BIST 10.083
DOLAR 32,45
EURO 34,86
ALTIN 2.442,01
HABER /  GÜNCEL

Sosyal Güvenlik Yasası Şubat'ta

Şubat sonuna kadar Meclis’ten geçmesi beklenen Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı'na göre emekli maaşı düşecek. 9 bin iş gününün tekrar 7 bine çekilmesi düşünülüyor.

Abone ol

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 2005’te yasalaşmasını istediği Sosyal Güvenlik Reformu’nun gecikmesi farklı tartışmaları da beraberinde getirdi. Hükümet SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’nı tek çatı altında toplayacak reformda geri adım atılmayacağının altını çiziyor. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Tuncay Teksöz, erteleme gerekçelerini şöyle özetliyor: “Bu tür kanunların her kesimin mutabakatı ile çıkması gerekiyor. Aksi takdirde uygulamadaki aksaklıklar artıyor. Geri adım atılmadı. Meclis’ten çıkacak kanun bu uzlaşmanın da göstergesi olacak.”

Teksöz, yeni dönemde emekli maaşlarının düşeceği yönündeki haberleri de değerlendirdi. Buna göre 2007'ye kadar emekli olacak kişiler uygulamadan etkilenmeyecek. Bu tarihten itibaren işbaşı yapanların emekli aylıkları ise yürürlükteki sisteme oranla daha düşük orandan hesaplanacak. Maaşlardaki düşüş ise ortalama yüzde 3 civarında olacak. Bu arada sendikaların eleştirdiği 9 bin gün prim ödeme şartında değişiklik gündemde. "7 bin günden 9 bin güne çıkarılması düşünülen prim ödemeleri yeniden düzenlenmesi gereken bir konu" diyen Teksöz, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla kurulan çalışma komisyonunda tarafların çözüme ulaşacağını söylüyor. Kurum Başkanı, vatandaşın hastane çilesinin de yeni düzenleme ile sona ereceği müjdesini veriyor: "Sağlık hizmetinin özel veya kamudan alınması arasında hiçbir fark kalmayacak. Kim kaliteli sağlık hizmeti sunarsa vatandaş oradan faydalanacak."

‘Sosyal Güvenlik Reformu' hakkında Zaman'a önemli açıklamalarda bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Tuncay Teksöz, 2007 başında tek emeklilik sistemine geçmeyi hedeflediklerini kaydediyor. Teksöz, mevcut çalışanlar için emekliliği hak etme açısından herhangi bir değişiklik olmayacağının altını çiziyor. 2007'den itibaren çalışmaya başlayanlar ise yeni sisteme dahil olacak. Emeklilik yaşı da 2036 yılından itibaren artacak. Fakat eski ve yeni sistemde geçirilen süre kadar emekli aylıklarında bir etkilenme olacak. Sistem yürürlüğe girdikten sonra herkes yeni sisteme prim ödeyeceği için iki emekli aylığı hesaplanacak. Biri eski, ikincisi yeni sisteme göre emekli aylığı olacak. İkisinin toplamı ikiye bölünerek yeni maaş ortaya çıkarılacak. Yeni sistemde daha fazla prim ödeyenlerin aylıklarında ise yeni oranların payı ağırlıkta olacağı belirtiliyor. 25 yıl çalışan biri yeni sistemde geçen süre açısından emekli maaşlarında yüzde 3-5 oranında bir düşüş olabilecek. Söz konusu durumu Teksöz, yeni sistemin emekli aylığı bağlama oranındaki azalmayla açıklıyor. Emekli Sandığı'nda aylık bağlama oranının yüzde 3, Bağ-Kur ve SSK'da yüzde 2,6 olduğuna dikkat çeken Teksöz, tasarıda bu oranların 2015 yılına kadar yüzde 2,5, ardından da yüzde 2'ye çekildiğini ifade ediyor.

Kurum Başkanı Teksöz, önümüzdeki günlerde Çalışma Grubu'nda geniş bir şekilde tartışılacak reformda bazı düzenlemelere gidilebileceğinin işaretlerini verdi. Teksöz, sosyal tarafların en çok eleştirdiği 9 bin gün prim ödeme şartında bir düzenleme gerektiği görüşünde. Halen SSK'lılar için normal emekli aylığı bağlanma şartı 7 bin gün. Aynı rakam Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nda ise 9 bin gün. Teksöz, yasanın getireceği yeniliği ise "Yeni başlayanlar için 25 yıl olan 9 bin günün üç kurum mensupları için aranması." sözleriyle özetliyor. Bu noktanın eleştirilere sebep olduğunu dile getiren Teksöz, hizmet akdinde sürekli çalışmanın mümkün olamayacağı gerçeğini dikkate alarak itirazları haklı buluyor. Kurum Başkanı, mevcut sistemin eksikliğine değinmeden de geçemiyor. Şu anda emeklilik yaşının erkeklerde 47, bayanlarda 44 olduğunu kaydeden Teksöz'e göre bu yaşlara kadar asgari prim ödeme gün sayısını doldurmak çok zor. Ancak reformda 60 yaşından bahsedildiği için prim ödeme gün sayısını doldurmak mümkün olabilecek. Çünkü 20 yaşında çalışmaya başlayanlar için 40 yıllık bir çalışma yaşamı öngörülüyor. 40 yılın içinde 25 yıllık prim ödeme daha kolay olacak. Paket içinde yer alan Genel Sağlık Sigortası sayesinde hiç kimse hastane kapısından çevrilmeyecek. Fakirlerin genel sağlık sigortası ödemelerini Maliye Bakanlığı yaparken, yeni dönemde özel hastanelerin yıldızı parlayacak. Sağlık hizmetlerinde özel veya kamu arasında hiçbir fark kalmayacak. Kaliteli sağlık hizmeti sunan tesisler ön plana çıkacak. Buna bağlı olarak özel sektörün kurduğu hastanelerden yararlanan kişi sayısının artması bekleniyor. Hastanelerin rekabet şartları içinde çalışacağını belirten Teksöz, kamu hastanelerinin de vatandaşlara mevcut durumdan daha iyi hizmet sunacağını belirtiyor. Reformun en önemli ayaklarından biri olan Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü, vatandaşı en hızlı ve en iyi şekilde memnun edebilmek için çalışacak. Taşra teşkilatı aynı genel müdürlük tarafından yönlendirilecek. Taşra teşkilatlarının Sosyal Güvenlik Merkezleri'nden oluşacağına dikkat çeken Kurum Başkanı, bunların küçük banka şubeleri gibi çalışacağını dile getiriyor. SSK il müdürlüğü, Bağ-Kur il müdürlüğü ve Emekli Sandığı bölge müdürlüğü gibi yapılanmaların sona ereceğini aktaran Teksöz, yapılanmayı 3 yıl içinde tamamlamayı hedeflediklerini ifade ediyor: "Üç ayrı kurumdaki çalışanlar ise yeni birimlerde görevlendirilecek. Önce ilaç, sonra tahsis birimleri entegre edilecek. Bunları primler birimi takip edecek." Sosyal güvenlik bilincinin gelişmesi için tanıtım çalışmaları artırılıyor. Şu ana kadar televizyonlarda skeçlerle ve dizilerde verilen mesajlarla reformun getireceği yenilikler anlatıldı. En kısa zamanda ders programlarında öğretilmesi amacıyla çalışmalar olacak. Milli Eğitim Bakanlığı ile bu konuda görüşmeler öngörülüyor.

İşverene ilave bir maliyet getirmiyor

Tuncay Teksöz, "Reform vatandaşa, işverene ve devlete ne getirecek?" şeklinde soruya ise şu karşılığı veriyor: "Vatandaşa; eşit ve adil bir şekilde sosyal hizmetlerden yararlanma imkânı sunacak. Bin maddelik mevzuat 130 maddeye düşüyor. Hak ve yükümlülüklerin bilinmesi, basitliği beraberinde getirecek. İşverene; ek bir maliyet getirmiyoruz. Prim yükünde artış söz konusu değil. Çalışma biçimlerine sıkı sıkı sarılan bir yapı ortadan kalkıyor. Daha basit bir yapı gelecek. En önemlisi bütçe üzerinde yük olmayan, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi tesis ediliyor. Yoksulu koruyan ve kaynakların ihtiyacı olana daha fazla oranda yönlendirildiği bir sistem olacak."

Kaynak: