BIST 9.693
DOLAR 32,59
EURO 34,79
ALTIN 2.509,30
HABER /  GÜNCEL

Tuz bağışıklık sistemi hastalıklarını tetikliyor mu?

Yeni bir araştırmanın ilk sonuçlarına göre aldığımız tuz oranı, MS gibi bağışıklık sistemi hastalıklarını etkileyebiliyor.

Abone ol

Bilimsel bir araştırmanın ilk sonuçlarına göre, aldığımız tuz oranı, MS gibi bağışıklık sistemi hastalıklarını etkileyebiliyor.

Araştırmaya göre, tuz, bağışıklık sistemimizde vücudumuzu hedef alan bazı noktaları harekete geçiriyor olabilir.

Uzmanlar bulguların çok ilginç ve akla yatkın olduğunu ancak MS hastalığına sahip kişiler için bir çare olmadığını belirtiyor.

Vücudun enfeksiyonlara karşı savunma sisteminde bir tersliğin yaşanması durumunda, vücut harekete geçiyor olabilir ve Tip 1 şeker hastalığı, eklem iltihabı ya da MS gibi oto bağışıklık sistemi hastalıklarına neden oluyor olabilir.

Bu tür hastalıklara sahip olma riski genetik özelliklere bağlı olarak artabiliyor ancak çevresel faktörlerin de büyük bir etkisi var.

MS hastalığının nedenleri ile ilgili temel teorilerden biri bunun viral bir enfeksiyon olduğu. Ancak sigara içmek ve D vitamini eksikliği de hastalığın nedenleri arasında.

Nature dergisinde yayınlanan bu araştırmanın sonuçlarına göre aldığımız tuz oranı da bu tür hastalıklara neden olan faktörler arasında olabilir.

Genetik faktörler

Brigham and Women's Hastanesi ile MIT ve Harvard Broad Enstitüsü'nde bir grup araştırmacı, otoimmün hastalıklarda görülen bağışıklık sisteminin bir parçası ile ilgili bir araştırma yürütüyordu.

Araştırmada Th17 hücrelerinin nasıl üretildiğine bakıldı.

Th17 hücresinin üretilmesi için gereken karmaşık kimyanın analizi için hücrelerin dikkatli bir şekilde incelenmesi ve geçirdiği değişikliklerin tersine inşa edilmesi gerekiyor.

Bu analiz sonucunda kritik önemde ve daha önce görülmeyen bir gen tespit edildi.

Brigham and Women's Hastanesi'nden Dr Vijay Kuchroo "bu genin görevinin bağırsakların aldığı tuz oranını artırmak" olduğunu belirtti.

Kuchroo, testlerde tuz oranını artırdıklarında, hücrelerin Th17 hücrelerine dönüştüğünü söyledi.

Fazla tuzla beslenen farelerin yapılan deneylerde MS gibi hastalıklara yakalanma ihtimalleri daha yüksek.

Yale Üniversitesi'nde de bir grup araştırmacı tuz ve hücrelerin ilişkisi üzerine bir araştırma yürütüyor.

İmmünobiyoloji profesörü David Hafler BBC'ye yaptığı açıklamada "MS hastalığına sahip farelerin fazla tuz alanlarında hastalık daha kötü aşamada" dedi.

Prof Hafler "tuz oranının bu kadar büyük bir etkisi olduğunu görmek bizi de şaşırttı" diye konuştu.

Tavsiye için henüz erken

Araştırmanın bu erken dönem bulgularının yorumlanması konusunda dikkatli olunması gerektiği belirtiliyor.

Tuz ve otoimmün hastalıklar arasında bir ilişkinin olup olmadığının bulunması için fazla tuz alımının neden olduğu yüksek tansiyon gibi hastalıklarla ilgili de araştırmalar yapılıyor.

Broad Enstitüsü'nden Dr Aviv Regev "Şu anda yapabileceğimiz tek şey, mevcut bulguları kamuoyuna açaıklamak. Şu aşamada herhangi bir tavsiye veremeyiz. Bilimsel bulgu ve bunun klinik tedavi aşamasına uygulanması arasında her zaman bir boşluk vardır" dedi.

Prof Hafler az tuz alımının bir zararı olmadığını belirtti.

Cambridge Üniversitesi'nden Prof Alastair Compston BBC'ye yaptığı açıklamada bulguların "akla yatkın, beklenmedik ve çok ilginç" olduğunu söyledi.

Compston, "Her türlü iyi bilimsel araştırma gibi bu da daha önce kimsenin düşünmediği yeni bir fikri ortaya atıyor" dedi.

Tuzun, sigara içmek ve güneş ışığı gibi bu hastalıklar üzerinde bir etkisi olabileceğini belirten Compston, "ancak bu aşamada az tuz almının MS'e bir çare olacağını söyleyemeyiz. Zaten bu hastalığa sahip biri az tuzlu diete başlasa bile iş işten geçmiş olacak" dedi.

MS Derneği'nde Biomedikal Araştırma biriminin başkanı Dr Susan Kohlhaas, "Bu çok ilginç bir çalışma. MS ile ilgili bu tür farklı araştırmaların yapıldığını görmek çok olumlu" diye konuştu.

Ancak Kohlnaas da henüz bu bulgulardan sonuç çıkarmak için erken olduğunu ancak biran önce daha fazla araştırma yapılmasını beklediklerini söyledi.

Kohlnaas, insanların tuz alımı ile ilgili mevcut diet önerilerini düşünerek sağlıklı ve dengeli beslenmeye devam etmelerini tavsiye ettiklerini söyledi.