BIST 10.677
DOLAR 32,23
EURO 34,99
ALTIN 2.439,87
HABER /  POLİTİKA

Orhan Pamukun dediği çıktı

Olli Rehn, Orhan Pamuk'un 'Kar' romanını bir kez daha okudu. Neden tekrar okudu ve hak verdiği şey neydi?

Abone ol

Nobel ödülü Orhan Pamuk'un "Kar" romanı siyasetçilerin elinde.
Yazarın aşırı laikler ve müslüman demokrat çekişmesinin anlatıldığı kitabı, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn, bir kez daha okudu.

Rehn bugün Türkiye'de yaşananların Pamuk'un hikayesiyle örtüştüğünü savundu. Rehn'e göre Türkiye'de seçkinci laik kesim ile muhafazakar Anadolu girişimcisi arasında mücadele olduğunu ileri sürdü.

Rehn, Oxford Üniversitesi'ndeki konuşmasında, Türkiye'nin çok boyutlu yeni bir siyasi krizden geçtiğini iddia ederek, ülkenin geleceğini belirlemek için farklı grupların mücadele içinde olduğunu savundu. Rehn şunları söyledi:

AŞIRI LAİKLER VE MUHAFAZAKAR GİRİŞİMCİLER

''Çok belirgin bir bölünme var. Bir tarafta laikler var. Bunlar liberal laik olmaktan daha çok aşırı laikler. Diğer tarafta Müslüman demokratlar var. Bunlar reform geçirmiş eski İslamcılar. Fakat din bu hikayenin sadece bir parçası. Büyük şehirlerin siyasetteki ve iş dünyasındaki seçkinleriyle Anadolu'nun muhafazakar girişimci orta sınıfı arasında sosyal ayrışma var.''

PAMUK'UN "KAR" ROMANIN HAK VERDİ

Orhan Pamuk'un modern Türkiye'nin gerçeküstü portresini çizen Kar romanını son günlerde tekrar okumaya başladığını anlatan Rehn, romanda aşırı laiklerle Müslüman demokratlar arasında yaşananların sadece afaki olmadığını öne sürdü ve bugünkü Türkiye'nin gerçekçi analizine dayandığını düşünmeye başladığını savundu.

PARTİ KAPATMA DAVALARI NORMAL DEĞİL

''Şu anda AK Parti aleyhine açılan kapatma davasıyla Türkiye yeni bir siyasi tansiyon sürecinden geçiyor. AB'nin bu davaya tepkisi reddetmek oldu. Çünkü AB demokrasilerinde siyasi partilerin kapatılma davaları normal değildir. AB aday ülke olduğu için Türkiye'de yaşananlara kayıtsız kalamaz. Şeytanı duvara resmetmeyelim bunu yapmak zorunda değiliz. Ama Türkiye-AB katılım sürecini olumsuz etkilememesi için elbette demokratik prensipler ve hukukun üstünlüğünün Avrupa standartlarına uygun şekilde uygulanmasını umuyoruz.''

DEMOKRATİK LAİKLİĞE İHTİYAÇ VAR

''Ben, Türkiye'nin güçlü sivil toplumunun daha iyi bir diyalog çağrısında hayati bir rol oynayacağına inanıyorum. Şimdi yargıyla ilgili ve demokratik reformları bütünüyle yeniden başlatmak ve uzlaşma ruhu yaratmak çok önemli. Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesinin bu hafta içinde değiştirilmesi Türkiye'de herkesin ifade özgürlüğünün garanti altına alınması için ileriye atılmış memnuniyet verici bir adımdı. Fakat daha fazlası yapılmalı. Türkiye tekrar yol ayrımında ve demokrasi, hukukun üstünlüğü ve demokratik laiklik için bastıracak kendine güvenen sivil topluma ihtiyacı var.''