BIST 9.076
DOLAR 32,32
EURO 35,11
ALTIN 2.299,84
HABER /  SAĞLIK

Sezeryan mı normal doğum mu? Sezeryanın zararları neler?

TÜRKİYE sezeryan doğumlarda dünya ortalamasının çok üstünde yer alıyor. Peki sezeryan doğumu neden zararlı, doktorlar neden normal doğumu tavsiye ediyorlar. İşte Sezenyan ile doğum yapmayı düşünenlerin okuması gereken bilgiler.

Abone ol

Sezaryen doğumlarda dünya genelinde önemli bir artış görülüyor. Ancak Türkiye, halihazırda dünyada en çok sezaryen ameliyatının yapıldığı ülke konumunda. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre 1985 yılından bu yana uluslararası tıp çevrelerinin kabul ettiği makul sezaryen oranları yüzde 10 ile 15 arasında değişiyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'ne üye 35 ülkede sezaryen ameliyatlarının oranı yüzde 28 dolayında. Türkiye'de ise bebeklerin yüzde 53'ü sezaryen operasyonlarıyla dünyaya geliyor.

Türkiye'de sezeryan neden arttı?

Tıp çevrelerine göre, sezaryen oranlarının artışında etkili olan birkaç etmen var:

*İlk doğumunu yapacak gebe kadın yaşlarındaki artış
*Tüp bebek yöntemi sonucu çoğul gebelik
*Hekimlerin yanlış tedavi suçlamasıyla karşılaşması
*Sezaryenle doğum takviminin öngörülebilirliği
*Bazı kadınların kişisel nedenlerle sezaryene sıcak bakması

Kadın Doğum Uzmanı Dr. Ayşe Aytoz, Türkiye'de sezaryen ameliyatlarının tercih edilmesinde de aynı nedenlerin rol oynadığını söylüyor. Dr. Aytoz, "Eğer hastanın normal doğum yapmak açısından herhangi bir kontrendikasyonu yoksa, örneğin çoğul gebelik değilse, bebek makat gelişi değilse ya da bebekte bir anormallik yoksa, bebek stres altında değilse biz gebelerin normal yolla doğurmalarını tercih ediyoruz," diye konuşuyor.

EN ÇOK ÖZELDE OLUYOR
Türkiye'de sezaryen oranları özel hastanelerde devlet hastanelerine göre çok daha yüksek. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, 2016'da kamu hastanelerinde yüzde 38,2 oranında sezaryen ameliyatı görülürken, özel hastanelerde bu oran yüzde 70,5 dolayında seyrediyor.

Peki bu farkta maddi gerekçeler rol oynuyor olabilir mi? Özel hastanelerin ya da kliniklerin finansal nedenlerle normal doğuma kıyasla daha pahalı olan sezaryenle doğumu teşvik etmesi söz konusu mu? Dr. Ayşe Aytoz, kadın doğum uzmanları olarak yaptıkları operasyonlarda kendileri açısından maddi bir fark olmadığını söylüyor:

"Biz sezaryenle doğum yaptırdığımızda daha çok kazanmıyoruz. Özel hastaneler tabii ki sezaryenle doğum yapıldığı takdirde daha çok kazanıyor olabilirler. "Fakat doktorların üzerinde böyle bir baskı kurmanın o kadar kolay olmadığını düşünüyorum. Doktorların da bu baskıyla hareket ettiklerini düşünmüyorum."

SEZERYAN İNSAN EVRİMİNİ BOZUYOR

Bilim insanları annelerin sık sık Sezaryen doğum yapmayı tercih etmelerinin insan evrimini etkilemeye başladığını iddia ediyorlar. Araştırmacılar 1960'lı yıllardan bu yana doğum kanalından sığmayan bebek vakalarının bin kişide 30'dan 36'ya ulaştığını saptadılar.

Yapılan araştırmada leğen kemiğinin dar olması nedeniyle Sezaryen doğumu tercih eden kadınların sayısının arttığı görülüyor. Eskiden dar doğum kanalına neden olan genler anneden çocuğa geçemiyordu. Çünkü çoğu vakada anne de bebek de doğum sırasında hayatını kaybediyordu.

Evrimin uzun zamandır cevaplanamayan sorularından biri yıllar içinde leğen kemiğinin neden genişlemediği. Başka hayvanlarla karşılaştırıldığında insan bebeğinin kafası daha büyük ve doğumu zorlaştırıyor. Araştırmacılar Dünya Sağlık Örgütü'nden topladıkları verileri matematiksel modellerle inceleyerek birbiriyle çelişen sonuçlara ulaştılar.

Yeni doğan bebekler, eskisine oranla daha büyük ve sağlıklı doğuyor. Buna karşın, bebeğin fazla büyük olması doğum sırasında kanalda sıkışıp kalmasına ve anneyi de bebeği de tehlikeye atmasına yol açabiliyor.

Mitteroecker, "Seleksiyonun gücü Sezaryen doğumlarla zayıfladı" diyor ve modern tıbbı eleştirmediğinin, yalnızca evrime olan etkisine dikkat çekmek istediğinin altını çiziyor.

Genlerin geleceği
Araştırmacılar, dünya çapında bebeğin doğum kanalına sığamaması durumuna bin doğumda 30 defa rastlandığını söylüyor.

Son 50-60 yılda bu oranın yüzde 3'ten yüzde 3.3-3.6 gibi bir orana yükseldiğini belirtiyorlar.

Dr. Mitteroecker, "Sürekli sorduğumuz soru, gelecekte ne olacağı. Ben evrimsel sürecin devam edeceğini düşünüyorum ama belki biraz daha yavaş bir şekilde. Bunun da bir sınırı olacaktır. Bir gün bütün çocukların Sezaryenle doğması gerekeceğine inanmıyorum" diyor.