BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  MEDYA

Demirtaş'ın kulağına kim fısıldadı?

Murat Kelkitlioğlu bugünkü yazısında, ABD'nin ve PYD'nin bir nevi aşk yaşadığını, bu esnada Demirtaş'ın kulağına bir şeyler fısıldanmış gibi davrandığını ileri sürdü.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM

Akşam yazarı Murat Kelkitlioğlu bugünkü yazısında 'kimsenin aklına dahi gelmeyen olasılıkları yan yana getirmenin çok doğru olmadığını fakat ele aldığı konu karşısında bunu yapmaktan kendini alıkoyamadığını' ifade ederek başladığı yazısın HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın bambaşka davranmaya başladığını, bunun sebebinin de ABD-PYD ilişkilerine bağlı olarak değişen dengelerin sebep olduğunu ileri sürdü.

'Demirtaş'ın kulağına fısıldayan biri olduğunu' dile getiren Kelkitlioğlu, iddiasını temellendirmek için 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş'ın çok büyük bir hamle yaptığını, verdiği barış ve kardeşlik mesajları ile bambaşka bir profil çizdiğini fakat 10 ağustos cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından "her kesime zeytin dalı uzatan Demirtaş gitti, şahin, sivri ve tahrik edici dile sahip Demirtaş geldi" yorumunda bulundu.

İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:

"6-7 EKİM KOBANİ EYLEMLERİ VE DEMİRTAŞ'IN ÇAĞRISI"

2015 genel seçimlerine kadar, belki de çözüm sürecinin olumlu şekilde tamamlanacağı yönünde tam bir mutabakata varılmışken, taraflar arasında anlaşma sağlanmışken, Demirtaş çıktı ve ‘sokağa çıkın’ çağrısı yaptı. Neden olarak ise Kobani’yi gösterdi. Bu çağrının sonunda milletin unutmayacağı ve 50’den fazla insanın hayatını kaybettiği 6-7 Ekim olayları yaşandı. Olaylar üzerine Demirtaş, kameraların karşısına geçerek ve boncuk boncuk terleyerek ‘Biz böyle olmasını istemiyorduk’ dedi.
Demirtaş’ın açıklamalarına rağmen sorun öyle büyüdü ki, 2 yıl boyunca unuttuğumuz şehit haberleri ardı ardına gelmeye başladı, hatta ‘çözüm süreci rafa mı kalkıyor?’ sorusu sorulmaya başlandı.

Her Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, çözüm sürecinin önemine atıfta bulunulmasına rağmen, ‘kamu düzeninin sağlanması’na yönelik yeni ve sert adımların atılacağı yönünde haklı açıklamalar geldi.

Sadece bu da değil! Hükümet tarafından yapılan açıklamalarda, sorunun siyasi muhatabı HDP yetkililerine ‘sorumlu davranma’ çağrısında bulunuldu. Bütün bunlara rağmen, çok fazla anlam veremediğim bir şekilde, HDP tuhaf bir sessizliğe büründü. Yapılan açıklamalar bile çok cılız kaldı.
Peki, 10 Ağustos seçimleri ile 6-7 Ekim olayları arasında ne oldu da, Demirtaş ve partisinin tavrında böyle radikal bir değişim yaşandı?

Hani yazımın başında komplo teoilerinden pek hoş etmem dedim ama şimdi yazacaklarım insanın aklında soru işaretleri bırakıyor.

"ABD DÖNÜŞÜ UNUTULMAYACAK 6-7 EKİM OLAYLARI YAŞANDI"

10 Ağustos seçimlerinin ardından Demirtaş, 22 Eylül’de ABD’ye gitti. Başta ABD Dışişleri Bakanlığı olmak üzere hükümet temsilcileriyle bir araya geldi. ABD dönüşü ise o unutulmayacak 6-7 Ekim olayları yaşandı. Aynı dönemde ABD’nin, PYD aşkı da kabardı! Türkiye’nin bütün uyarılarına rağmen, Kobani’de IŞİD’e karşı savaşan PYD güçlerine ABD tarafından silah yardımı yapıldı, hatta ‘PYD’yi terör örgütü olarak görmedikleri’ yönünde açıklama yapıldı. Daha önce ‘çözüm süreci’ni yüksek ve kararlı bir sesle savunan HDP’lilerin o sesleri kısıldı.

Bütün bunları yanyana getirdiğinizde, ‘ABD’de, Demirtaş’ın kulağına kim, ne fısıldadı?’ sorusu akla gelmiyor mu?