BIST 9.717
DOLAR 32,51
EURO 34,89
ALTIN 2.443,14
HABER /  GÜNCEL

Minik Enes iki kez öldü

İnegöl'de, foseptik çukuruna düşen çocuk öldü sanılarak, poşete konuldu. Enes için sonrası felaketti

Abone ol

Bursa'nın İnegöl ilçesinde, foseptik çukuruna düştükten sonra ''Öldü'' denilerek ceset torbasıyla İnegöl Devlet hastanesine götürülen 6 yaşındaki Enes Ataman'a ilk müdahaleyi yapan Dr. Özlem Ozan Çatal'ın yoğun çabaları, küçük çocuğun minik kalbinin bir süreliğine de olsa yeniden atmasını sağladı.

İnegöl Devlet Hastanesi Acil Serviste görevli Dr. Özlem Ozan Çatal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, talihsiz çocuğun kendilerine geldiğinde ''eks'' durumda olduğunu, solunumunun bulunmadığını belirtti.

Çocuğa kalp masajı yaptıklarını, solunum tüpü takıldığını, akciğerlerindeki sıvının boşaltıldığını anlatan Çatal, şunları kaydetti:

''O YAŞLARDA YEĞENİM VAR, ELİMİ ÜZERİNDEN ÇEKEMEDİM''

''Uzun süre uğraştık. Kalp masajı dahil gereken tüm müdahaleleri yaptık ve yaklaşık bir saat sonra çocuğun kalp atışlarını duyduk. Bize geldiğinde ne solunumu ne göz refleksi hiçbir şeyi yoktu. 'Bir umut' diye müdahale ettik, uğraştık. Bu olmayacak bir şey değil. Kalp atışı olmayıp da döndürdüğümüz hastalar oluyor. Bunda da denedik. Ümit yoktu. Beyin ölümü gerçekleşmişti. Yaşamını sürdüremeyecek boyutta olduğunu ailesine söyledik. Uğraştık, kalp atışları dönünce, yine bir umutla iyi bir yoğun bakıma gönderildi. Bize getirdiklerinde de çocuğun bir saat falan çukurda kaldığını söylüyorlardı. Üzerinden uzun süre geçmişti. Su çok soğuk olduğu için vücut ısısı düşmüştü. Bunun sonucunda kalp atışının yeniden sağlandığını düşünüyorum.

Benim de o yaşlarda yeğenim var, elimi üzerinden çekemedim. Bir ümitle uğraştık. Çok küçük olduğu için müdahaleden vazgeçemedik.''

Enes Ataman'a Bursa'daki özel bir hastanenin yoğun bakım ünitesinde müdahale eden Prof. Dr. Ferda Kahveci de küçük çocuğun İnegöl Devlet Hastanesinden iyi bir yoğun bakım ihtiyacı olduğu için hastanelerine sevk edildiğini kaydetti.

''BİLİNCİ KAPALIYDI''

İnegöl'deki hastaneye geldiğinde çocuğun kalp atışının olmadığının belirlendiğini anlatan Kahveci, şöyle devam etti:

''Kalp masajı ve tıbbi tedaviyle cevap alındıktan sonra bize geldiğinde, kalbi sonradan çalıştırılmış bir kişide olduğu gibi bilinci kapalıydı, herhangi refleks yanıtları yoktu. Solunumu da bulunmuyordu ve solunum cihazına bağlıydı. Tansiyonu çok düşüktü. Bu arada, uzun süre kanalizasyon suyunda kaldığı için vücut sıcaklığı da çok düşmüştü, 27 dereceyle aldık. Yoğun bakımda solunum cihazına bağladık. Tansiyonunu yükseltmek için ilaç tedavisine başladık. Akciğerleri kirli sıvıyla temas ettiği için hasarlanmıştı. Bronkoskopi yapılarak bronş temizliği ve antibiyotik tedavileri yapıldı. Hasta ısıtılmaya başlandı. Bu arada akciğer ve midede kanama başlayınca ona yönelik tedavi de sağlandı. Hastanemizde 24 saat bile kalamadı. Cevap vermedi tedaviye. İlaç tedavisine rağmen kalbi durdu, kaybettik. Zaten bize geldiğinde tıbbi tedaviye cevap vermeyecek kadar zarar görmüştü.''

Kahveci, Enes'in ölümünün boğulmadan kaynaklandığını, düştüğü çukurda oksijensizlik sonucu kalbinin durduğunu ifade ederek, ''Orada kaldığı süre çok uzun. Daha sonra kalbini çalıştırmak için uğraşılan zaman da çok uzun. Kalp dönse bile bu tür olaylarda beyin fonksiyonlarının çok ağır zarar gördüğünü biliyoruz'' dedi.