Sudan'da Nisan 2023'ten beri devam eden iç savaşın yarattığı yıkım ve karmaşık siyasi ortamda, Geçici Egemenlik Konseyi, Port Sudan şehrinde Dr. Kamil İdris'i başbakan olarak atadı. Bu adım, kimilerince siyasi sahneyi şekli meşruiyet yoluyla yeniden düzenleme çabası olarak görülürken, bazıları için ise Sudan devletinin uzun yıllardır çektiği yapısal krizin bir uzantısı olarak değerlendirildi.
Abone olAkademik ve uluslararası geçmişi bulunan ve Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) gibi küresel kuruluşlarda görev almış olan İdris'in Sudan içindeki zorluklar ile karşılaşacağı muhakkak ama pek çok Sudanlı için önemli olan can güvenliğini sağlanıp sağlanamayacağı en önemli mesele. Özellikle bu atamanın ulusal bir uzlaşmadan yoksun olması durumu ülkedeki durumu daha da zorlaştırıyor ve gerilimi artırma ihtimali taşıyor. İdris, WIPO'daki görevi sırasında pek çok kez yolsuzlukla suçlanmış ve 2011 yılında kurum içi soruşturmanın ardından istifa etmişti.
Yeni Başbakan’ın Meşruiyet Arayışları
Kamil İdris'in karşı karşıya kaldığı temel sorun yalnızca güvenlik durumu veya ekonomik çöküş değil, siyasi meşruiyet kaynağıyla ilgilidir. İdris, Ekim 2021'deki askeri darbeyle meşruiyetini yitirdiği düşünülen ve Dr. Abdullah Hamduk liderliğindeki sivil hükümeti deviren Abdülfettah el-Burhan liderliğindeki Egemenlik Konseyi tarafından seçildi.
Bu adım, askeri yönetimi sivilleştirme ve binlerce kişinin ölümüne, milyonlarca kişinin yerinden edilmesine neden olan silahlı çatışmaya sivil bir örtü sağlama girişimi olarak suçlanıyor. Egemenlik Konseyi'nin bu atamayı devlet yönetiminde bir sivil dönüşüm olarak sunmasına rağmen, gözlemciler atamanın zamanlaması ve yönteminin İdris'in kabul görmesini zayıflattığını vurguluyor.
Karmaşık İttifaklar ve İç Çatışmaların Devam Etme Riski
Öte yandan, İdris, yönetim cephesi içindeki çelişkili ittifaklarla karşı karşıya. Port Sudan'daki siyasi manzara, ordu, siyasi İslamcı gruplar ve Juba Barış Anlaşması'nın parçası olmuş bazı silahlı hareketlerin karmaşık koalisyonundan oluşuyor. Sudanlı gazeteci Muhammed Ved el-Ful’a göre, yeni başbakanın önündeki ilk engel, bu gruplara bakanlıkların %25'ini veren kotalar ve bağımsız bir hükümet kurma düşüncesinin bu koşullarda imkânsız hale gelmesi.
Ved el-Ful, İdris'in durumunu "derin bir kuyudan kurtulmaya çalışan ve her çarptığı duvardan başka bir açıya sıçrayan, sonunda kuyunun tamamen üzerine çökmesiyle sonuçlanacak biri" olarak nitelendiriyor. Bu durum Sudan'daki geçiş döneminin karmaşıklığını net bir şekilde ortaya koyuyor.
İdris'in ilk konuşmasına geniş bir uzlaşı sağlamadığı eleştirileri getirilirken, hukukçular ile analistlerin sert eleştirilerine maruz kaldı. Avukat Yusuf İzzet, atamayı "savaşı meşrulaştırma çabası" olarak niteleyerek, çatışmanın kökenlerine inmeyen ve kapsamlı bir barış vizyonu sunmayan göstermelik bir hamle olarak değerlendirdi. İzzet, bu yaklaşımın Sudan'ı bölgesel ve etnik olarak parçalanmaya götürebileceği uyarısında bulunuyor.
Darbeci Askeri Rejimin Sivil Yüz Arayışı mı ?
Daha derin bir analizde, küresel kalkınma danışmanı Dr. Velid Madbo, İdris'in halkın iradesinin temsilcisi olarak değil, "kapalı kapılar ardında" seçilen ve dış dünyaya sunulabilecek sivil bir figür olduğunu belirtti. Madbo'ya göre İdris, net bir hükümet programı sunmadı ve Sudan'ın kapsamlı bir yeniden yapılanmaya değil, yüzeysel reformlara yöneldiğini göz ardı eden kişisel bir söylem benimsedi.
İdris Başarılı Olabilecek mi?
Gerçek bir siyasi uzlaşmanın bulunmadığı, güvenlik ve insani krizlerin yoğunlaştığı bu dönemde, Kamil İdris'in atanması simgesel bir hamle olarak kalıyor. Sudan'ın sorunu yeni yüzlerin eksikliği değil, samimi siyasi iradenin yokluğu ve ülke çıkarlarını parti ve grupların çıkarlarının üzerinde tutma arzusunun bulunmamasıdır.