BIST 9.717
DOLAR 32,53
EURO 34,99
ALTIN 2.438,01
HABER /  GÜNCEL

Acemi Büyükelçi'den Balyoz yorumu

Görev süresi iki hafta sonra dolacak olan ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone'den Balyoz tahliyelerini değerlendirdi.

Abone ol

ABD Büyükelçisi Ricciardone Balyoz davasında tahliye kararını Cumhuriyet si Ankara Temsilcisi 'e değerlendirdi.

Ricciardone, Ergenekon, OdaTV ve Balyoz davalarındaki hak ihlalleri konusunda yaptığı yorumlarla sık sık hükümetin hedefi haline gelmişti. Hatta tutuklu gazeteciler ve uzun tutukluluk konularındaki eleştirileri nedeniyle, AK Parti hükümeti tarafından daha göreve başladığı günlerde “acemi büyükelçi” diye eleştirilmişti. Türkiye’deki görev süresini dolduran Ricciardone, temmuz başında ülkesine dönmeye hazırlanıyor.

ETKİLEYİCİ KARAR 

Utku Çakırözer'in köşesinden Ricciardone ile görüşmesinin detaylarını şöyle aktardı:

Ricciardone, Anayasa Mahkemesi’nin 237 muvazzaf ve emekli generalin yargılamasında hak ihlali tespit eden kararını gazetecilerden öğrendi. Yardımcılarına bilgiyi teyit ettirdikten sonra ilk tepkisi, “Etkileyici” demek oldu. Kararın oybirliğiyle çıktığını anımsattığımızda ise “Çok dikkat çekici” diye vurguladı.

VATANDAŞ YARGIYA GÜVENMELİ

Ricciardone ,arkasından şu değerlendirmeyi yaptı:

“Ben bu konularda tek tek bireylerin durumlarıyla ilgili değerlendirmeler yapmaktan ya da mahkemelerin kararları hakkında tahminde bulunmaktan uzak durdum. Ama daha önce söylediklerimi tekrar etmekten memnun olurum:

Demokrasilerde vatandaşların yargıya güvenmesi, demokrasilerin gücünü gösteren temel ilkelerden biridir. Bu, hem delil hem de yargılama usullerine ilişkin ortaya çıkan tüm sorular nedeniyle bu dava için de geçerli.”

SORULAR VARDI YANITLAR YOKTU

“Birçok Türk’ün kafasında sorular vardı. Kimse ordunun siyasete müdahalesini istemiyor. Ancak Türkler her demokraside olduğu gibi adalet sisteminin düzgün çalışmasını istiyorlar. Birçok Türk bu davalarda yargılama usulleri düzgün işledi mi, deliller güçlü mü diye sorguladı. Demokrasilerde vatandaşların temel beklentilerinden biri olan şeffaflık ortada yok gibi görünüyordu. Bu yüzden ilk bakışta bu karar birçok Türk’ün beğeneceği bir karara benziyor.”

ADELETE GÜVENİ ARTTIRIR

“Bu davanın seyrini tam bilmeden, şunu söyleyebilirim. Adaletin işleyişine, yargı sürecinin şeffaflığına, demokrasiye güveni artıracak bir karar. Türk vatandaşlarının bir hukuk devletinde, haklı olarak beklenti içinde oldukları bir yargılama sürecinin oluşumuna kuvvet veren bir karar. Bu da iyi bir şey gibi geliyor bana.”

ONLAR VATANSEVER SUBAYLAR

ABD Büyükelçisi’ne cezaevinde yatan askerler arasında NATO’da ve ABD ile ikili ilişkilerde etkin görev almış isimlerin de bulunduğunu anımsattığımızda ise şu yanıtı verdi:

“Evet. Geçmişte birlikte çalıştığımız o generalleri aynı şu anda işbirliği yaptıklarımız gibi, ülkelerinin ve anayasalarının koruyucusu, vatansever subaylar olarak tanıdık. Onlara karşılıklı saygı içinde bir çalışmamız oldu. Haklarındaki suçlamaları duyduğumuzda da şoka uğramıştık.”

BU DAVALARI ANLAMIYORUM...

Ricciardone son üç yıl içinde Ergenekon, Balyoz, KCK ve OdaTV davalarıyla ilgili birkaç kez açıklama yaptı. Henüz görevinin ilk günlerindeyken Ergenekon ve Balyoz davalarını “Anlamakta güçlük çektiklerini” belirtti. Davalarda “terör” tanımının geniş bir biçimde yorumlanmasını eleştirerek şu sözleri kayda geçirdi:

“Çok uzun süredir hapiste olan milletvekilleri var, bazıları belirsiz suçlarla hapiste tutuluyorlar. Kendilerine ülkeyi koruma görevi verilen askeri liderler, sanki teröristmiş gibi hapisteler. Profesörler var. Eski YÖK Başkanı, hakkındaki 16 yıl önce görevdeyken yaptığı çalışmalarla ilgili belirsiz suçlamalarla demir parmaklıklar ardında tutuluyor. Harçları protesto için barışçı gösteri yapan öğrenciler hapiste. Eğer bir yargı sistemi bu sonuçları doğurursa ve bunun gibi insanları teröristlerle karıştırırsa, Amerikan ve Avrupa mahkemelerinin buna karşılık vermesi zor olur.”

BAKIŞIMIZ DEĞİŞMEDİ

Bu sözleri nedeniyle hükümet tarafından “acemi büyükelçi” diye eleştirilen Ricciardone, Balyoz davasında 237 subay ve generalin ağır hapis cezalarına çarptırılmasının Yargıtay’ca onanmasının ardından ise şu değerlendirmeyi yapmıştı:

“Yargılamalara bakışımız değişmedi. Her demokrasi için vatandaşlarının adalet sistemine güven duyması önemlidir. Bu yargılamalar ve diğerleri boyunca bizim talebimiz yargılamanın en üst düzey şeffaflık içinde ve zamanlı yapılmasıydı. Asıl önemli olan Türk halkının bu davaların sonucu hakkındaki görüşüdür. Adaletin yerini bulduğuna inanıyorlar mı, inanmıyorlar mı? Türkiye’de bu konuda görüş farkları olduğunu biliyorum ve ben de bu konuda şu ya da bu tarafta yer almak istemiyorum.”