BIST 9.717
DOLAR 32,51
EURO 34,97
ALTIN 2.437,41
HABER /  POLİTİKA

Seçimden sonra çok kötü şeyler olacak!

Siyasetçi Mahmut Alınak'tan sarsıcı iddialar geldi: "Tahliye edilenler Hizbullahçı değil, seçimden sonra kötü şeyler olacak!"

Abone ol

İNTERNETHABER.COM - Eskİ DEP'li ve BDP üyesi Mahmut Alınak'tan sarsıcı iddialar geldi: "Tahliye edilenler Hizbullah üyeleri değil, kontgerillanın tetikçisi"...

Kontgerillanın hala faaliyette olduğunu savunan Alınak, tahliye edilen kişilerin verilecek karar doğrultusunda silahı almamlarının an meselesi olduğunu söyledi. 

SEÇİMDEN SONRA KÖTÜ ŞEYLER OLACAK!

Alınak'ın iddiaları bunlarla da sınırlı değil.  "Silahlar şimdilik susmuş. Ama korkarım ki, seçimden sonra kötü şeyler olacak" diye konuşan Kürt politikacı, dün gece NTV'de Banu Güven'in sunduğu Artı programında soruları yanıtladı...

Bunu biraz açabilir misiniz? Ne olmasından endişe ediyorsunuz?

Mesele çözümlenmeyecek. Gerçi Öcalan yaptığı açıklamalarda 'Ocak ayında birtakım gelişmeler olabilir' dedi. Birtakım gazetecilerin ismini vererek 'Şubat'ta görüşebilirim' diye konuştu. Ama ben Seyit Rıza olayından bugüne geldiğimde, bütün bunların zaman kaybettireceğini düşünüyorum. Devletin yetkili kurumlarının Öcalan'la görüşerek, meseleyi ciddi bir şekilde çözme yönünde irade koyduklarına inanmıyorum. Bu nedenle seçime kadar böyle gidecek. Ama seçimden sonra hükümetin kurulması komisyonların kurulması onu da 2 ay olarak hesaplarsanız seçimden sonra korkarım ki, savaş yeniden patlayacak, yeniden cenazeler gelmeye başlayacak.

Sizce PKK'nın karşılıklı olarak silah bırakması için neler konuşuluyor. Öcalan'ın yaklaşımı ile devletin yaklaşımının buluştuğu herhangi bir nokta görüyor musunuz?

Ne yazık ki yok! Aslında Öcalan'ın istediği fazla bir şey yok. Öcalan Kürt kimliğinin tanınması, anayasaya kürt sözcüğü olmasa bile kürtler'i belirtilen genel anlamda birtakım eklemelerin yapılması. Arkasından genel af ve Kürtler'i kültürel haklarıyla ilgili birtakım hakların verilmesi.

Demokratik özerklik konusu...

Demokratik özerklik konusu tartışılabilir. Aslında demokratik özerklik 1992'de kanun teklifi olarak TBMM'ye verilmişti. Hatta o zaman Güneri Civaoğlu ve Ertuğrul Özkök, konuyla ilgili o zamanlar ayrıntılı yazılar da yazmışlardı. Demokratik özerklikten korkmamak lazım. Yani bölünme şu bu deniyor.  Ben programınızı riske etmek istemem, ancak bir kelime etmem gerekirse meselenin handikaplarından birisi, bence en önemlisi hatta meselenin adının yanlış konulmasıdır. Yanlış hatırlamıyorsam Mehmet Ali Birand'ın bir makalesinden sonra bu mesele gündeme geldi. Biliyorsunuz Kürt demek suçtu, Kürtler hapishanelere atılıyordu. Meselenin doğru tanımlaması bu değildi. Mesele doğru konulsaydı, eminim ki, Türk insanı ve kamuoyu daha farklı noktada olurdu. Daha bir dayanışmacı ve enternasyonel boyutta olurdu. Ben dün bir panelde söyledim. Biz artık hapise girmekten korkmuyoruz, ölmekten de korkmuyouz. Biz sokaktaki vatandaştan korkuyoruz, çünkü meseleyi o noktaya getirdiler.

CHP'NİN PROJESİ YOK

CHP'nin doğu bölgesi ve Kürtlerle ilgili bir projesi yok. CHP liderlik koltuğunda oturan sayın Kılıçdaroğlu ne Kürt diyebiliyor ne de Alevi. Benim aklımda kendisinin konuşmalarından kalan bir projesi kalmadı. Benim aklımda Recep Bey kaldı. Dediğim gibi CHP doğuda kendini genişletemez.

Bu konuda bir girişim olacak

Yok o girişimler güven vermez.

Hizbullah üyeleri serbest kaldı. Yargı süreci birçok davada gerektiği sürede bitmediği için yürürlüğe giren bir yasa sonucunda serbest kaldılar. Hizbullah üyelerinin serbest kalması bölgede yeniden eski ortamı yaratır mı? Hizbullah tek başına mıydı? Hizbullah'ı nasıl düşünmek gerekiyor?

Mahmut Alınak'ın bu soruya verdiği ürpertici yanıtı okumak için diğer sayfaya geçiniz

[PAGE]



Bence bu konuda bir kavram kargaşası sözkonusu. Çünkü Hizbullah diye bir örgüt yok. Geçmişte de yoktu. Bugün tahliye edilen insanlar Hizbullah üyesi falan değil. Bunlar aslında kontrgerillanın tetikçileridir. Örneğin ben milletvekili iken dönemin Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozaçıoğlu ile birçok görüşmemiz oldu. Hayri Kozakçıoğlu açıkça kolluğa hakim olamadığını söyledi. Kolluğunda; yani güvenlik güçlerinin de istila edildiğini ima etti. Sonra döndük Batman Valisi'yle görüştük. Batman Valisi çok açık bir şekilde PKK'ye karşı bir örgütlenme olduğunu söyledi ve bu konuda yapabileceği hiçbir şeyin olmadığını belirtti.

Kimdi o dönemde Batman Valisi?

İsmini şu anda hatırlamıyorum. Tarih olarak çıkarılabilir.  Bugün tahliye olan kişiler tetikçi. Yani devlet içinde örgütlü, hatta devleti işgal altında tutan, derin devlet denilen kontrgerillanın tetikçileri. Bunların liderleri Hüseyin Velioğlu idi. Hüseyin Velioğlu'nun öldürülmesiyle devletle olan direkt bağlantısı kesildi, yani o köprü yıkıldı. Bunlar içeride tetikçi olarak kaldılar. Daha çarpıcı bir şey söyleyeyim, bugünkü tahliyeler öyle yasa, zaman, mahkememeselesi değil. Şimdi Adalet Bakanı ve Yargıtay Başkanı laf yarıştırıyorlar ama durum hiç öyle değil. Bu bir kontrgerilla faaliyetidir. Kontrgerillanın faaliyeti sonucu bu şahıslar tahliye edildiler.  Google'a girin hangi davanın hangi aşamada olduğunu bilirsiniz. Bu kadar zor değildi ki. Koskoca devlet A şahsın davasını, B şahsının davasının ne zaman biteceğini bilmiyor muydu? Bu tahliye edilen tetikçilerin birtakım eylemlere bulaşıp-bulaşmayacağı kontgerillanın tamamen kararına bağlıdır. Kontgerilla hala faaliyette. Bu çıkan silah ve mühimmatlar kontregerillanın silahlarıdır...