BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  GÜNCEL

İşte olay emniyet müdürünün sicili!

Başbakan Erdoğan'ın rektörlerle toplantısını protesto eden öğrencileri yönelik polis şiddetine tepkiler sürüyor.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın üniversite rektörleriyle geçen hafta sonu yaptığı toplantıyı protesto eden öğrencilere şiddet uygulayan polislere sahip çıkan İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, yazarların hedefi oldu.

Milliyet gazetesi yazarı Can Dündar, bugünkü köşesinde 'Çapkın'ın sicili' başlıklı yazısıyla emniyet müdürünün daha önceki görev yerlerinde yaşanan olayları okurlarına aktardı.

"İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, 'Hatalılar cezalandırılacak. Gençlerden özür dileriz' diyemez miydi?" sözleriyle Çapkın'a seslenen Dündar, "O ne yaptı? Gençlere kameralar önünde cop ve biber gazıyla saldıran polise sahip çıktı; 'Hatası olan varsa iç bünyemizde düzeltiriz' dedi. İyi de bizim iç bünyemiz artık kaldırmıyor bu lafları..." sözleriyle eleştirdi.

Dündar, Çapkın'ın geçmiş görev yerlerinde yaşanan polis şiddetine ilişkin olayları ise okurlarına şu satırlarla aktardı:

....

Çünkü kendisi de iyi bilecektir ki, polisin iç bünyesi hataları düzeltmeye değil, örtbas etmeye yarıyor daha çok... Mesela Türkiye’de insan hakları mücadelesinin simge davalarından biri haline gelen Manisa’yı hatırlıyor musunuz?

Çoğu lise öğrencisiyken vahşice işkence gören 16 genç, 7,5 yıl sonra örgüt üyeliği suçlamasından beraat etmişlerdi. Onların polis aleyhine açtığı dava ise yıllarca sürmüş, o yıllar boyunca polisler korunup kollanmış, mahkemelere ya yollanmamış ya da resmi araçla yollanmış, zaman aşımına birkaç ay kala 85 yıl hapis cezasına mahkûm olmuşlardı. Dava dosyasının sürekli Yargıtay’a gidip geldiği o dönemde, kapısında “Bu işyerinde işkence vardır” yazısı asılı Manisa Emniyet Müdürlüğü’nde kim vardı?

Ben hatırlatayım:                                                                               

Hüseyin Çapkın...

Taraf yazarından ilginç niteleme!
Taraf gazetesi yazarı  Demiray Oral ise polis şiddetini dünkü köşesinde 'Kimyasal Hüseyin' başlığıyla taşıdı.  Oral, olaylarla ilgili şunları yazdı:
"... Ben böyle vahşet görmedim arkadaş! Polis önce öğrencilerin üzerine kimyasal gazı boca ediyor, sonra da düşmüş, kıvranan, kaçma şansı olmayan gençleri eşek sudan gelinceye kadar dövüyordu... Bende öğrencilerin üzerine sıkılan kimyasalları gördükten sonra İstanbul Emniyet Müdürü'ne 'Kimyasal Hüseyin' lakabını koydum."

Ya 2007’de İzmir’de kovalanırken başının arkasına saplanan bir polis kurşunuyla ölen 20 yaşındaki Baran Tursun?

O zaman da polisler, ölümü gizlemek için trafik kazası raporu düzenlemişlerdi.

Cinayet faili polis tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, öldürülen gencin isyan eden ailesi “polise hakaret”ten gözaltına alınmıştı.

Kimdi bunlar olurken İzmir Emniyet Müdürü?

Hüseyin Çapkın...

Çapkın belki “Bu olaylarla ilgim yok” diyecektir, ama “Amir”, “Memurum her koşulda haklıdır. Haksızsa da kol kırılır yen içinde kalır” diye bakarsa polis cesaret alır, şiddet cüret kazanır.

Bu gidişle hepimizin yürürken izin alacağımız günler yakındır.