BIST 10.209
DOLAR 32,43
EURO 34,83
ALTIN 2.398,80
HABER /  GÜNCEL

Unutulmaz referandum polemikleri

Soy-boy tartışmasından genel affa, rahibeli afişten konsomatris atışmasına... Türkiye referandum sürecini, bu unutulmaz polemiklerle geçirdi.

Abone ol


Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER

ANKARA-
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in 22 Mart 2010’da açıkladığı 26 maddelik Anayasa değişikliği maratonunda sona gelindi.

Sabahlara kadar süren kavgalı Meclis oturumları, merakla beklenen Anayasa Mahkemesi kararı, haftalardır her gün biraz daha tansiyonun yükseldiği referandum kampanyası sonrasında 12 Eylül’e sayılı günler kaldı.

Yaklaşık 5.5 ay süren bu değişiklik sürecinde liderler kozlarını meydanlarda paylaştı. Evet-hayır-boykot üçgeninde tansiyon her gün bir önceki günden daha yüksek oldu.

Havuzlu villadan genel af önerisine, türbandan "hükümet-Öcalan görüştü" iddialarına, boy-soy tartışmasından konsomatris benzetmelerine yapılmayan polemik kalmadı. Alçak, şerefsiz sözleri havalarda uçuştu.

Aylardır süren polemiklerin ardından söz sırası artık vatandaşta. Pazar günü sandık başına gidecek olan vatandaşlar son noktayı koyacak.

İnternethaber olarak bu süreçte yaşanan polemikleri okuyucularımız için derledik. İşte bir referandum sürecinde yaşananlar:

ARINÇ’LA BAŞLAYAN BOY POLEMİĞİ

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, katıldığı bir televizyon programında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun içi boş sloganlar ürettiğini ifade ederek, "Sadece 'hesap soracağız' diyor, 'bu adam mı' diyor, 'kıvırtıyor' diyor. Ya, şu kadar boyuyla bir şeyler söylüyor” dedi. Kılıçdaroğlu, “Sayın Arınç'ı Penguen ve Leman dergilerine havale ediyorum. Onu en iyi onlar anlar” diye yanıt verdi. Polemik beklendiği gibi karikatür dergilerinde kapak konusu oldu.
Kılıçdaroğu daha sonra yaptığı bir açıklamada Arınç’ın sözleri için, ''İşi boyla çözmek, bunu dile getirmek, boyu uzun olanın aklının kısa olduğunu gösterir. Bunu Sayın Bülent Arınç'ın değerlendirmesi gerekir. Boyunun benden uzun olması, aklının benden uzun olmasını da gerektirmez. Demek ki, aklı daha kısa'' dedi.

ÖNEMLİ OLAN BOY DEĞİL SOY SOY

Meydanlara inen tartışmaya Başbakan Erdoğan da katıldı. “Onlar Anayasa değişikliğinden hiç bahsetmiyorlar, tutturmuşlar 'Başbakanın boyu ne kadar?'. Yahu bu sorulur mu Başbakana? Ama çok merak ettin, söyleyeyim; 1,85. Tepe tepe kullan. Peki benim boyuma yetişemezsen halin ne olacak?” diye sordu. Ancak asıl tartışma Erdoğan’ın, “Ben buradan muhaliflere sesleniyorum; önemli olan boy değil, önemli olan soy, soy...” sözleri oldu.
Bu sözlere Kılıçdaroğlu’nun yanıtı gecikmedi:
'Ne annemden ne babamdan ne de soyumdan hiç utanmadım, gurur duydum. Recep Bey, eline bir cetvel pergel al. Gel benim kafatasımı da ölç'

GÖKÇEK’TEN HAVUZLU VİLLA İDDİASI

Referandum polemiklerine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de havuzlu villa iddiası ile katıldı. Gökçek, "Sayın Kılıçdaroğlu havuzlu villan var mı, yok mu? açıklamazsan ben açıklayacağım" dedi. Gökçek’i ciddiye almayan Kılıçdaroğlu, "Orada kooperatif üyeliğim söz konusu. Öyle havuzlu villa söz konusu değil. Sürekli oturduğumuz bir yer değil ve zaten inşaat halinde. Keşke mümkün olsa herkes havuzlu villasında oturabilse. Sorguladığımız olay şu, siz siyasete yoksul olarak başlayıp ve bunu kullanıp daha sonra çok lüks bir yaşam sürdürmeniz." yanıtı verdi. Miting konuşmalarında da Erdoğan’ın havuzlu villasıyla ilgili altın musluklardan yüz yıkama, özel havuz gibi iddialarını sürdürdü. Erdoğan ise bu tartışmaya girmedi.

YOLA BEYAZ GÖMLEĞİMİZİ GİYDİK DE ÇIKTIK

Başbakan Erdoğan eski Başbakanlardan Menderes’in memleketi Manisa’da düzenlediği mitingde, "Merhum Menderes'i ölümle tehdit eden, darağacına gönderen zihniyet, 'seni Yüce Divan'a göndeririz' diyor. Sevsinler sizin gibi demokratları. Biz bu yola beyaz gömleğimizi giyip de çıktık. Hak dedik, hakikat dedik, özgürlükler deyip yola çıktık. Bir canımız var. Allah'tan başka kimse alamaz" dedi.

Başbakan’ın bu sözlerine yanıt CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan geldi:
''Sayın Başbakan kimse sana kefen giydiremez. Sana birisi kefen giydirirse gel kardeşini bul. Önce mücadeleyi ben vereceğim. Kul hakkı yediysen hesabını soracağım.''

SEN AÇILDIKÇA ANALAR AĞLIYOR

Referandum sürecinde AK Parti ile MHP arasındaki ilk kriz Aydın il binasına asılan pankart oldu. Başbakan Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama'nın el sıkışırkenki bir fotoğrafları ile şehit oğlunun tabutuna sarılan bir şehit annesinin resminin bulunduğu pankartta ''Sen Açıldıkça Analarımız Ağlıyor'' yazıyordu. Pankart vali tarafından indirilince MHP valiyi hükümetin uşağı ilan etti. Tepki olarak da ilk mitingini Aydın’da yaptı.

ÖCALAN’LA HÜKÜMET GÖRÜŞTÜ İDDİASI

MHP hükümetle Öcalan’ın 4 kez görüştüğünü iddia etti. Erdoğan "Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir” diye çıkıştı. Erdoğan MHP’nin bu iddiayı ispatlamasını isterken MHP’nin yanıtı da ağır oldu. Bahçeli, “Sen hangi işbirliğini, kiminle nasıl yaptığını açıklamak yerine gerçeklerin üstünü örtmek için MHP'ye niçin saldırıyorsun? MHP, İmralı'daki cani başıyla sade kahve içip beraber konuştun mu diyor sana? Yaptığın temasları, anlaşmaları, diyalogları, açılım gerçeğini bu millete aç, millet bütün gerçeği bilsin diyor. Hala meydanlara çıkıp MHP'ye saldırıyor. MHP, kirli ağızlardan çıkan şerefsizlikle şerefsizlenmez. MHP, günü geldiğinde her şeyi gizleyen şerefsizlerden hesap soracak." Dedi.
Erdoğan’ın bu konudaki son yanıtı ise bir televizyon programında verdi. Erdoğan, “Başbakan Erdoğan, “İmralı’ya yerleştirdikten sonra siz kimlerle görüşmeleri yaptırıyorsanız, ben de aynı insanlarla görüşme yaptırıyorum” dedi.

MECLİS'TE BİR GIDIM SU YOK POLEMİĞİ, RAHİBE AFİŞİ KRİZİ, CHP'DE EVET İHRAÇLARI, GÜLEN'DEN REFERANDUM DESTEĞİ, TARAF-BİTARAF ATIŞMASI, KONSOMATRİS KAVGASI
DİĞER SAYFADA...

[PAGE]

SİZE MECLİS'TE BİR GIDIM SU YOK

CHP lideri Kılıçdaroğlu ''Hayır' deyin barışın, kardeşliğin alın terinin, emeğin kutsallığı öne çıksın. 'Hayır' deyin, toplumsal mutabakatla, kardeşçe, doğudan batıya, güneyden kuzeye herkese özgürce genel affın yolu açılsın'' dedi. Daha sonra bu sözlerini "Toplumsal barışın bir parçası olacaksa genel affa 'evet' deriz" diye düzeltti. Başbakan CHP liderini İstanbul'da başka, Tunceli'de başka konuşulmaz. Bir siyasi lider Ankara'da başka Van'da başka konuşmaz. Bir defa bu ülkede siz bir genel af ilan etme hakkına sahip değilsiniz. Bu yetkiyi size kim veriyor? Buna ne sayınız müsaade eder, ne de yapınız... AK Parti sana orada bir gıdım su içirmez, su. Neyi çıkarıyorsun sen" diye çıkıştı.

O TANKIN ÖNÜNDE KİM DURACAK

CHP lideri Kılıçdaroğlu bir radyo programında, 'Darbe olsa tankın önünde ilk önce ben dururum' dedi. Bu sözlere Başbakan Erdoğan, "28 Şubat'ta neredeydin, 27 Nisan'da neredeydin? Siz olsa olsa ancak bunlara selam durursunuz selam" yanıtı gönderdi.

BU DEĞİRMENİN SUYU NEREDEN GELİYOR?

CHP lideri "Referandum için değirmenin suyu nereden geliyor?" diye sordu. Kılıçdaroğlu’na yanıt AK Parti’li Hüseyin Çelik’ten geldi:
“CHP'nin değirmenine nereden su geliyorsa bize de oradan geliyor"

RAHİBE AFİŞİ KRİZİ

CHP adına Avcılar Belediyesi’nce İstanbul ve Diyarbakır’da asılan, “Müslüman kadınların rahibe gibi giyinmesi için evet” afişleri krize neden oldu. Başbakan Erdoğan, "Benim örtülü giyinen vatandaşımın kıyafetini rahibe kıyafetine benzetecek kadar bunlar saptılar sapıttılar. Şimdi ne diyor? Gene kıvırmaya başladı. Diyor ki 'bu bize ait değil' Hükümet bunu bulsun çıkarsın'. Bu benim değil senin görevin amblemin var" dedi. CHP önce afişlerin kendilerine ait olmadığını öne sürdü. Ancak İçişleri Bakanı CHP’li Avcılar Belediyesi’nce yapıldığını tespit etti. Bunun üzerine belediye başkanı hakkında soruşturma başlatıldı. Kılıçdaroğlu, "Eğer bir üyemiz o pankartı asmışsa ve bundan üzülenler varsa onlardan özür diliyoruz" dedi.

YARGIDA DERNEK OLUR MU?

Başbakan Erdoğan bir miting konuşmasında ''Böyle şey olur mu? Yargının içinde dernek kurulur mu? ''Bunu da bizim ilk fırsatta halletmemiz lazım. Bir defa kesinlikle yargıda bu tür dernekler olamaz, olmamalı'' dedi. Erdoğan’ın bu sözlerine yargı çevreleri ve muhalefet partileri sert tepki gösterdi.

CHP’DE EVET İHRAÇLARI

Başbakan Erdoğan’ın mitingine evet şapkasıyla katılan CHP’li Bingöl Yedisu Belediye Başkanı Mehmet Şerif Memioğlu ihraç istemiyle disipline sevk edildi. Hemen ardından da bir gazeteye darbe anayasasının izlerinin silinmesi için evet oyu vereceğini açıklayan Ankara Milletvekili Eşref Erdem ihraç istemiyle Disiplin Kurulu'na sevk edildi.

GÜLEN'DEN REFERANDUM MESAJI

Referandum sürecinde cemaatlerin de oyları tartışma konusu oldu. ABD’de yaşayan Fethullah Gülen, “Mümkünse ölüler bile mezarlarından kalkıp evet oyu kullanmalı” diyerek iktidar partisinin evet çağrısına tam destek verdi.

TÜRBAN POLEMİĞİ

CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında türban sorununun çözüleceğini söyledi. Erdoğan bunun üzerine bir davet yaptı: ''Türban konusunda CHP eğer samimiyse 13 Eylül’de gelsin, çözelim''. Erdoğan’ın bu davetine CHP yanıt vermedi.

BİTARAF OLAN BERTARAF OLUR

Referandum sürecinin en kritik tartışmalarından biri Başbakan Erdoğan’ın bir televizyon programında TÜİSAD’ı eleştirmesi nedeniyle yaşandı. Erdoğan, "TÜSİAD kendisini çek etsin ve bu anayasayı beğenmiyorsa çıksın açıkça hayır desin, gerekçelerini de söylesin. Diyemiyorsa da çıksın açıkça 'ben bu değişikliği destekliyorum' desin. Bitaraf olan bertaraf olur çünkü" dedi. Yönetim kurulunun referandum ya da seçim öncesi oy tercihi açıklamayacağını söyleyen kuruluştan şu açıklama geldi:
''TÜSİAD bitaraf değildir; TÜSİAD eksiksiz bir demokrasiden ve bireylerin hür iradeleri üzerindeki her türlü baskı ve vesayetin kaldırılmasından yanadır"

KONSOMATRİS ATIŞMASI

Referandum sadece siyasi partiler değil sendikalar ve STK’ları da ikiye böldü. Hak-İş Başkanı Salim Uslu, referandumda oy tercihlerini açıklamadıkları için TÜSİAD ve TOBB için “Sivil toplum konsomatrisleri” dedi. Yazılı açıklama yapan Boyner, “Yakışıksız ve düzeysiz ifade. Bu linç mantığıdır” dedi. Vatandaşın özgür iradeyle oy vereceğini vurgulayan Boyner, “Kerameti kendinden menkul bazı makamsahiplerinin tamamıyla konjonktürel güçlere bağlı olarak sergiledikleri ilkesiz yaklaşım İnanıyoruz ki çağdaş demokrasilerde, Salim Uslu Beyefendi ile konsomatrisin oyu birdir ve eşittir.”