BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Öcalan normal cezaevine çıkartılmalı!

Orhan Miroğlu, PKK'nın silahsızlaşması durumda Kürtlerin travma yaşayacağını belirterek İmralı gmrüşmelerini değerlendirdi

Abone ol

Gazeteci-yazar Orhan Miroğlu, şu an silahsızlanmanın kısa bir süre içerisinde gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bilmediğini belirterek 'ama bunun gerçekleşmesi halinde Kürt toplumunda da bir savaş travmasının yaşanması kaçınılmaz olur' dedi.

Türklerin ve Kürtlerin ortak hissiyatini, ortak onurunu korumak gerektiğini vurgulayan Miroğlu, bunları karşı karşıya getirmek yerine yaşanan acıların ortaklaştırılması gerektiğini ifade etti.

ÖCALAN NORMAL BİR CEZAEVİNE ÇIKARTILMALI

Teröristbaşı Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeleri değerlendiren Miroğlu, Öcalan'ın İmralı'dan başka bir cezaevinde tutulmasının daha sonuç alıcı olabileceğini kaydetti. "İmralı'da değil ama normal bir cezaevine getirilmesi, bu ilk aşama olabilir." diyen Miroğlu, bunun Türk toplumunda oluşturacağı etkisiyle ilgili ise Başbakanın "Barış için bedel ödenmesi gerektiğini ve bu bedeli ödüyoruz" açıklamasını hatırlattı.

Bu bedelin kanla ödenen bir bedel olmadığına dikkat çeken Miroğlu, ama bir yanının o olduğunu ancak bir yanının da siyasi bakımdan toplumun benimsediği bir takım kabuller bakımından da bedel ödenmesi anlamına geldiğini ifade etti.

SİLAHSIZLAŞMA TRAVMA YARATIR

"Şu an silahsızlanma kısa bir süre içerisinde gerçekleşir mi bilmiyorum ama bunun gerçekleşmesi halinde Kürt toplumunda da bir savaş travmasının yaşanması kaçınılmaz olur." diyen Miroğlu, şöyle devam etti:

"Bu kadar cana mal olmuş bir hareket, bunun için miydi? Niçin bu kadar insan öldü? Bu tabiki sorgulanacak. Çünkü savaş psikolojisi farklı bir psikolojidir. Bunu gidermenin bir takım mekanik bağları var. Bu mekanik bağları devlet önemli oranda ortaya koyar ama asıl bu psikolojiyi normalleştirecek şey aktörlerin siyasi tercihleridir. PKK'nın yapacağı siyasi tercihtir, barıştan yana; BDP'nin yapacağı siyasi tercihtir. Bu psikoloji kırılmalıdır. O yüzden şimdi Türk medyasında başlayan 'haysiyet, onur, Türklerin onuru, Kürtlerin onuru' bu karşı karşıya getirerek işe başlamak hiçte doğru birşey değildir. Kabul edelim ki iki farklı ulusal psikolojisi var bu ülkenin. Ama bu psikolojinin yarıştırılması, karşı karşıya getirilmesiyle başlayacak bir tartışma süreci sabote etmekten başka bir işe yaramaz. Çünkü Türklerin haysiyeti derseniz, öbür tarafta ya Kürtlerin haysiyeti der ve bu kısır bir döngü. Türklerin ve Kürtlerin ortak hissiyatini, ortak onurunu korumak. Çünkü kabul edelim ki bu savaş, bu onur meselesinde çok kırıcı oldu. Hem Kürtlerin onuru kırıldı hem de Türk halkının onuru kırıldı. Şimdi bunları karşı karşıya getirmek değil ama bu onur kırılmasına iyi gelecek şeyler söylemek, düşünmek lazım. Onun da bir yolu var, yaşanan acıların ortaklaştırılması üzerinden olabilecek bir şeydir."

ÖCALAN'A EV HAPSİYLE MASAYA OTURMAK GERÇEKÇİ DEĞİL

BDP'li ve PKK siyaseti etrafındaki bütün aktörlerin 'silahın pazarlığı' üzerinden bir konum almamaya dikkat göstermeleri" gerektiğini vurgulayan Miroğlu, "silahın pazarlığının değil Türkiye'de demokrasinin gelişmeye müsait bir süreci ifade ettiğini silah kullanmanın hiçbir biçimde gerekli olmadığını anlayışı" üzerinden ancak bir silahsızlanma programının hayata geçirilebileceğini düşündüğünü kaydetti.

Kürt tarafındaki aktörlerin "Öcalan'a ev hapsiyle" masaya oturmalarının gerçekçi olmadığının altını çizen Miroğlu, bu olabilecekse bile şuan bunun konuşulmaması gerektiğini vurguladı.