BIST 9.717
DOLAR 32,51
EURO 34,94
ALTIN 2.433,94
HABER /  GÜNCEL

6 Nisan 2012 Basın Özeti

İngiltere gazetelerinde Suriyeli isyancılara silah yardımı tartışması, Müslüman Kardeşler'in AKP'ye bakışı ve Yunanistan'daki emekli intiharının olası sonuçları.

Abone ol

Guardian, Suriyeli muhalifleri silahlandırmaya yönelik çabalarını artıran Körfez ülkelerine bu adımdan vazgeçmeleri için uluslararası baskının arttığını belirtiyor.

Habere göre, İngiliz yetkililer Suriyeli muhaliflere yüklü miktarda silah gönderildiğine dair bir işaret olmadığını söylerken Arap kaynaklar, Suriyeli işadamlarının Körfez ülkelerinden topladığı paralarla alınan silahların Suudi Arabistan'ın Lübnan'daki müttefiklerince Suriye'ye sokulduğunu, Riyad'ın buna göz yumduğunu söylüyor.

Yine Arap kaynaklara göre, yakında Suriyeli muhaliflerin Avrupa ve Türkiye'de Suudi istihbarat yetkilileriyle toplantı yapmaları söz konusu. Bu toplantılarda isyancıların ihtiyaçları saptanacak.

‘İsyancılara silah kararı alındı, hayata geçirilmedi’

Dubai'deki Körfez Stratejik Çalışmalar Enstitüsü'nden Mustafa Alani, isyancıları silahlandırma kararının alındığını ancak henüz hayata geçirilmediğini söylüyor. Libyalı isyancılara yardımda öncülük eden Katar Suriyeli muhaliflere tanksavar ve uçaksavar füzeleri dahil on milyonlarca dolar değerinde gelişmiş silahlar gönderme planları yapıyor.

Ancak gazete, bu planların Birleşmiş Milletler'in barış çabalarını sekteye uğratacağı gerekçesiyle bazı ülkeler tarafından tepkiyle karşılandığını aktarıyor. Rusya Dışişleri Bakanı muhaliflerin istedikleri kadar silahlansın Esad'ın güçlerini yenemeyeceğini söylerken Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın da Riyad'da bu konudaki çekincelerini dile getirdiği belirtiliyor.

Guardian, Esad güçlerine karşı savaşan Özgür Suriye Ordusu'nun elinde ne kadar silah olduğunun bilinmediğini ancak bunların ya saf değiştiren askerlerce çalınan ya da Lübnan, Irak ve Türkiye'den Suriye'ye sokulan silahlar olduğunu kaydediyor.

‘Müslüman Kardeşler’e AKP modeli’

Times gazetesi, Mısır'da şimdiye kadar devlet idaresinden uzak tutulan ve Batı tarafından dışlanan Müslüman Kardeşler Hareketi'nin ilk kez bu hafta Washington'a bir temsilci göndereceğini belirterek "Müslüman Kardeşler 80 yıllık tecritten sonra Batı'yla ilişki kuruyor" diyor. Gazeteye göre bu adım Mısırlı İslamcıların ana akım siyasete dahil olma perspektiflerini yansıtıyor.

Times Müslüman Kardeşler'in kurduğu Özgürlük ve Adalet Partisi'den bir heyetin, Mısır'ın tehlikeli bir şekilde istikrarsız ekonomisini düzlüğe çıkarmak için yardım ve yatırım isteyecekleri Amerika'da sunum ve giysileriyle işadamı gibi bir profil çizmeyi amaçladığını belirtiyor.

Haberde şöyle deniyor:

"Bazı kesimler, parlamentoda çoğunluğu elinde bulunduran ve daha önceki verdiği sözü tutmayarak radikal bir ismi cumhurbaşkanlığına aday gösteren partinin Mısır'da şeriatı hâkim kılma çabası içinde olduğundan endişe ediyor. Ancak parti bu konuda bölünmüş durumda. Bir taraftan muhâfazakâr değerlere odaklanılırken diğer taraftan diktatörlük dönemindeki yolsuzluklar nedeniyle harap olan ekonomiyi düzeltmek için Batı'yla köprü kurma arayışı var. "

'Yerel demokrasi yorumu'

"Amerika'yla yakınlaşma, Müslüman Kardeşler'in kamuoyuna dönük yüzünde önemli bir tavır değişikliğine işaret ediyor. Bu tabanının desteği açısından riskli bir değişiklik. Müslüman Kardeşler'in liderlerinden, Nasır döneminde idam edilen Seyyid Kutub, Amerikan sömürgeciliği ve Amerikan yaşam tarzını eleştiren risaleleriyle El Kaide ideolojisinin temelini oluşturmuştu. Uzun bir süre önce şiddeti reddeden hareket radikal İslamcılar tarafından Amerika'ya karşı çok yumuşak olmakla eleştirildi. Dahası Mısır halkı Batı'ya şüpheyle bakıyor. Bunun nedeni güvenlik gerekçesiyle Mübarek rejiminin Amerikan yardımlarıyla ayakta tutulması ve insan hakları ihlallerine göz yumulması. Birçok Mısırlıya göre, güvenlikle kastedilen aslında İsrail'in güvenliği."

Yazı şöyle devam ediyor:

"Mısır'ın yeni yöneticileri şimdi, demokrasinin yerel bir yorumuyla gelecekleri için Batılı bir model arıyor. Ülkelerini kalkındırmak için Amerika ve Avrupa'nın parasına siyasi model olarak Türkiye'ye bakıyorlar. Türkiye'nin ılımlı İslamcı lideri Erdoğan, bir zamanlar Batı'nın desteklediği laik ordunun kontrolündeki ülkesini siyasi ve ekonomik olarak bölgesel bir güce dönüştürdü. Ama Mısır'ın Türkiye'nin ekonomik ve siyasi düzeyini yakalayabilmesi için önünde çok yol var. Halk ekonomik liberalleşmenin etkileri bir an önce hissetmezse, modelleri Ankara'da değil Riyad'da olan köktenci Selefiler hazırda bekliyor."

‘Yunanistan’da intihar ayaklanma başlatır mı?’

Guardian, Yunanistan'da "Çöpten yiyecek toplayacak hale gelmeden onurumla ölmek istiyorum" diyerek parlamentonun önünde intihar eden 77 yaşındaki emekli eczacı Dimitris Hristulas'ın ülkeyi iflasın eşiğine getiren borç krizinin simgesi haline geldiğini aktarıyor. Haberde şöyle deniyor:

"Birçok yaşlı Yunanlı gibi Hristulas, kendisini ülkesinin borçlarını öder halde buldu. Bütçe açığını kapamak için uygulanan kemer sıkma önlemlerinde vergi artışı ve maaş kesintileriyle en ağır bedeli ödeyen kesim olan orta sınıf ve düşük gelirli Yunanlılar, onun öfkesini paylaşıyor. Hristulas bilerek ya da bilmeyerek birçok kişinin adil bulmadığı ve hatta ülkeyi daha da bataklığa saplayacağına inandığı ekonomi politikalarına direnişin simgesi haline geldi.

Aynı gazetede yer alan bir yorumda Tunus'ta Aralık 2010'da belediye binası önünde kendini yakarak Arap baharı olarak bilinen ayaklanmaları başlatan seyyar satıcı Muhammed Buazizi ile Hristulas kıyaslanıyor.

Jon Henly imzalı analizde şöyle deniyor:

"Hristulas, Yunanistan'ın Buazizisi olacak mı? Kuşkusuz Yunanistan'da birçok kişi zor durumda. İşsizlik yüzde 21'e tırmandı. Maaşlar ve ücretler 2009'dan bu yana üçte bir oranında azaldı. Üç yıl içinde yüzde 15 daha düşecek. Maaşı 1200 eurodan 850 euroya inen ve gelecek ay 600 euroya düşecek olan ortaokul öğretmeni de gördüm, Aralık'tan beri maaş alamadığı için iki çocuğuyla birlikte annesinin evine yerleşen psikolog da. Diğer taraftan, yiyecek dağıtma programları başlatan insanlar, gönüllü olarak çalışan doktor ve öğretmenler, para değil yiyecek karşılığı bilet satan tiyatrolar, ürünlerini üçte bir fiyatına doğrudan halka dağıtan üreticiler de gördüm."

"Trajik ama Hristulas'ın ölümünün bir devrim başlatacağımdan emin değilim. Bunun bir nedeni çok az sayıda insanın toplu çatışmayı göze alacak durumda olması. Zaten Yunanlı yetkililer bu tür eylemlere izin vermiyor. İkincisi insanlar artık öfkelerini aşarak kendilerince çözüm için örgütlenme aşamasına geçtiler."