BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Ağrıda tavana asılı 3 kadın bulundu

Ağrı’nın Diyadin ilçesine bağlı Yolcupınar köyünde, iki kadın, terk edilmiş bir evde tavana asılı bulundu. Haberin ayrıntıları..

Abone ol

Edinilen bilgiye göre, Yolcupınar köyünde yaşayan Özlem (18) ile dayısının eşi Şehriban D’den (21) uzun süre haber alınamaması üzerine aileleri tarafından arama çalışması başlatıldı.

Özlem ve Şehriban D’nin cesetleri, köyde terk edilmiş bir evin tavanına iple asılı vaziyette bulundu.

Öte yandan, Yanıkçukur köyünde yaşayan Saniye Ç’den (20) de haber alamayan yakınları dün akşam saatlerinde eve gitti. Evin kapısını kırarak içeri giren yakınları, genç kadının tavana asılı cesedini buldu.

İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, 3 kadının ölüm nedeninin belirlenmesi amacıyla cenazelerin otopsi için Trabzon Adli Tıp Kurumuna gönderildiğini belirtti.

ÖĞRETMEN NASIL TEKME TOKAT GİRDİ

[PAGE]

Kartal Soğanlık'ta bulunan Ülkü Bora İlköğretim Okulu 5. sınıf öğrencisi B.C'nin, öğretmeni N.E. tarafından dövüldüğü iddia edildi.

Öğrencinin babası hastaneden darp raporu alırken, aynı sınıfta eğitim gören başka bir öğrenci de, öğretmenin sürekli kendilerini dövdüğünü söyledi. Bilgi almak üzere okula giden basın mensupları ise, görevliler tarafından dışarıya çıkarıldı. 

İddiaya göre; 5. sınıf öğrencisi B.C, dün ders sırasında öğretmeni N.E. tarafından dövüldü. Boynunda ve kolunda morluklar oluşan küçük çocuk, korktuğu için durumu babasına anlatmadı. B.C babasına "Morluklar, arkadaşlarımla oyun oynarken oldu" derken, baba N.C, aynı sınıfta eğitim gören B.B'nin babasından gelen telefonla olayı öğrendi.

Oğlunu Kartal Devlet Hastanesi'ne götüren N.C, darp raporu aldı. N.C, raporun ardından oğlu ile birlikte okula gitti. Bu sırada bilgi almak üzere okula gelen basın mensupları, görevliler tarafından dışarıya çıkarıldı. Gazeteciler ve okul görevlileri arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Yaşadığı olay nedeniyle çok korktuğunu belirten B.C, "İki arkadaşım sınıfta tartışıyordu. Ben onları uyardım. O anda öğretmen gördü. 'Seni müdüre götüreceğim' diyerek beni korkuttu. Özür dilememe rağmen boynumu sıktı. 'Sıkmayın hocam' deyince 'itiraz etme' diyerek kolumu da sıktı. Beni koridora çıkarttı. Özür dileyince tekrar sınıfa aldı. Canım çok yandı. Ağladım" dedi.

B.C, korktuğu için babasına bir şey söylemediğini belirterek, "Durumu anneme söyledim. Okulda sürekli dayak olayları oluyor. Öğretmen tokat atıyor, tekme atıyor. Kafamızı duvara vuruyor. Okula gitmekten çok korkuyorum. Bir daha gidemeyeceğim sanırım" diye konuştu.

SANIK KARARI DUYUNCA SALONU BİRBİRİNE KATTI

[PAGE]

Rize'de bir kişi öldürmek bir kişide yaralamak suçlarından yargılanan kişi, mahkeme heyetinin verdiği müebbet kararını duyanca salonda olay çıkardı.

Edinilen bilgiye göre 2007 yılında Rize'nin Ardeşen İlçesi Tunca Beldesi'nde kaçırdığı kızın abisi Ö.A'yı silahla vurup öldürdüğü ve babası M.A'yı ise silahla vurarak yaraladığı gerekçesiyle Rize Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Cumhuriyet Savcısı esasa ilişkin mütalaasında, O.Z ın silahla adam öldürmek, yaralamak ve kişiyi hürriyetten yoksun bırakma suçlarından, H.Z ve Ş.Z 'in de olaya yardım ve kişiyi hürriyetten yoksun bırakma suçlarından cezalandırılmalarını talep etti.

Mahkeme heyeti O.Z 'yi "adam öldürmek" suçundan müebbet hapse mahkum etti, kaçırdığı F.A'yı hürriyetten yoksun bırakma suçundan ise 17 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Ş.Z 'ın ise olaya yardım ettiği ve kişiyi hürriyetinden yoksun bıraktığı gerekçesiyle 17 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırırken H.Z'de 10 yıl hapis cezası verdi.

Kararın açıklanması ile müebbet hapse çarptırıldığını duyan O.Z cinayeti kendisinin işlemediğini, kendisine haksızlık yapıldığını ileri sürerek sanık bölümünün önündeki ahşap parmaklıkları kırdı.

O.Z salonda bulanan jandarmalar tarafından sakinleştirilmeye çalışılı ancak. jandarma gücü yetersiz kalınca salon dışında bulunan polisten yardım istendi. O.Z polis ve jandarmanın müdahalesi ile güçlükle sakinleştirilerek Kalkandere L Tipi Cezaevine gönderildi.

KIZLARIN FACEBOOK KAVGASI KANLI BİTTİ.. HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYI ÇEVİRİN

[PAGE]


KIZLARIN FACEBOOK KAVGASI KANLI BİTTİ

Kayseri’de dün akşam sosyal paylaşım sitesi ‘Facebook’ta belirlenemeyen bir nedenle tartıştıktan sonra parkta buluşan 4 kız kavga etti.

Kavgada, 18 yaşındaki A.K. geçen yıl mezun olduğu Mehmet Akif Ersoy Lisesi öğrencisi 17 yaşındaki G.K.’yi bacağından bıçakladı.

Dün akşam ‘Facebook’ta sohbet eden A.K. ile İ.B., belirlenemeyen bir nedenle tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine A.K., İ.B.’yi Battalgazi Mahallesi’ndeki Çeçenistan Parkı'nda buluşmaya davet etti.

 Bu sabah A.K., arkadaşı G.Ü. ile İ.B. de teyzesi Mehmet Akif Ersoy Lisesi öğrencisi G.K.’yi yanına alarak bulunan parka geldi. Parkta yeniden tartışmaya başlayan kızlar bir süre sonra kavga etmeye başladı. Kavgada A.K., çantasından çıkarttığı bıçakla G.K.’yi bacağından yaraladı.

G.K., yeğeni tarafından Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılırken, A.K. ve G.Ü. ise polis tarafından gözaltına alındı.

Hastanede ayakta tedavi edilen G.K., “Kursa gidiyordum. Yeğenim İ.B. ‘Çabuk gel’ diye mesaj attı. Çantalarına bıçak saklamışlar. Daha öncesinden okulda ve ‘Facebook’ta da tartışmıştık. Herkese sataşıyorlardı” dedi. Sağlık kontrolü için Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp’a getirilen G.Ü. ve A.K.’nin neşeli tavırları ve kameraya el sallaması dikkat çekti. Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.

MAHKEMEDE TELEFON ŞOKU HABERİ BİR SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]


MAHKEMEDE TELEFON ŞOKU

Adana'da 41 yaşındaki Abdullah Oharoğlu’nun av tüfeğiyle öldürülmesiyle ilgili tutuklu yargılanan sanığın olay günü yaptığı telefon görüşmesi, tesadüfen uyuşturucu tacirlerine yönelik teknik takip yapan polisin dinlemesine takıldı.

Geçen 16 Mart’ta meydana gelen olayda, kafeterya işletmecisi Abdullah Oharoğlu ile nikahsız yaşayan 24 yaşındaki Cevher Seden Uruk, akşam yemeği sonrası 2 aylık kızlarına mama almak üzere, bebeği evdeki annesi 47 yaşındaki Leyla Uruk’a bırakıp, Abdullah Oharoğlu ile birlikte markete gitti. Market dönüşü Oharoğlu, sokakta 28 yaşındaki Soner Özkan tarafından av tüfeğiyle vurularak öldürüldü. Olayı soruşturan polis, Cevher Seden Uruk’un saldırganı tanımadığını söylemesine karşın, cinayeti, annesi Leyla Uruk ve sevgilisi olduğu iddia edilen Soner Özkan ile birlikte planlayarak işledikleri sonucuna vardı.

Olayla ilgili Cevher Seden Uruk, Soner Özkan ve Leyla Uruk tutuklanırken, olaya karıştıkları ve cinayete yardımcı oldukları öne sürülen Uruk’un kardeşi 26 yaşındaki Sezgin Uruk, 24 yaşındaki Süleyman Akkabak ve 21 yaşındaki Hatice Tıdım tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Tutuklu 3 sanık ile tutuksuz sanıklardan Sezgin Uruk hakkında, ‘Planlayarak bir kişiyi öldürmek ve bu suça iştirak’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet, Akkabak ve Tıdım hakkında ise ‘Tasarlayarak öldürmeye iştirak’ suçundan 20’şer yıla kadar hapis cezası istemiyle Adana 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

HAKİM TELEFON GÖRÜŞMESİNİ AÇIKLADI

Yargılanmalarına başlanan sanıklardan anne Leyla Uruk suçu kabul etmedi, cinayetin planlanmasında veya Oharoğlu’nun öldürülmesine karışmadığını söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, polis dinlemesine takılan cinayet sanığı Soner Özkan’la yaptığı telefon görüşmesini açıkladı. Dinleme kayıtlarına göre Leyla Uruk, Soner Özkan'a “Kapının önünde yapma” diyor, sanık Özkan'ın “Nereye gittiler?” sorusuna da, “Yolun başındaki markete” diyerek onu yönlendiriyor. Anne Uruk, bu görüşme kaydının açıklanması üzerine, “Ben sadece vuruşacaklarını zannediyordum. Öldüreceğinden haberim yoktu. O yüzden komşulara karşı rezil olmayalım diye ‘kapının önünde yapmayın’ dedim. Silahla vuracağını bilseydim polisi arardım” diye konuştu.

‘KAPININ ÖNÜNDE ÖLDÜRECEK KADAR CAHİL DEĞİLİM’

Cinayeti planlamadıklarını savunan Soner Özkan da, “Planlamış olsaydım kapının önünde yapmazdım. Kapının önünde yapacak kadar cahil değilim. Bir anda olan bir olaydır” dedi. Cevher Seden Uruk ile sadece arkadaşlıkları olduğunu iddia eden Özkan, “Cinsellik boyutunda bir ilişkimiz olmadı. Sadece telefonla görüşüyorduk. Bir defasında espri niyetiyle ‘seni kocandan kurtarayım’ demiştim. Zaten ikimiz de evliyiz” diye kendini savundu.

Cevher Seden Uruk ise, “Olay günü yanımda eşim olduğunu bilsin de beni aramasın diye Soner’e mesaj yollamıştım. Cinayetten önceden haberim yoktu. Benim tek suçum Soner ile arkadaşlık etmem. Ölen kişi benim 2 çocuğumun babası. Zaten 15 günde bir eve geliyor. O gün geleceğini bilmiyordum” diye konuştu.

Tutuksuz sanıklardan Sezgin Uruk duruşmaya katılmazken, olaydan sonra silahı ve olayda kullanılan otomobili teslim alan Hatice Tıdım, cinayetten sonra sanık ile birlikte Gaziantep’e gidip gelen Süleyman Akkabak da suçlamaları kabul etmedi.

Mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.

İLİŞKİ YAŞADIĞI KADININ KOCASINA TAZMİNAT ÖDEYECEK.. HABERİ OKUMAK İÇİN SONRAKİ SAYFAYA GEÇİN

[PAGE]



İLİŞKİ YAŞADIĞI KADININ KOCASINA TAZMİNAT ÖDEYECEK..

Yargıtay, evli bir kadınla ilişki yaşayan ve bu ilişkiden olan çocukları kadının resmi nikahlı eşinin nüfusuna kaydettiren kişinin, kadının resmi nikahlı eşine manevi tazminat ödemesine karar verdi.

Edirne Keşan’da yaşayan Mustafa A, resmi nikahlı eşiyle uzun süre ilişki yaşayan Salim E’nin bu ilişkiden olan 2 çocuğunun kendi çocuğuymuş gibi nüfusuna kaydedildiğini, eşi hakkında açtığı boşanma davasında Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda bu çocukların kendisinden olmadığının belirlendiğini belirterek, yaşadığı tüm olaylar nedeniyle psikolojisinin bozulduğu iddiasıyla Salim E. aleyhine manevi tazminat davası açtı.

Davayı görüşen Keşan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Mustafa A’nın manevi tazminat talebini reddetti.

Mahkemenin gerekçesinde, davacı Mustafa A’nın eşi nedeniyle haksızlığa uğradığı ve manevi zarar gördüğü belirtilerek, bu eylemden doğan zarardan davalı Salim E’nin sorumlu tutulamayacağı kaydedildi.

Yerel mahkemenin kararının davacı Mustafa A. tarafından temyiz edilmesi üzerine dava dosyası Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nce görüşüldü.

Daire, Salim E’nin davacı Mustafa A’nın resmi nikahlı eşi ile cinsel ilişkiye girerek 2 çocuk sahibi olduğuna ve bu çocukların babasının kendisi olduğunu gizleyerek, Mustafa A’nın nüfusuna kaydettirdiğine işaret ederek, bu durumun manevi tazminat konusu olduğuna hükmetti.

Yerel mahkemenin manevi tazminat isteminin reddi yönünde verdiği kararı oy birliğiyle bozan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, "kişilik haklarına saldırı niteliğindeki olay nedeniyle davacıya tazminat ödenmesine" hükmetti.

Yargıtay’ın bozma kararının ardından, dava Keşan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde tekrar görüşülecek. Yerel mahkeme, ilk kararında direnirse ve bu karar da temyiz edilirse, dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda karara bağlanacak.