BIST 10.644
DOLAR 32,10
EURO 35,10
ALTIN 2.524,26
HABER /  GÜNCEL

13 Şubat 2011 Basın Özeti

Mübarek gitti, ama ardından demokrasi geleceğinin garantisi yok. Mısır'ın müttefikleri rol dağıtımına girişmemeli.

Abone ol

''Mısır, Hüsnü Mübarek'in, diktatörün gidişiyle rahatladı'' görüşünü dile getiren Observer, ama ardından demokrasinin geleceğini garanti olmadığı uyarısında bulunuyor.

Tahrir meydanında reform talep edenlerin siyasi beklentileriyle devleti halihazırda yönetmekte olan askerler arasında keskin bir farklılık bulunduğuna dikkat çeken Observer, şöyle devam ediyor:

''Ordunun halk idaresine geçişi kolaylaştırma vaadinden geri adım atacağına dair bir kanıt yok henüz. Ama olgun sivil kurumların yokluğu ve kaos korkusu generallerin uzun dönemli bir proje olduğu sonucuna varmalarına ve geçi sürecini uzatmalarına neden olabilir.''

Ancak, Observer, Mübarek'in eylülde yapılacak seçimler vaadinin tutulması gerektiğini kaydediyor ve halk devrimlerinin çabucak korkuya dönebilecek şoklar yarattığına dikkat çekerek şöyle devam ediyor:

''İktidar başkanlık saraylarından sokağa çıktığında her zaman en çok hakeden adaylar tarafından kapılmıyor. Mısır'ın müttefiklerinin siyasi özgürlüğün dengeli bir şekilde paylaşılmasının sağlanmasına yardımcı olmalı. Gözümüzün önünde yaşanmakta olanlarda sahnedeki konumlarını korumak ve kendi aktörlerini seçmek isteyen, rol dağıtıcı yönetmek olmanın cazibesine kendilerini kaptırmamalılar.''

Mübarek'in gidişinin kutlandığı gösterilerin dayanışma, birlik ve iyimserlik içeren barışçı eylemler olduğunu belirterek, yorumunu şöyle noktalıyor:

''Ama bu eylemciler iradelerinin yabancı müdahalelerle baltalandığını hissettikleri anda buharlaşacaktır. İnsanlar şimdiye kadar ülkelerinin çıkarı konusunda en iyi yargıcın kendileri olduğunu ortaya koydu. Generallerin işi ve Beyaz Saray'ın siyaset vazgeçilmezi, devrimin taleplerinin uygulanmasına yardımcı olmalarıdır, kuşatmak değil.''

'Dünya daha güzel ve umutlu'

Independent on Sunday de, ihtiyatlı olunması gerektiğini, Mısır ve Tunus devrimlerinin yine de otoriter rejimlere dönüşebileceği uarısında bhulunurken, bir diğer tehlikenin de demokrasinin kendiliğinden yaşam koşullarının iyileşmesini sağlayacağı yönündeki gerçekçi olmayan beklentiler olduğuna dikkat çekiyor.

''Bir diğer tehlike de istikrarsızlıktır. Geçmişin pragmatistleri bile istikrarı demokrasinin önüne koymaya çalışmışlardı. Mısır'da işleyen Suudi Arabistan'da işlemeyebilir'' görüşünü dile getiren gazete şöyle devam ediyor:

''Ama ödül muhteşem olur. Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nin katkısı ise İsrail ile Filistin arasında bir barış anlaşmasına varılmasını sağlamaktır. Arap demokrasisi kavramı Irak'ta olduğu gibi silahlarla değil, tabandan yukarıya doğru kökleştiği zaman, İsrail'in farklı olduğu savını sürdürebilmek zorlaşacak, koşullar iki devletli bir anlaşma için daha elverişli olacaktır. İyimser bir gazete olarak Independent on Sunday, önümüzde olası aksaklıklar bulunduğunu kabullenmekle birlikte Mısır ve Tunus devrimlerinden sonra dünyanın daha güzel ve umutlu bir yer olduğuna inanıyor.''

Mısır'ın bölünmüş muhalefeti

Sunday Telegraph ise, Mısır muhalefetinin ordunun protestolara son verilmesi çağrılarına uyup uymama konusunda bölündüğünü yazıyor. Bir grup orduya güvenelim derken, diğer bir grup ise ''devrim devam ediyor'' diyor.

Tahrir meydanı eylemcilerin gevşek bir koalisyonun parçaları olduğuna dikkat çeken gazete, tarafları birleştirenin Mübarek'in ayrılması talebi olduğunu kaydediyor.

Muhammed el Baradey'in lideri olduğu Ulusal Değişim Birliği'nin (NAC) anayasa reformu talepleri çevresinde biraraya geldiği, ama küçük, organize olmayan bir yapı olduğu ve bağımsız bir tabanı bulunmadığı da haberdeki ayrıntılardan. Grubun en güçlü destekçisi ise 2004'te Mübarek'in bir sonraki seçimde yeniden aday olmasına karşı çıkan Yeter hareketi.

Laiklik savunucusu liberaller ve Müslüman Kardeşler'den ayrılan İslamcıların da içinde yer aldığı örgütün başında ise, daha önce Katolik okullarının oluşturduğu birliğin başkanlığını yürütmüş, solcu bir isim olan George İshak var.

NAC ayrıca asgari ücretin yükseltilmesi ve işçi haklarının genişletilmesi talepleriyle oluşmuş olan 6 Nisan grubu tarafından da destekleniyor. 6 Nisan, yıllar sonra ülkenin en büyük grevlerini geçen yıl Mahalle kasabasında düzenlemiş olan grup.

Habere göre, Tahrir meydanındaki eylemciler arasında hükümetin üzerindeki kontrolünün kaldırılmasını isteyen 9 Mart hareketi ile Liberal El Ghad Partisi, Demokratik Cephe ve Arap milliyetçisi Karama partisi de yer alıyordu.

Gazete, ayrıca liberal Wafd Parti ile Sosyalist Ulusal İlerici Birliği ve Müslüman Kardeşlerin ilk başlarda eylemleri dışarıdan izlediklerini ancak daha sonra protestoculara desteklerini verdiklerini de kaydediyor.

Haberde, Müslüman Kardeşler'in en iyi örgütlenmiş olan Müslüman Kardeşlerin parlamentoda en etkili grup olarak ortaya çıkacağı tahminlerine yer verilirken, örgütün cumhurbaşkanı adayı göstermeyeceği açıklaması da anımsatılıyor.