BIST 10.258
DOLAR 32,29
EURO 34,80
ALTIN 2.408,69
HABER /  GÜNCEL

Sağlıklı yaşama yönelmenin yaşı yok

Uzmanlar, aktif ve sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürerek ömrü uzatmak için hiçbir zaman geç olmadığını söylüyor.

Abone ol

Uzmanlar, aktif ve sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürerek ömrü uzatmak için hiçbir zaman geç olmadığını söylüyor.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden uzmanların yaptığı araştırma, 75 yaşının üzerindeki 1810 kişinin yaşam tarzının incelenmesine dayanıyor.

British Medical Journal'da yayınlanan sonuçlara göre, hayatının belirli bir aşamasında sağlıklı yaşam tarzına yönelen erkekler altı yıl, kadınlar ise beş yıl fazla yaşayabiliyor.

Araştırmacıların vardığı sonuç şu: Sağlıklı yaşamı tercih etmek için hiçbir zaman geç değil.

Ömür 5-6 yıl uzayabilir

Söz konusu kişileri 18 yıl boyunca izleyen uzmanlar; hareketsizlik, kilo fazlalığı, sigara ve alkol tüketimi gibi ömrü kısaltan davranışlara odaklandı.

Elde edilen sonuca göre, sigara içenler ortalama olarak bir yıl erken ölüyor.

Orta yaşlarda sigarayı bırakanlar ise neredeyse hiç içmeyenler kadar yaşayabiliyor.

Yüzme, yürüyüş ve jimnastik ortalama yaşam beklentisini iki yıl artırıyor.

Zengin bir sosyal çevreye sahip olmak ömrü bir buçuk yıl uzatıyor.

Ortalamalar toplandığında, en sağlıklı tercihleri yapan erkeklerin altı, kadınların ise beş yıl daha fazla yaşama şansı olduğu ortaya çıkıyor.

Hatta, 85 yaşından sonra bile, düşük riskli yaşam tarzı ömre dört yıl katabiliyor.

Söz konusu araştırmaya konu olan kişilerin çoğunun bu tercihleri 75. doğum gününden önce yaptığı düşünülebilir.

Ancak araştırmacılar şöyle diyor: "Aldığımız sonuçlar, olumlu yaşam tarzı davranışlarını teşvik etmenin, ileri yaşlarda bile ömür beklentisini yükseltebileceğini gösteriyor."

King's College London'da halk sağlığı uzmanı Prof. Alan Maryon-Davis, "70'li yaşlarda bile ömrü uzatmak için daha aktif, sağlıklı ve toplumla iç içe yaşamak için geç olmadığı" görüşünde.

İleri yaştaki kişilere hizmet veren yardım kuruluşu Age UK yetkilisi Michelle Mitchell ise bu görüşe şöyle bir ekleme yapıyor: "Büyük farklar yaratabilecek bu küçük değişiklikleri yapmak için hiçbir zaman ne 'çok erken' ne de 'çok geç'tir."