları ile bir çok maden rezervi bulunmasına rağmen, sürekli artan GSMH içindeki madencilik payı düşük seviyelerde kalmış ve azalmıştır. Mevcut maden potansiyelimiz üretime geçirilememektedir. Madencilik sektörünün yaşamış olduğu bu sorunları aşağıda kısaca özetler isek;

1 - Kanun ve mevzuatlarla ilgili sorunları :
Bir maden ruhsatının arama aşamasından üretim yapılmasına kadar olan kısımda 10 ayrı bakanlık ve 22 ayrı devlet kuruluşunun görüş, olur ve onayları alınmaktadır. ÇED, GSM, orman, sondaj, arazi, tesis gibi izin dosyaları ve işletme proje onayları Başbakan'lığa kadar gitmektedir. İzin süreci uzun bir süreç olduğu gibi çoğu izin onaylarının alınmasında büyük sorunlar yaşanmaktadır yada hiç alınamamaktadır. İşleyen bir maden işletmesi pasa alanı, atık barajı veya orman dosyası iznini alamadığından dolayı faaliyetlerini durdurmak zorunda kalabilmektedir. Sektör ile ilgili kalıcı politikaların oluşturulması, uygulanması ve bürokratik çözümlere ihtiyaç duyulmaktadır. Ruhsat ve izin bedelleri maliyeti her sene daha da artmaktadır. Madenciliğin başlangıç aşamasından itibaren başlayan bürokratik engeller ve zorluklar yatırımcının gözünü korkutmaktadır.

2 - Yatırım ve finans sorunları :
Madencilik sektörü yatırım süresi uzun ve riski yüksek olmasına rağmen, vergi yükü diğer sektörlerden %10-15 daha yüksektir. Yeni Maden kanunu değişikliği ile devlet hakkı ve idari para cezaları daha da arttırılmıştır. Madencilik faaliyetleri ARGE aşamasından itibaren işletme olması dahil yüksek giderlerin karşılanmasıyla mümkün olmaktadır. Arama ve yatırım maliyetleri yüksek, devlet teşvikleri çok kısıtlı, vergi yükü yüksek, enerji giderleri yüksek, yabancı ve yerli sermayenin madenciliğe girmesi ve yatırım yapması engelleyen bürokratik zorluklar ile madencilik sektörünün gelişmesi bu şartlarda çok zordur. Madencilik sektörü

maden potansiyelinin tespit edilip aramalarının başladığı andan, tespit edilen maden rezervinin üretimle bitirileceği ana kadar teşvik, vergi yükü hafifletilmesi ve bazı kalemlerde vergi muafiyeti, enerji giderlerinde katkı, bölgesel kalkınma planları gibi desteklere ihtiyacı bulunmaktadır.

3 - Teknoloji ve altyapı sorunları
Mevcut maden rezervlerimizin üretilerek nihai ürün haline getirilmesinde teknoloji, yetişkin personel ve altyapı sorunları gibi bir çok sorun söz konusudur. Kısıtlı aramalarla bulunan rezervlere uygun üretim çalışmalarını içeren proses ve tesis tasarımın yüksek maliyetleri, bu çalışmalar için gerekli teknik ve kalifiye personel yetersizliği, üretim tesislerin oluşturulmasına yönelik altyapı faaliyetleri ve desteğinin eksikliği, enerji giderlerinin yüksek ve desteğin az olması gibi kalemler rezervlerin değerlendirilerek üretilmesi ve milli değer haline gelmesine başlıca sorunlardır. Birçok maden işletmesi mevcut maden rezervini tam olarak üretecek teknoloji ve tesise sahip bulunmamakta ve tüm rezerv değerlendirilemeden terk edilerek atıl duruma düşmektedir. Yapılan üretimler ise uygun ve gerekli zenginleştirmeye tabi olmadığından yada teknoloji yetersizliğinden katma değeri yüksek nihai uç ürün haline getirilemeden hammadde olarak satılmaktadır. Gerekli altyapı ve zenginleştirme teknolojisini sağlayan firmaları ise yüksek enerji giderleri, nakliye problemleri, altyapı ve izin sorunları, vergi yükü yada pazar rekabeti gibi sorunlar beklemektedir. Maden potansiyelimiz düşük katma değerli hammadde üretiminden öteye geçememektedir.