BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

24 Kasım 2011 Basın özeti

İngiltere basınında bu sabah: 'Tahrir Meydanı'nda eyleme nasıl gidilmeli?', Libya'da binlerce gizli tutuklu, Gül'ün Wilton Park konuşması, Almanya'da borç krizi kaygısı, Hayrünnisa Gül'ün topuklu ayakkabıları.

Abone ol

"Kahvaltınızı iyi yapın. Bir sırt çantasına gaz maskesi ve yüzücü gözlükleri koyun.

"İsminizi kolunuza yazın. Şahsi bilgilerinizi de cep telefonunuzda bir mesaja. Sonra da Meydan'a gidin."

Guardian'a yazan Ahdaf Soueif, "Bu mesaj Twitter'da Mısır'da son üç günde ölen 38 kişiden üçünün kimliği teşhis edilemeyince çıktı" diyor. Ama Mısır'ın Tahrir Meydanı'ndan öte olduğunu vurguluyor, ülkenin dört bir yanında Yüksek Askeri Konsey'in ve Mareşal Tantavi'nin istifasını isteyen kalabalıkların eylemler düzenlediğini ama en sarsıcı görüntülerin Tahrir Meydanı'ndan yansıyanlar olduğunu belirtiyor.

Soueif, Salı akşamüzeri bunun ikinci Devrim olduğunun anlaşıldığının altını çiziyor ve bu yılbaşlarında yaşanan olaylarda ne öğrenildiyse uygulandığını, örgütlenmenin nefes kesici olduğunu anlatıyor:

"Salı öğle saatlerinde Tahrir çevresinde tamamen halkın bağışladığı malzemelerle beş saha hastanesi oluşturulmuştu. Yaralılar motosiklet üzerindeki gençlerce saha hastanelerine taşınıyordu. Ordu her ateş açtığında insanlar daha kararlı oluyor."

Guardian'ın ilk sayfasında ise Mısır güvenlik güçlerinin bu tür gösterilerde kullanılan bilindik göz yaşartıcı gazların yanı sıra daha güçlü ve bilinç kaybına, epilepsi benzeri etkilere yol açan bir gaz kullandığına inanıldığını aktarıyor. Video kayıtlar ve görgü tanıklarının ifadelerini toplayan gazete, bunun göz yaşartıcı gazın yanı sıra iki farklı gaz kullanıldığını gösterdiğini yazıyor.

Financial Times'a yazan Heba Saleh ve Noah Browning ise kent merkezi dışındaki banliyölerde "ikinci devrim" konusunda görüş ayrılıkları bulunduğunu, istikrar arayışı ve ekonominin durumundan duyulan kaygıların öne çıktığını yazıyor. Yazarların görüştüğü kimi Mısırlılar, göstericilerin işsiz ve kaybedecek bir şeyi olmayanlardan oluştuğunu, kimileri de seçimler sonrasına kadar sabretmeleri gerektiğini savunuyor.

Libya'da binlerce gizli tutuklu

Independent gazetesinin ilk sayfadan aktardığına göre Birleşmiş Milletler'in hazırladığı bir rapor, Libya'da kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu binlerce kişinin yasadışı yollardan milis gruplarca gözaltına alındıklarını ortaya koyuyor. Haber, çok sayıda kişinin yeni hükümetin bilgisi dışında, özel hapishanelerde tutuldukları, sistematik olarak kötü muameleye ve işkenceye maruz kaldıklarını yazıyor. Independent'ın ele geçirdiği, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un hazırlattığı rapor, Kaddafi rejimince tutulan siyasi mahkûmların serbest kaldığını, ama yerlerini "devlet düşmanı" görülen yedi bin kadar kişinin aldığını vurguluyor.

'Bu başından beri iç savaştı'

Independent'ın deneyimli muhabiri Patrick Cockburn, Kaddafi karşıtı güçlerin yedi bin kişi kamp ve hapishanelerde tuttuğu haberinin sürpriz olmadığı yorumunu yapıyor:

"Libya'daki çatışmalar, yabancı hükümetlerin varsaydığından ya da yabancı medya haberini geçtiğinden farklı olarak daha başından beri Libyalılar arasında bir iç savaştı."


Cockburn, kazanan taraftaki Kaddafi karşıtı milislerin merhametli olmadıklarını, pek çoğunun akrabaları öldürüldüğü ya da eski rejim tarafından hapsedildiği için intikam almak istediklerine dikkat çekiyor.

Öte yandan Daily Telegraph, Libya adalet bakanına dayandırdığı haberde Seyfülislam Kaddafi'nin Ocak ayında mahkemeye çıkartılabileceğini duyuruyor okuyucularına.

Bir zamanlar babası Muammer Kaddafi'nin veliahtı ve reformcu bir isim olarak görülen Seyfülislam'ın önümüzdeki bir kaç gün içinde, sorgulanacağı açıklandı.

Mahkemenin Libya'da yapılmasına karşı çıkmayan Uluslararası Ceza Mahkemesi, uluslararası yargıçların da görev almasını istiyor.

FT'de Gül'ün Wilton Park konuşması

Türkiye ile Suriye arasında tampon bölge oluşturulup oluşturulmayacağı konusu, son bir kaç gündür İngiltere gazetelerinde tartışılmaktaydı.

Financial Times bugün ilk baskısında Fransız dışişleri bakanı Alain Juppe'nin Suriye'ye "insani müdahale" fikrini ortaya attığı haberine yer veriyor.


Juppe, Cumhurbaşkanı Beşar Esad rejiminden Suriye halkını koruyabilmek için, Batılı güçlerin doğrudan müdahil olmasını ve saldırıya maruz kalanlar için "insani yardım koridoru ya da bölgesi" kurulmasını önerdi.

Juppe, Esad muhaliflerinden oluşan Suriye Ulusal Konseyi'nce gündeme getirildiğini söylediği bu önerinin gelecek ay yapılacak Avrupa Birliği dışişleri bakanları toplantısında gündeme geleceğini duyurdu.

Suriye Ulusal Konseyi'nin henüz resmi düzeyde tanınmadığını, ancak bunun ileri bir tarihte söz konusu olabileceğini belirtti. Financial Times bu ifadelerin Esad'ı devirmeyi planlayan ve yeni oluşan muhalif gruba en büyük uluslararası destek olduğunu vurguluyor.


Financial Times, Juppe'nin ifadelerinin "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, ekonomik ve siyasi süreci güdecek, AB tarzı bir örgütle demokratik bir Orta Doğu vizyonunu ortaya koyduğu sırada geldiğini" belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

"İngiltere'de Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Wilton Park'ta dün yıllık açılış konuşmasını yapan Gül, bölgenin "etkin, bölgesel ekonomik işbirliği ve entegrasyon mekanizmasından yoksun olduğunu" söyledi, 'Hepimiz Berlin Duvarı çöktükten sonra Avrupa Birliği'nin orta ve doğu Avrupa'da demokratik geçişin sağlanmasında oynadığı rolü gördük' diye konuştu."

Financial Times, "İngiliz yetkililerin Fransızların kimi planları gündeme getirdiklerini ancak insani yardım koridoru oluşturmaya yönelik somut planlar olmadığını söylediklerini" belirterek tamamlıyor haberi.

Almanya'da borç krizi kaygısı

Independent gazetesi borç kaygısı Almanya'ya yayıldı diyor ilk sayfadan yer verdiği haberinde.


Gazete Euro bölgesindeki krizin yeni bir dönemece girdiği, bugüne dek kredibilite sığınağı olarak görülen Berlin'de borç krizinin yayılabileceği kaygısı oluştuğunu yazıyor. Habere göre bu durumun sebebi dün Almanya'nın dün tahvil ihracında beklediği satışı gerçekleştirememesi.

Almanya'nın 10 yıllık tahvil ihalesine sadece üçte ikisi oranında teklif geldi.

Bu durum, Euro bölgesindeki borç krizinin AB'nin güçlü ekonomilerine de yavaş yavaş nüfuz etmeye başladığı kaygısını doğurdu.
Aynı haber Financial Times gazetesinin de manşetinde. Gazete, Euro'nun kullanılmaya başlanmasından bu yana bunun Almanya'nın tahvil satışına aldığı en kötü teklif olduğu yorumunu yapıyor.

Leveson soruşturmasında McCann çifti

İngiltere'de News of the World gazetesinin kapatılmasıyla sonuçlanan telekulak skandalı Temmuz ayında alevlenmiş, olay İngiltere kamuoyunda infial yaratmıştı.

Bunun üzerine oluşturulan ve medya etiğini ele alan Leveson soruşturmasında her gün çeşitli tanıklar dinleniyor. Soruşturmada dün tanık sandalyesinde kızları 2007 yılında Portekiz'deyken kaybolan McCann çifti vardı.

Çift, soruşturmada o dönemde tabloid basının kendilerini çocuklarının ölümünden sorumlu tutan haberleri karşısında deliye döndüklerini, ne yapacaklarını şaşırdıklarını anlattı.

Haber İngiltere gazetelerinde geniş yer buluyor.

Hayrünnisa Gül'ün topuklu ayakkabıları

Son olarak Times gazetesinin ekinde İngiltere'yi ziyaret eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül'ün giyim tarzına ilişkin bir haber yer alıyor. Suna Erdem imzalı haberde Hayrünnisa Gül'ün Kraliçe 2.Elizabeth'le tanıştığı gün giydiği 15 santimetre yüksekliğindeki topuklularının, ayakkabı modasında öncü koleksiyonuna bir örnek olduğu belirtiliyor. "Hayrünnisa Gül, dikkatler ayakkabılarına odaklanınca rahatlamış olmalı. Başörtüsüne gösterilen dikkat, eskiden onu çok sinirlendiriyordu. Şimdi diğer Batılı first lady'ler gibi, gereksiz yere moda zevkine ilişkin yapılan yorumlara sinirlenebilir."