BIST 10.907
DOLAR 32,19
EURO 34,96
ALTIN 2.515,79
HABER /  POLİTİKA

O ip CHPyi indiremez

Bahçeli'nin dilinden düşürmediği ip bu kez Baykal'ın ağzındaydı. Baykal AKP'nin kendileriyle yaptığı türban pazarlağını anlattı.

Abone ol

İNTERNETHABER

Cumhuriyet Halk Partisi lideri Deniz Baykal Meclis'te Grup Toplantısı'nda konuştu. Ak Parti'nin türban konusunda kendileriyle pazarlığa giriştiklerini anlattı. Örneği de yine MHP'nin diline doladığı ipten verdi.

Baykal şunları söyledi:

TERÖRLE MÜCADELE

Türkiye Cumhuriyeti tarihi günler yaşıyor. Ülkemizin bütünlüğüne yönelik terör tehdidine karşı hükümeti uyarmaya çalışıyoruz. Geldiğimiz noktada bizim uyarılarımızın yerinde olduğu ve gerçekte Türkiye'nin tavır takınmasının zorunlu olduğu anlaşılmıştır. Keşke daha önce, Dağlıca acısı yaşanmadan bu sürece girilseydi. Ama artık bunları geride bıraktık. Yaşananlar yaşandı. Artık Türkiye her türlü bedeli göze alarak yoluna devam ediyor. Ortaya çıkan tablo hepimizin göğsünü kabartmıştır. TSK'yı bu operasyonu en imkansız diye düşünülen bir zamanda gerçekleştirilmesinden büyük mutluluk duyuyoruz. Bütün erlerimizi, komutanlarımız yürekten kutluyoruz.

DTP'YE GÖNDERME

Böyle bir operasyon yaşanıyor. Şehitlerimiz kurbanlarımız veriliyor. Bir yandan gençlerimiz güle oynaya askere gönderiliyor, kınalı kuzuları anaları, nişanlıları uğurluyor. Bu her yerde görülemeyecek bir manzaradır. Bunu ilkel bir davranış gibi algılayanlar bu coğrafyayı anlayamayanlardır. Her nesil üstüne düşeni yapmıştır. Bundan sonra da yapmaya devam edecektir.

 

AK PARTİ BİZLE TÜRBAN PAZARLIĞINA GİRDİ
 Bu tartışmaya başka yönden biz de karıştırıldık. Bir veto pazarlığına muhatap edildik. Bize bu süreç içinde Sayın Başbakan'ın anayasa mahkemesine gitmeme teklifinde bulunduğu aktarıldı. Bunu çok yadırgadığımı söyleyeyim. Bir başbakanın eğer yaptığı bir düzenlemenin anayasaya uygunluğu konusunda şüphesi yoksa bırak götüren götürsün. Ha yaptığın iş anayasa aykırıysa bunun ortaya çıkmasını niye engelliyorsun. O da ortaya çıksın. Hukuka saygısı olan biri niye böyle yapsın? Anayasa mahkemesine gitmeyecekmişiz. Niye gidersek belki anayasaya aykırı olduğu ortaya çıkar diye. Hukuk birileri istemiyor diye hukunun işlemesini engellenemez. Başbakanların görevi hukukun işlemesini engelemek değil, işlemesini sağlamaktır.

KARŞILIĞINDA "17 MADDEYİ SEN ÇIKAR" DİYE TEKLİF ETTİLER

Bize teklif edilense "Götürmeyin ben size çıkarılması gereken YÖK yasasının 17. maddesini nasıl istiyorsanız öyle çıkarma sözünü vereyim."

Ben dedim ki, "Başbakan'ın bu 17. madde için imzalanmış bir protokolü var mı? Var? Bana yeni protokol imzalarken ona sordu mu? Hayır? Sen daha önceki protokole uymamışsın, ben sana nasıl güveneyim de protokol imzalayayım"

MHP'Yİ İNDİRDİĞİ İPLE BİZİ DE KUYUYA İNDİRECEK

MHP'yi AKP'nin ipiyle kuyuya indirmişler. Şimdi aynı iple bizi indirmeye çalışıyor. O ipi de nereden buldu bilemem ama aynı iple bizi indiremez.  

DÜNYAYI DAHA ÖNCE UYARDIK

Keşke işler bu noktaya gelmeseydi. Öyle isterdik. Dünyaya bizi bu noktaya zorlamayın, önleminizi alın dedik. Feryat ettik. Bizzat ben "Barzani'ye Talabani'ye önlem alın" dedim. Sonunda bugünkü noktaya geldik. Türkiye uluslararası hukuğu kullanarak Türkiye kendine yönelik tehdidi bertaraf etmeye çalışıyor.

SONUNA KADAR GİDİLMELİ

Ancak sonuna kadar gidilmelidir. Dünyadan hemen bitirin sözleri duyulmaya başlandı bile. Ancak gereği mutlaka yapılabilmelidir. Dünyaya bunu anlatmalıyız. Kimse TSK'nın elini kolunu operasyon bitmeden tutmamalı. Bu operasyonun hedefi Irak hükümeti, Irak halkı değildir. Hedef terördür. Elbette amaca ulaşıldıktan sonra silahlı kuvvetlerimiz geri çekilecektir. Bunu iktidarıyla, muhalefetiyle hep birlikte söylüyoruz.

HOCALI KATLİAMINA LANET

Bu bölgede savaşlar acılar sık sık yaşanıyor. Azerbaycan'da Hocalı'da yaşanan katliamın 16. yıldönümü bugün. Çoluk çocuk 600'ün üzerinde kişi hiçbir şuçu yokken öldürülmüştür. Bunları unutmayı çok istiyorum. Ama unutmaya hakkımız yok. Yukarı Karabağ'da 1 milyon insan hala yerinden yurdundan edildi. Bu vesileyle faciada hayatını kaybedenleri ve Azeri toplumunu da saygıyla anıyorum.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ NİYE O GÜN İMZALANDI?

Türkiye'nin bu ulusal bütünleşme duygusu hemen bozulmayla karşı karşıya kaldı. Bir anayasa değişikliği gerçekleştirilmişti. Onunla ilgili tartışmalar yaşanıyordu. Sayın Cumhurbaşkanı 11 gün imzalamayı beklettikten sonra, tam da operesyon gecesi bir tesadüf eseri o akşam imzaladı. Türkiye'de herkes kimliğini, etnik kökenini unutmuşken, kaynaşmışken Türkiye'nin hissiyatına uymayan bir şekilde imzalamıştır. Daha birkaç gün bekleyebilecek olan bir konu böyle tarihi bir olayın arkasına saklanılarak imzalandı.

CUMHURBAŞKANI DA TEREDDÜTLÜYDÜ

Cumhurbaşkanı'nın 11 gün beklemesi de bir tereddütün işareti. Cumhurbaşkanı gecenin 2'sinde 3'ünde önüne geleni imzalardı ama Anayasa değişikliğini imzalayamadı. Bu düzenleme Türkiye'yi sarsacaktır, ayrıştıracaktır, gerginleştirecektir. Bu Türkiye'yi kaynaştıracak bir düzenleme değildir. Bazıları bu kaosa bir davetiyedir diyorlardı. Başbakan da tepki gösteriyordu. Şimdi imzalandı. Şu andaki tabloyu kaos dışında nitelemenin imkanı var mıdır?

ORTAYA KAOS ÇIKTI

Şimdiki tartışma anayasa değişikliği bu şekilde uygulanabilir mi, uygulanamaz mı? Yeni bir kanunun çıkmasına gerek var mı? Teorik bir tartışma olsa neyse... Birileri doğrudan uygulamaya çalışıyorlar. YÖK Başkanı çıkıyor, diyor ki "anayasa değişikliği anayasa değişikliği bu işi çözer" diyor. YÖK komisyonu karşı çıkıyor. 80 küsür üniversiteden 70'e yakını hayır uygulanmaz diyor, gerisinde uygulanıyor. Bu bir kaos değil mi? Bir sorun böyle çözülebilir mi? Sorunu çözmek bir yana yeni bir sorunla karşı karşıya kalınmıştır.

YÖK BAŞKANI ORAYA NİYE GELMİŞTİR BELLİ OLDU

Konunun çözülmesi için Ak Parti ve MHP anayasa değişikliği ve YÖK maddesi de değiştirilmelidir demişlerdi. Protokol imzalanmıştı. Ne oldu şimdi? YÖK başkanı bu tartışmalı tavrını kendi özgür hukuk bilgisiyle kararlatırarak mı uygulamaya taşıyor. YÖK başkanının bu tavrının altında ne var. Lafı uzatmayalım. YÖK başkanının oraya niçin geldiğini görüyoruz. Onu oraya kim getirdi? Cumhurbaşkanı getirdi. Cumhurbaşkanı'nın da oraya niçin geldiğini şimdi görüyor musunuz? Cumhurbaşkanı Anayasanın gereklerini sonununa kadar kucaklamalı. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı üzerine düşeni yapıyor diyebilir miyiz? YÖK başkanı hepimizin görmek isteği demokratik bir yönetim anlayışı içinde mi?

İLK KEZ BİR İMZALAMANIN GEREKÇESİ YAZILDI

Sayın cumhurbaşkanı imzalarken, ilk kez bu imzalamanın gerekçesini ifade etti. Eğer veto edeceklerse gerekçelendirmek zorundadırlar. Ama bugüne kadar parlamentonun düzenlediği bir yasayı niye imzalamak gerektiğini anlatmamıştır. Cumhurbaşkanı imzaladım, kusura bakmayın, şunun için imzaladım diyor. Bu bile ortadaki işin durumunu ortaya koyuyor.

ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARINA SAYGI DUYARIZ

Herkes bilsin biz CHP olarak görevimizi yapacağız. Anayasa mahkemesine gideceğiz. Hukukun işlemesine şans tanıyacağız. Takdir anayasa mahkemesinindir. oradan çıkacak kararı da karalama kampanyasına götürmeyiz.

BİZ BİLMİYORUZ, ABD BİLİYOR

Öğrendik ki yeni anayasa değişikliği taslağı ABD'de bir cemaatin önderine açıklama yapmaya gidilecekmiş. Türkiye'deki büyükelçilere anlatılmıştır. Biz bilmiyoruz, diğer muhalefet partileri bilmiyor, gerekli kurumlar bilmiyor. Yurtdışında ona bu biliyor. Çok yadırgatıcı.

BELEDİYELERİN RÜTBESİ SÖKÜLÜYOR

Türkiye'de sanki hiç sorun kalmamış gibi tam seçim sınırında belediyelere yönelim bir operesyon gerçekleştirilecek. Nüfusu 2000'in altında çıkmış olan belediyelerin belediyelikleri ortadan kaldırılacak. 900 kadar belediye belediye olmaktan çıkacak. Bundan sonra ben 10 bin nüfusu olan yerlere belediye olma hakkı vereceğim diyorsan de. Ama belediye hakkını elde etmiş olanlardan ne istiyorsun. Rütbe söker gibi, yıllarca belediye olarak yaşamış yerlere artık belediye değilsin demek ne demek?

AKP KAZDIĞI KUYUYA DÜŞECEK

Büyükşehir alanındaki bazı belediyeler de kaldırılıyor. 1100'den fazla belediye şehittir. Türkiye'nin 3'te 1'inin köküne kibrit suyu sıkılıyor. Bahçeşehir çok başarılı bir belediye. Onun belediyeliğini elinden alacağız, onu oraya buraya dağıtacağız. Niye CHP yüzde 55 oy alıyor. AKP yüzde 10 alıyor. Sanıyor musun seçimde bu rakam artacak. Kazdığın kuyuya düşeceksin.

ALTI KIRMIZI AYAKKABILAR, KAPATILAN MAĞAZALAR

Başbakan elitler bu işten anlamazlar dedi. Elitler dediği seçkinler... Fakirin fukaranın sofrasında biz oturuyoruz, biz anlarız diyor. Bu seçkinler boyna değişiyor. Hangi seçkinlerden bahsediyor başbakan? Kendilerine yakın gazeteciler ilginç bir değerlendirme yaptılar. AKP seçkinlerini yazdılar. Dabbetül arz cipleriyle dolaşıyorlar. Bir AKP seçkinleri oluştu. 1700 Euro'ya çanta kullanıyorlar, altı kırmızı ayakkabı giyiyorlar. Bu yeni seçkinler fakir fukara edebiyatı yapıyorlar ama 7 yıldızlı otellerde tatil yapıyorlar. Ada kapatıyorlar. Alışveriş için dükkan kapatıyorlar