BIST 9.878
DOLAR 32,54
EURO 34,96
ALTIN 2.456,28

Reis’in yolundan yürüyen adam!

O Reis ile birlikte 'Bizi susturacak üç şey vardır, 1- Saygı Duruşu, 2-İstiklal Marşı, 3- Ezan sesi. Gerisinin asla gücü yetmez' diyebilen yürekli bir adam..

Türkiye, tarihinin en kritik sürecinden geçerken baş döndürücü gelişmeler yaşanmaya devam ediyor..

Hiç kimsenin tahmin bile edemeyeceği şekilde Efkan Ala’nın İçişleri Bakanlığı’ndan alınması, yerine de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’nun atanması bu kritik süreçte kaçamak oynayanların kendine gelmesi için de taşları yerinden oynattı..

“FETÖ ile mücadeleden şaşmayın. Reis’in affı yok” dedirtti açıkçası..

Terörün her türüne karşı böylesine büyük bir mücadele içine girildiği dönemde, İçişleri Bakanı görevinden alınıyorsa, bu olay neresinden bakarsanız bakın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın FETÖ konusunda ne denli yılmaz bir tavır içinde olduğunu belgelemiştir..

Herkese adeta gözdağı olmuştur..

Kimler korkmuyor ki!

Ala neden, niçin gitti şeklinde çeşitli iddialar tabi ki gündemde..

Nedenleri, niçinleri  olarak resmi bir açıklama olmasada FETÖ operasyonları ile bağlantılı olduğu söyleniyor..

Peki  Süleyman Soylu nasıl İçişleri Bakanı oldu?

Bence hiç sürpriz olmadı..

Efkan Ala gidecekse yerine gelebilecek tek isim oydu..

Çünkü Erdoğan’ın sırtını rahatlıkla dönebileceği, hükümette gözünü budaktan sakınmayan, o büyük sadakati ile kendini Erdoğan için feda edebilecek cesaret abidesi bir adam Soylu..

 “Allah ömrümden alsın Erdoğan’a versin” diyebilecek kadar büyük bir tutku ile Reis’e bağlı, AK Parti’deki varlığının tek kaynağının Erdoğan olduğunu söyleyecek kadar mert..

AK Parti’de birileri tarafından  hazmedilemeyen, kıskanılan bir adam..

Çünkü o birilerinin nasırına basarken, ‘Sadakat nasıl olunurun’ dersini vermesi zorlarına gitmiştir!

Erdoğan da adeta kardeşi gibi gördüğü,  büyük güven duyduğu Soylu’nun sadakatine kayıtsız kalmadı hiç..

AK Parti’deki mazisi yeni olmasına (2012’de katıldı) rağmen önce Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı gibi önemli bir görevle partiyi ona emanet etti. Ardından Trabzon’dan Milletvekili yaptı. Sonra Davutoğlu’na rağmen Çalışma ve Sosyal Güvenlik gibi son derece önemli bir bakanlığına getirdi..

Şimdi de ülkenin en zor döneminde İçişleri Bakanlığı görevine atadı.

Bunun tek bir izahı var..

 ‘SADAKAT VE LİYAKAT’

Soyadı gibi bir adam olmak, bu olsa gerek..

Duruş tabiki çok önemli..

Ama duruşun arkasındaki yürekte...

Bakın Soylu’nun İçişleri Bakanlığı’na getirilmesi asla sürpriz değil..

Hatta rötarlı olmuştur.

Nasıl mı?

24 Kasım 2015 yılında Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığında 64. Hükümet kurulurken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kafasındaki  İçişleri Bakanı Süleyman Soylu idi..

İsmi masaya da geldi..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Davutoğlu’na İçişleri Bakanı olarak Soylu ismini önerdi..

Ama Davutoğlu bırakın İçişleri Bakanlığı’nı, Erdoğan’ın adamı olması nedeni ile bakanlık dahi vermeyi düşünmediği Soylu karşısında Efkan Ala isminde Cumhurbaşkanı’nı ikna etti..

Sonra 24 Mayıs 2016’da  Binali Yıldırım Başbakanlığında oluşan 65. Hükümet’te   ‘dere geçerken at değiştirilmez’ misali Ala İçişleri Bakanı, Soylu ise Çalışma Bakanı olarak görevinde kaldı..

Sonuç itibari ile görüldü ki Erdoğan, Efkan Ala ismi üzerinde kafasındaki soru işaretlerinde iki yıl sonra haklı çıktı..

Ve hamlesini yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kritik sürecinde, hem bölücü terör örgütü PKK hem de FETÖ ile mücadele konusunda Soylu’yu büyük işlerin altına imza attığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na veda ettirip  “Hadi göreyim seni Süleyman. Sana güveniyorum. Allah yardımcın olsun” diyerek İçişleri Bakanı olarak ataması çok anlamlı ve önemlidir.

Büyük bir güven duygusudur..

Şu bir gerçek ki Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan için aileden biri konumunda..

Bakan Berat Albayrak ile de çok iyi bir ikili..

Soylu seve seve ateşten gömlek giydi..

Giyerken de ülkenin içinde bulunduğu en hassas dönemde İçişleri Bakanlığı görevini en iyi, en başarılı, en kararlı şekilde yapacağının açık mesajını verdi..

Ne dedi..

“15 Temmuz milletimiz için, bu topraklar için bir milattır. 15 Temmuz'dan sonra her dakika bunu düşündüm; eğer boş kalır, milletin bize verdiği emaneti layıkıyla yönetemezsek, hiçbir şeyi düşünmeden tankın üzerine çıkan, hiçbir şeyi düşünmeden geleceği düşünenler, ay yıldızlı bayrağımızı düşünenler bizden hesap sorarlar. Demokrasiye sahip çıkanlar, yine ifade etmek istiyorum ki millet olmanın hazzını yaşatanlar bize hesap sorarlar.”

Şu bir gerçek ki Soylu ile  devletin FETÖ mücadelesi  artık her yerde tavizsiz bir şekilde zirve yapacaktır..

Soylu'nun bakan olur olmaz yeni çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile belediye başkanları ve belediye meclis üyelerinin mahkeme kararına ihtiyaç olmadan doğrudan İçişleri Bakanlığı kararıyla alınmasının önü açılması çok önemli..

Görülen şu..

Arkasına Reis'in tam desteğini alan Soylu ile FETÖ ve PKK ile mücadelede fırtınalar kopmaya hazır olsun demek gerek..

Çünkü onun genlerinde mücadele var!

Çünkü onun genlerinde vatan, millet, bayrak var..

Çünkü onun genlerinde demokrasi için kefen giymek var..

Çünkü onun genlerinde liderine sadakat var..

Çünkü onun genlerinde yılmamak var..

Çünkü Soylu’ya bakınca Erdoğan’ı görmemek mümkün değil..

Şöyle bir bakalım..

Soylu kimdir?

Daha AK Parti’de dahi değilken, çıkan Gezi Olayları (darbe girişiminde) sırasında AK Parti’de Erdoğan dışında herkes korkudan kenara çekilip hatta bazıları Gezicilerden özür dilerken, o “Bu bir darbe girişimi. Erdoğan’ı yalnız bırakmamak lazım. O Türkiye’nin geleceği. Onda Adnan Menderes’i görüyorum”  diyerek ailesinden helallik alıp sokağa inen bir adam..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirmek için  FETÖ tarafından yapılan 17-25 Aralık darbe girişiminde AK Parti’de anlı şanlı adamlar  ‘bakalım ne olacak?’ diye susarken, o anında harekete geçip Erdoğan’ın koluna girerek mücadele eden adam..

15 Temmuz darbe girişiminde AK Parti’de anında sokağa inen, halk ile birlikte olan, TRT’nin darbecilerin işgalinden kurtulmasını sağlayan adam o..

Darbe girişiminin hemen ardından “Bu işin arkasında ABD var“ diye milletinde hislerine de tercüman olarak ilk yürekli çıkışı yapanda o...

Söyleyeceğim şu ki..

Karşısındaki kim olursa olsun söz konusu devlet ve millet ise lafını esirgemeyen yürekli bir Karadenizli olarak Süleyman Soylu, İçişleri Bakanlığı için biçilmiş kaftandır..

Soylu’nun duruşu nettir..

Yolunda yürüdüğü reisi  ile birlikte diyor ki..

'Bu hayatta bizi susturacak üç şey vardır, gerisinin  ise gücü asla yetmez.. 

1-Saygı Duruşu

2-İstiklal Marşı..

3-Ezan sesi..' 

İşte böyle bir adam Soylu..

Tek bir cümle ile 'Reis’in  yolundan yürüyen, soyadı gibi Soylu bir adam o..'

Allah yardımcısı olsun..