BIST 9.717
DOLAR 32,53
EURO 34,86
ALTIN 2.439,52
HABER /  ÇALIŞMA HAYATI  /  MEMUR

İşçi-memur ayrımı tarihe karışıyor

Anayasa reformunun kabulüyle işçi-memur kavramları gidecek yerine çalışan kavramı gelecek.

Abone ol

İşçi ve memur statülerini 'çalışan' kavramında birleştirmeyi içeren ve bir dizi değişikliği öngören Anayasa reformu paketinin bir süre sonra Meclis'te görüşülmesi bekleniyor. 'Çalışan' kavramının gelmesiyle birlikte memur ve işçiler için ayrı ayrı düzenlenen çalışma yasaları da yenilenerek tek çatı altında birleştirilecek. Mevcut yasalara göre, memur statüsünde çalışanların 'iş güvencesi' bulunmasına karşın, işçilerin kapı önüne konulma ihtimali var. İşçilere tanınan 'toplu görüşme ve grev' hakkına da memurlar sahip değil. Hükümetin amacı ise; ücret ve statü adaletsizliğini gidererek, 'eşit işe eşit ücret' prensibinin benimsenmesi ve personel rejiminde bütünlük sağlanması.

Memurluk statüsünü kaldıracak radikal değişim, aynı zamanda memurlarda iş güvencelerinin kaybolacağı endişesine de yol açıyor. Bu çerçevede, memur konfederasyonları iş güvencesinin tartışmaya açılmasına dahi karşı çıkarken işçi cephesinde ise herhangi bir kayıp korkusu yok. Sendika başkanları konuyu AKŞAM gazetesine değerlendirerek şu görüşleri dile getirdiler:

AYRIM DOĞRU DEĞİL

Memur-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu:
Emek ve ekmek mücadelesinde ayrım yapılmasını doğru bulmuyoruz. Bu ayrım yerine hepsini kapsayacak şekilde çalışanlar ifadesi kullanılmalı. Ayrıca, demokratik bir ülke ve katılımcı demokrasi için memurlara siyaset yapma yasağının kaldırılması gerekli. Baktığınızda işçiye, esnafa herkese serbest ama Türkiye'nin okumuş kesimine siyaset yasak. Ancak burada, gözden kaçırılmaması gereken husus; işçi-memur ayrımı kaldırılsa bile; memurların iş güvencesinin tartışılması, tartışılmaya açılmasına karşıyız. Yani, memurların iş güvencesi şimdiki haliyle kalmak şartıyla çalışanlar ifadesine geçilebilir.

GÜVENCELİ GREV ÖRNEĞİ YOK 

Hak-İş Başkanı Salim Uslu: Biz öteden beri işçi memur ayrımının kaldırılması gerektiğini memur tanımanın yeni baştan yapılması gerekliliğini ifade ediyoruz. Kamuda çalışıyor olmasına rağmen işçilik yapan ama memur statüsünde olan bir sürü insan var. Memurluk kamu yetkisini kullanan imza yetkisi olan kişilerle sınırlı olmalı. Müdür, Genel müdür, Müsteşar gibi onun dışındakiler zaten kamu çalışanıdır. Ancak memur arkadaşlar hem iş güvencemiz kalsın hem de işçi hareketinin sahip olduğu toplu sözleşme grev hakkı gibi haklara sahip olalım diyorlar dünyada bunun örneği yok. Bu nedenle iş güvencesinin İLO standartlarına getirilmesi gerekiyor. O zaman memur arkadaşların bazı kaygıları ortadan kalkmış olacak diye düşünüyorum. 

AVRUPA'DA VAR DİYE 

Kesk Başkanı Sami Evren:
Çalışanların işçi memur şeklinde ayrılması zaten doğru değil. Burada memur kavramının yeniden düzenlenmesi lazım. Memur devlet adına oradaki erki, iradeyi kullanan kişidir. Kamu çalışanı ise kamuda hizmet üreten kişidir. Memur bürokratları kapsamalı. Ancak hükümet Avrupa'da var bizde de olsun diye bunu istiyor ama memurla işçi aynı olsun derken kamuda çalışanların iş güvencesini ortadan kaldırmak istiyorlar. Bunu kabul etmek istemiyoruz. İş güvencemize dokunmazlarsa, örgütlenme özgürlüğü ve grev ve toplu sözleşme önündeki engelleri kaldırırlarsa 'çalışan' olmayı kabul ederiz.

BAŞBAKAN ERDOĞAN AVANTAJ PEŞİNDE 

Bask Başkanı Resul Akay: Hükümet, memurların iş güvencesinin kaldırılması halinde grev ve toplu sözleşme hakkını vermek istiyor. İşçi-memur kavramlarını ortaklaştırmada da asıl amaç bu. Böyle bir şeyi kesinlikle desteklemeyiz. Grev hakkı için memurun iş güvencesini kaldırmak doğru değil. İş güvencesi kalkan memur, siyasilerin oyuncağı haline gelir. Başbakan Erdoğan, kendine yakın sendikalara bu konjonktürde avantaj sağlamak istiyor. Yoksa emeğin birleşmesi, hükümete karşı emekçilerin ortak hareketi hükümetlerin öngördüğü şeyler olamaz.

AYRINTILARA İHTİYAÇ VAR

Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız : İşçi-memur birleşsin derken memurların iş güvencesini işçilere de mi sağlayacaklar yoksa memurların iş güvencesini alarak mı işçiye yaklaştıracaklar, bu bir soru işareti. Netleştirilmediği sürece bu konuda çok fazla söylenecek bir şey yok. Karşımıza bir taslakta gelmedi. Ama hiçbir şekilde iş güvencesini yok ederek toplu sözleşme ve grev hakkı veririz gibi bir dayatmaya razı değiliz.