BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Süleyman Soylu'dan Türkiye analizi

AK Parti'ye katılmasının ardından siyasetin gündemine oturan isimlerinden Süleyman Soylu canlı yayında soruları yanıtlıyor

Abone ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Habertürk ekranlarında Suna Vidinli'nin "Perspektif" programında 28 Şubat'ta yaşadıklarını anlatıyor.

Soylu'nun konuşmasının satırbaşları şöyle...

Biz kamuoyu ile yakın ilişki kurmak istiyorduk, ancak  parti yönetcileri sokağa inmemizi istemiyordu. Birgün pazarda yürürken, çekim yapan kameraman bir adama para verdi. Bunu farkettim. Sonra aynı adamla karşılatık. Aynı adam siz bu ülkeyi sattınız diye bağırmaya başladı. Bu hatırayı unutamıyorum. Bu 28 Şubat'ı anlatmak için basit ama önemli bir örnek.

 MERKEZ SAĞ ELEŞTİRİSİ

Soylu, "1969 seçimlerinde AP ve Eski DP'liler arasında ne yaşandı?" sorusuna şu yanıtı verdi:

1960 darbesi yeni Türkiye kurulsun diye yapıldı. CHP, onların bakış açısıyla 1950 -1960 arasında yaşadığı kabusu bir daha yaşamak istemedi. Çünkü hiç ummadıkları insanlar memleketi yönetmeye başladı. Onlar bir şekilde baskı kurarak, bu kadroları ikinci sınıfa itmeye çalıştı. DP işte bu alanın tamamını açtı. DP'yi tarif ederken, sanki tek parti iktidarının farklı bir versiyonuymuş gibi bahsedilir.

1964'ten sonra Cemal Gürsel,Süleyman Demirel'i Adalet Partisi'nin başına getirmek ister. Gürsel bir görüşmede eğer diyor, Demirel'in karşısındaki grup kazansaydı, Türkiye geleceği için büyük bir tehikeyle karşı karşıya kalacaktır. Bu söz Demirel'in AP'nin başına gelişini açıklıyor.

200 YIL SONRA DA AK PARTİ YAŞAR

Milletin iktidar kavgasını verebilen siyasetin temsilcisi AK Parti'dir. Her 10 yılda bir darbe yaparsanız, partilerin tecrübelerini, geleceğe ait geçmişten gelen enformasyonlarını alıp götürürsünüz. Bugün Türkiye'nin yaşadığı en büyük sorundur. Böyle yaparak hakim gücü sürdürürsüzün. İşte o hakim güç, bugün bürokratik sol denilen, askeri bürokrasi, sivil bürokrasi, üniversite ve onların tanzim ettiği medyadır.

CHP'de bunun ikilemini yaşıyor. Fetişleştirerek siyaset yapmayı normal görüyorlar, üretmemeyi normal görüyorlar. Sadece muhalefet etmeyi normal görüyorlar.  Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir siyasetin büyümesi mümkün değildir.