BIST 9.916
DOLAR 32,30
EURO 34,58
ALTIN 2.441,70
HABER /  GÜNCEL

13 Kasım 2012 Basın Özeti

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Suriye'nin Türkiye'ye karşı kimyasal kullanma ihtimali uyarısı, Başbakan Erdoğan'ın idam cezası çıkışı, Suriye muhalefetinin 'Batı askeri yardım sözü verdi' iddiası ve BBC'deki krizin yansımaları.

Abone ol

Financial Times'ın dünya haberleri sayfalarında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Suriye yönetiminin kimyasal silah kullanma ihtimaliyle ilgili uyarısı yer alıyor.

Gül Financial Times'a verdiği röportajda, Şam yönetiminin Türkiye'ye karşı kimyasal silah kullanma ihtimalinden bahsediyor ve bu tehdide NATO'nun sağlayacağı Patriot füzeleriyle karşılık verilebileceğini belirtiyor.

Gül, "Suriye'nin kimyasal silahlara ve bu silahları taşıyabilecek eski Sovyet sistemlerine sahip olduğu biliniyor. Bu anlamda bir çılgınlık yapılması ve böyle bir hamleye girişilmesi ihtimaline karşılık hazırlık planları yapılmalı, NATO'nun şu an yaptığı şey de bu" diyor.

Gazete, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'in ittifakın 'Türkiye'yi korumak için elinden geleni yapacağı" yönündeki sözlerinin de Suriye'deki savaşın bölgeye yayılabileceği kaygılarının altını çizdiğini vurguluyor.

Ankara'nın NATO'dan Suriye sınırına Patriot füzeleri konuşlandırılmasını istemeyi değerlendirdiğini belirten Financial Times, Gül'ün sözlerinin Ankara'nın Suriye'nin kendisine karşı kimyasal silah kullanması konusundaki kaygılarını sergileyen şimdiye kadarki en net açıklama olduğunu söylüyor.

'Mülteciler güvenlik riski'

Cumhurbaşkanı Gül'ün aynı zamanda eski bir dışişleri bakanı olduğunu hatırlatan gazete, Gül'ü Türkiye'nin uluslararası alanda en çok bilinen yüzlerinden biri olarak tanımlıyor.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye topraklarına düşen top mermilerinin bilerek atıldığına inanmadığını söylüyor, ancak "Tabi ki bu tür olayları hoş göremeyiz ve gerekli tepkiyi veririz" diyor.

Gül ayrıca, Türkiye'ye sığınan Suriyeli mülteci sayısındaki artışın, Ankara için bir güvenlik riski olduğunu vurguluyor. Gazete, Gül'ün Suriyeli mülteci sayısını resmi rakamların ötesinde, 150 bin kişi olarak bildirdiğini ifade ediyor.

Ancak Gül, en büyük ve yakın tehditle Suriye halkının karşı karşıya bulunduğunu ekliyor ve 'Bu durum açıkça devam edemez. Suriye kendi kendini tüketen bir ülke haline geldi" diyor.

Times'ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'de idam cezasının yeniden gündeme getirilmesiyle ilgili sözlerine geniş yer ayırılıyor.

Times yazarlarından Alexander Christe Miller, Erdoğan'ın çıkışının, Türkiye'nin Avrupa'yla gergin ilişkilerini daha da gerebileceğini belirtiyor.

'Erdoğan AB'ye nanik yapıyor'

Yazar, Erdoğan'ın idam konusundaki açıklamasının, PKK saldırılarının arttığı bir dönemde geldiğine dikkat çekiyor.

Miller ayrıca 628 mahkûmun 63'üncü gününe giren açlık grevleriyle hükümet üzerindeki 'Kürt sorununu' çözme baskısının daha da arttığını vurguluyor.

Kamuoyu yoklamalarına göre Türklerin çoğunluğunun idam cezasını desteklediğini aktaran Miller, uzmanların Erdoğan'ı 2014'te cumhurbaşkanı olmak için, sertlik yanlısı popülist bir söylem kullanmakla suçladığını belirtiyor.

Roger Boyes imzalı bir analiz yazısında da şu ifadelere yer veriliyor;

'Türkiye Orta Doğu'da önemli bir oyuncu olarak belirdi. Özgür Suriye Ordusu'na ev sahipliği yaparak Esad rejimini devirme mücadelesinde önemli bir cephe oldu. Ancak ülke, imkânlarının ötesinde işler yapıyor. Çok sayıda Türk, Erdoğan'ın kendilerini kaosa sürüklediğine inanıyor. Suriye'deki patlama büyük olasılıkla bağımsız Kürdistan kurma hamlelerini, Türkiye'de istikrarsızlığı hatta ülkenin parçalanmasını teşvik edecek. Erdoğan güçlü bir lider gibi görünme baskısı altında. İdam cezasını geri getirmeyi tartışma çağrısında bulunmak, bunu yapmanın kolay yolu. Teröristlere ateş eden idam mangası gibi eski bir imgeyi yedin canlandırmasının üç amacı var. Birincisi popülist bir hamle, ikincisi Avrupa Birliği'ne nanik işareti yapıyor ve en önemlisi Kürtleri Suriye'deki çatışmadan istifade etmekten caydırması gerekiyor. Kürt isyancılara terörist gibi davranarak ve idam cezasında ısrar ederek, aslında hırslı Kürtlerle Türkiye ve kendisi arasında siyasi bir çözüm olmayacağını deklare ediyor.'

'Batı askeri yardım vaat etti'

Guardian, Suriyeli muhaliflerin, 'Batı, askeri yardım sözü verdi' iddiasını taşıyor ilk sayfasına.

'Batı askeri yardım sözü verdi'

Haberde, Suriyeli muhaliflerin, bu Cuma günü Londra'da yapılacak yardım konferansında ortak bir tutum alınması karşılığında, Batı'nın askeri yardım vaat ettiği yönündeki sözlerine yer veriliyor.

Katar'ın başkenti Doha'da yapılan toplantıda oluşturulan, Suriye Devrimi ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu adlı çatı örgütlenmesinin sözcüsü Yaser Tabbara, gazeteye yaptığı açıklamada, "Suriyeli silahlı muhalefete hesap verebilirlik ve bütünlük anlamında konulan pek çok önkoşulu karşıladık ve kaygıları giderdik. Bence uluslararası toplum muhalefete askeri ve siyasi anlamda yatırım yapmaya hazır. Doha'da edindiğim izlenim bu" diyor.

Haberde İngiliz yetkililerin ise, Londra'daki konferansta tamamen ölümcül olmayan yardım malzemelerinin ele alınacağını söylediği belirtiliyor.

İngiltere basını, BBC'de yaşanan gelişmelere geniş yer ayırmaya devam ediyor.

Son gelişmeler, 2 Kasım gecesi BBC'nin ana araştırmacı gazetecilik programlarından Newsnight'ta Galler bölgesinde çocuk tacizi ile ilgili bir araştırma dosyasının yayınlanmasını izliyor.

Bu dosyada önde gelen eski bir Muhafazakâr Partili politikacı, isim verilmeden de olsa, çocuk tacizcisi olmakla suçlanmıştı.

Daha sonra bu politikacının eski Başbakan Margaret Thatcher döneminde partinin saymanı olan Lord McAlpine olduğu söylentileri internette dolaşmaya başladı.

Ancak iddiayı dile getiren tanık hata yaptığını, yanlış kişiyi teşhis ettiğini açıkladı.

Bunun üzerine tek bir kaynağa dayanarak haber yayınlayan Newsnight adına BBC özür diledi; BBC Genel Müdür George Entwistle da istifa etti.

Guardian, sözkonusu yayından sorumlu iki üst düzey BBC yetkilisinin, kurum içinde yapılan soruşturma sonucu disiplin süreciyle karşı karşıya kalabileceğini söylüyor.

'Temel kontroller yapılmadı'

BBC İskoçya Direktörü Ken MaQuarrie'nın yaptı soruşturmadan sonra hazırlanan raporda, "temel editöryal kontrollerin yapılmadığı" sonucuna varıldığı belirtiliyor.

Soruşturma sonucu, Newsnight programının Editör Vekili Liz Gibbions ve programın yetkili isimlerinden Adrian Van Kleveran'ın görevden alınabileceği söyleniyor.

Gazete ayrıca, istifa eden BBC Genel Müdürü George Entwistle'a sadece 54 gün görevde kalmasına karşın, 450 bin sterlinlik yıllık maaşının tamamının ödenmesi kararının, hem iktidardaki Muhafazakâr Parti, hem de muhalefetteki İşçi Partisi tarafından eleştirildiğini yazıyor.

Times ise, yaşananların ardından BBC'de tam bir değişim için yeni BBC Genel Müdürü’nün kurum içinden değil, dışarıdan bir isim olacağını yazıyor.