BIST 10.083
DOLAR 32,42
EURO 34,81
ALTIN 2.436,17
HABER /  GÜNCEL

O çocuklar tecavüz ve işkenceyi anlattı

Tutuklu ve hükümlü çocukların kaldığı Pozantı M Tipi Çocuk ve Gençlik Cezaevi'yle ilgili her gün bir başka skandal gündeme geliyor.

Abone ol

Radikal, iddiaları dört duvarın arkasına taşıyan çocuklarla bir araya gelerek yaşananları konuştu.

Mağdur yedi çocuğun olayı cezaevinden tahliye olduktan sonra açıklaması ve 'şahit oldukları olay' diye aktarması, cinsel istismar ve şiddetin tıbbi açıdan ortaya çıkartılmasına ve adli işlem yapılmasına engel oluyor.

Cezaevinden çıkan çocukların görüştüğü psikolog ve hekimler istismarın ruhsal izlerinin gözlendiğini belirtirken, "Sadece 'Tecavüz var mı?' diye sorgulanması yerine bu çocukların içinde bulundukları durum anlaşılmalı" uyarısında bulunuyor.

Kamuoyunda 'taş atan çocuklar' olarak bilinen çocuklara verilen hapis cezalarıyla ilgili vicdani tartışmalar henüz sona ermemişken, bu kez onların tutuklu bulundukları Pozantı M Tipi Çocuk ve Gençlik Cezaevi'nde işkence, baskı ve tecavüz iddiaları gündeme geldi. Ancak olay 2011 Temmuz ayından bu yana 'iddia' olmaktan öteye geçemedi.

Bunda, Adalet Bakanlığı'nın adım atmakta gecikmesi kadar, yaşananların siyasi olarak kullanıldığına ilişkin endişeler de etkili oldu. Mağdur çocukların yaşadıklarını tahliye olduktan sonra açıklaması tıbbi açıdan belgelenmesini engelledi. Adli işlemlerin yapılamamasında bir başka engel ise çocukların özellikle 'tecavüz' iddialarını 'arkadaşlarının başına gelmiş' olarak anlatması.

İLK GİRİŞTE DAYAK...

Görüştüğümüz, 17 yaşındaki A.K., bu iddiaların kamuoyuna yansımasını sağlayanlardan. A.K. ilköğretimi bitirmiş. Bir PKK'lının cenazesinden çekilmiş fotoğrafları nedeniyle tutuklandığını söyleyen A.K., cezaeviyle tanışmasını şöyle anlatıyor:

"Cezaevine ilk girdiğimizde gardiyan 'Suçun ne?' dedi. 'Siyasi' dedim ve beni 'Sen terörden geldin' diyerek dövmeye başladı. Arkasından adlilerin arasına verdiler. Koğuşta tek siyasi bendim. Kendileri oturuyor, koğuştaki en pis işleri bize yaptırıyorlardı, yapmayınca dövüyorlardı."

A.K, çocuk ve gençlik cezaevinde yaşanan cinsel istismar iddialarıyla ilgili konuşurken "Büyükler var. Sakallı bıyıklı ama yaşı nüfusa küçük yazıldığı için çocuk cezaevinde. E.D diye bir adam vardı. 23 yaşında ama aynı ad soyadı taşıyan yeğeninin kimliğini kullanmış, çocuk cezaevinde kalıyor. Bunun yanında 12-13 yaşında olup büyük yazılan çocuklar da var" sözleriyle bir başka skandalı gündeme getiriyor.

MÜDÜRÜN TEMBİHİNE BAK!

'Tecavüz', 'taciz' kelimelerini kullanmamaya özen gösteren A.K, cinsel istismarın daha çok bu çocuklar arasında yaşandığını anlatırken, "Başka çocuklara cinsel şeyler yaptıklarını gördüm, duydum. Adli çocuklar arasında daha yaygındı. Yaşı küçük S.Y. vardı, hırsızlıktan gelmiş. Esrardan gelmiş F.B. vardı, onlara aynı şeyleri yapmışlar. Gelip bize anlattılar" demekle yetiniyor.

A.K. tahliye olurken, cezaevi müdürünün "Burada yaşananları kimseye söylemeyin, daha sonra bir daha yolunuz düşer" diye tembihlediğini de sözlerine ekliyor.

İki buçuk ay kaldığı cezaevinden geçen hafta tahliye olan N.C.'nin anlattıkları ise onca şikâyete rağmen, uygulamada bir değişiklik olmadığını ortaya koyuyor. N.C. ile İHD Mersin Şubesi'nde görüştük:

"İlk gün cezaevi müdürü elini uzatıp öpmemi istedi. Sonra gardiyanlar ve adli tutuklular dövdü. Dayak hep vardı. Adlilerin parası olmadığı için bizim paramızı harcıyorlardı. Zorla elbiselerimi aldılar. Müdürün seçtiği koğuş mümessili sabaha kadar bize boncuk yaptırıp, sonra da uyutmuyordu."

N.C. de cezaevindeki cinsel istismar iddialarını anımsatmamız üzerine 'yan koğuşta kalan arkadaşlarının' başına geldiğini söylüyor.

BEDENEN OLMASA DA RUHEN İZLERİ VAR

Tahliye olan çocuklarla görüşen insan hakları savunucuları ve hekimler, üzerinden zaman geçen şiddet ve tecavüzün bedenlerdeki izlerini saptamanın mümkün olmadığını ancak bu izleri ruhlarında taşıdığını anlattı. İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi bir başka dramatik duruma dikkat çekti:

"ARKADAŞIMA OLDU"

"Yazılı ve sözlü olarak beyanda bulunurken taciz ve cinsel girişimleri bir arkadaşlarının üzerinden anlattılar. Ama öyle ilginç ki; Ahmet Mehmet'e, Mehmet Ahmet'e yapıldı diyordu. Kendi başlarına geleni başka arkadaşlarının hikâyesi üzerinden anlattıklarını fark edince başvuru yaptık."

TİHV Adana Şubesi başvuru hekimi Alev Aksungur ise erkek çocukların geleneksel yapı içinde bu tür eylemleri ifade etmekte zorluk çekmesinin normal olduğunu belirtirken, "Yaklaşık bir yıldır bu konu ile ilgili kamuoyu oluşturmaya çalıştık ama ne yazık ki başarılı olamadık. Olayın kamuoyunda sadece 'Tecavüz var mı?' diye sorgulanması yerine bu çocukların içinde bulundukları durumun tam olarak anlaşılması daha önemli" dedi.

GELECEKLERİNE ETKİSİ

Aksungur'un sözleri çocukların yaşadığı travmanın geleceklerine etkisiyle ilgili ciddi ipuçlarını da barındırıyor. Bu konuda cezaevinden çıkan çocuklarla 'travmayla baş etme' çalışmalarını yürüten Akdeniz Belediyesi İŞTAR Kadın Danışmanlık Merkezi uzmanı Didem Gediz Gelegen, "Cezaevi deneyimleri çocukların yaşamını paramparça ediyor. Sonrasında madde bağımlılığı, şiddet davranışları, aieleriyle ilişkilerinde bozukluklar gibi pek çok sıkıntıları var" diyerek Aksungur'u destekliyor.

ÇOCUKLARA POLİS BASKISI

İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi bir iddiayı daha gündeme taşıdı. Tanrıverdi, Adalet Bakanlığı'na dilekçe verilmesinin ardından, çocukların polisten baskı gördüğünü öne sürdü:

"Çocuklar Mersin'de karakola çağrıldıkları ve İHD'ye verdikleri beyanların geri çekilmesi için baskı kurulduğunu içeren başvurular yaptı. 'İfadenizi geri alın, yoksa yeniden cezaevine girersiniz' baskısı yapılmış ve 'İHD'ye beyanı tanımadığım şahıslar tarafından kandırılarak yazdım ve tehditle imzalatıldı. Şikâyetimi geri çekiyorum' şeklinde kağıt imzatılmış."

Tanrıverdi ayrıca, Pozantı'dan Mersin E Tipi Cezaevi'ne nakledilen çocuklardan birinin kaleme aldığı ihbar mektubunun cezaevi disiplin kurulunca 'sakıncalı' kategorisine alınarak, İHD'ye gönderilmediğini söyledi. Öte yandan Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sefa Mermerci ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Mustafa Onuk dün ilçeye giderek incelemelerde bulundu.

CHP'DEN POZANTI CEZAEVİ RAPORU

HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

Pozantı Cezaevi'ndeki iddialarla ilgili incelemeler sürerken, CHP'li vekiller Pozantı cezaevindeki taciz ve kötü muamele iddiaları üzerine araştırma yapıp ön araştırma raporu hazırladı.

GEREKÇE

Yaygın basın yayın kuruluşlarında Adana ili Pozantı ilçesindeki Pozantı Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda küçük çocuklara işkence, kötü muamele ve tecavüz edildiğine dair haberlerin ardından Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun bilgisiyle görevlendirilen ve aşağıda imzaları bulunan milletvekilleri olarak 28 Şubat 2012 tarihinde Adana, Mersin ve Pozantı'da incelemelerde bulunulmuştur.
 

ZİYARETLER-TEMASLAR

1. Adana İnsan Hakları Derneği
2. Türkiye İnsan Hakları Vakfı Adana Temsilciliği
3. Mersin İnsan Hakları Derneği Yöneticileri
4. Mersin Akdeniz Belediyesi Kadın Sığınma Evindeki Uzmanlar
5. Pozantı Çocuk Cezaevi Savcısı, Cezaevi Müdürü ve Müdür Yardımcısı
Not: Cezaevinde bulunan ve tahliye olmuş çocuklar ile yaşanan travmanın tekrarlanmaması ve İstanbul protokolü gereği bu tip ziyaretler sırasında çeşitli uzmanların bulunması şartı nedeniyle, ilgili tüm izinler alınmış olmasına rağmen görüşülmemiştir.

GÖZLEMLER-TESPİTLER

"28 Şubat 2012 tarihi itibariyle Adana Pozantı Çocuk cezaevinde 218 çocuk kalmaktadır. Çocukların 39'u TMK kapsamında cezaevinde bulunmaktadır.
" Cezaevinde 34 koğuş bulunmakta 30 koğuşta çocuklar kalmakta, 4 koğuşta ise yaşı büyük mahkumlar kalmaktadır.
" 2011 Nisan ayının başında Pozantı Cezaevindeki çocukların Mersin İnsan Hakları Derneği'ne başvurular yapılmaya başlanmıştır. Türkiye İnsan Hakları Vakfı Adana Şubesi tarafından 22.06.2011 tarihinde 8 çocukla ilgili rapor düzenlenmiştir. 12.07.2011 tarihinde İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesi tarafından Adalet Bakanlığı, Adana Valiliği ve Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayetler iletilmiştir. İnsan Hakları Dernekleri tarafından bugüne kadar 25 çocuğun başvurusu alınmıştır. Ancak iddiaların üzerinden 1 yıla yakın bir süre geçmesine rağmen Adalet Bakanlığı hiçbir soruşturma ve inceleme yapmamıştır.
" Cezaevindeki boş koğuşlar, bilgisayar salonu, yemekhane, kütüphane ve spor salonu gezilmiştir. Cezaevi ortak kullanım alanlarının fiziki imkanları koğuşlara göre nispetten daha iyi olduğu izlenimine ulaşılmıştır. Koğuşların fiziki durumu sağlıklı değildir. Koğuşlarda bulunan araç gereçler gündelik hayatın ihtiyaçlarını karşılayacak durumda değildir.
" Tutuklu çocuklar için savcılar tarafından bölücü terör örgütü üyeliği gerekçesiyle onlarca yıl ceza istenmektedir.

Cezaevinden çıkan çocukların anlatımlarından yola çıkılarak, çocuk mahkumların ana başlıkta şikayetleri bulunmaktadır.

Bunlar; 

1. Birlikte kaldıkları adli tutuklu ve hükümlülere yönelik iddialar:
" Çamaşır yıkatma, masaj yaptırma, ayak yıkatma gibi özel işlerin yaptırılması.
" Paspas sapı ile dayak atılması
" Koğuş mesullerinin daha çok yemek alması, etli yemeklerde etleri seçip almaları
" Sabah erken saatte uyandırılıp koğuş temizliği yaptırılması
" Aileleri tarafından yatırılan paranın koğuş mesulleri tarafından kontrol edilmesi ve harcanması
" Ayak tabanlarına sopalar ile vurulması
" Basketbol potasına boğulacak derecede kafaların asılması
" Cinsel taciz
" Tecavüz

2. Cezaevi yönetimi ile ilgili iddialar:

" Revire çıkma taleplerinin gardiyanlar tarafından engellenmesi
" Şarkı söylerken, slogan atıyorsunuz denilerek gardiyanlar tarafından dayak atılması,
" Gardiyanlar tarafından siyasi suçtan gelen herkese teröristsiniz denilerek dayak atılması
" Cezaevine ilk girişte işkence, saldırı ve kötü muameleye maruz kalma
" Adli tıp kurumuna, adliyeye, hastaneye götürülüp getirilirken kelepçe takılması
" Revir doktorlarının kötü muamele uygulaması
" Kantinden yeterince faydalanamamak " Haziran 2011'den sonra İnsan Hakları Derneklerine yapılan başvurular dernek yöneticileri tarafından Adana Valiliği ve Adalet Bakanlığına iletilmiş, ancak bu kadar ciddi iddialara rağmen, cezaevinde bir inceleme bile yaptırılmamıştır.

" Çocukların "Bizi dövüyor, hakaret ediyor" dediği ve en çok şikayet edilen kişi olan cezaevi ikinci müdürünün Van- Erciş Cezaevi'ne birinci müdür olarak atanması, Pozantı Cezaevi Müdürü'nün de Ankara'daki Sincan Cezaevi'ne atanarak terfi ettirilmesi, Adalet Bakanlığı'nın olay karşısında tutumunu özetler niteliktedir.

" 2 ay önce meydana geldiği iddia edilen tecavüz olayının ardından ağır ceza mahkemesinde devam eden bir davanın olduğu belirtilmiştir. Ancak cezaevi yönetiminin tecavüz iddiasının üzerine yeterince gitmediği hatta bu tarz olaylara göz yumduğu iddia edilmektedir.
" Cezaevinden çıkan çocukların psikolojik travma yaşadıkları, takip edildiklerini sandıkları, evden-mahalleden dışarıya çıkamadıkları, tekrar cezaevine konulacakları kaygısı yaşadıkları ifade edilmektedir.

" Adalet Bakanlığı medyada konu gündeme geldikten hemen sonra apar topar müfettiş görevlendirerek Pozantı'ya göndermiştir. Yetkililer yaşanan olaylara kayıtsız kalmıştır. Şikayetlerin başladığı günden itibaren konuya müdahale edilmiş olsa idi çok daha derin yaraların oluşması engellenebilirdi.

" TMK'na göre cezaevine konulan çocukların bir arada bulunmalarına izin verilmemektedir. Bu nedenle çocuklar, 34 Koğuşu bulunan cezaevinde ikişer üçerli gruplar halinde farklı koğuşlara dağıtılmaktadır. Kamuoyunda taş atan çocuklar olarak bilinen çocuklar ile adi suçtan cezaevinde bulunan çocuklar aynı koğuşta tutulmaktadır.

" Şikayetlerin tamamı TMK'dan dolayı cezaevinde kalan çocukların iddiasıdır. Çocukların şikayetlerinden hareketle adli suçlu çocukların da benzer veya daha fazla kötü muameleye maruz kaldığı değerlendirilebilir.

PEKİ NE YAPILABİLİR?

HABERİN DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...

[PAGE]

D-ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

" Adalet Bakanlığı tarafından yürütülen soruşturmanın yanlı olacağı düşünülmektedir. Dolayısıyla Pozantı Cezaevi'nde bulunan müfettişler derhal geri çağrılmalıdır. Yaşanılan sorunları ve ortaya konulan iddiaları araştırmak üzere tarafsız bir araştırma komisyonu kurularak konu tüm detayları ile ele alınmalı ve incelenmelidir.

" Pozantı Çocuk Cezaevi'nin fiziki alt yapısı mutlaka düzeltilmelidir. Koğuşların ve tuvaletlerin bakımı yapılmalı, ranzalar ve yataklar değiştirilmeli, araç gereç eksiklikleri giderilmelidir.

" Siyasi tutuklu olarak değerlendirilen çocuklar ile adi suçlardan cezaevinde kalan çocukların ayrı koğuşlarda tutulması meydana gelebilecek olumsuz durumları ortadan kaldıracaktır.

" Pozantı Çocuk Cezaevinde kalan yaşı 18'in üzerinde 14 tutuklu başka cezaevlerine gönderilmelidir.

" Cezaevinde görev yapan infaz koruma memurlarının koğuşlardaki kötü muameleleri takip etmeleri, meydana gelebilecek olumsuz durumları olaylar meydana gelmeden önce engellemeleri gerekmektedir. Konuyla ilgili cezaevi yönetimi gerekli hassasiyeti göstermelidir.

" Türkiye'de ki tüm çocuk cezaevlerinin denetlenebilmesi için, içerisinde psikolog, pedagog, psikiyatr, uzman hekim, mimar, mühendis ve hukukçuların da bulunduğu daimi bağımsız bir "denetleme komisyonu" oluşturulmalıdır. Pozantı Cezaevi için ise, hem cezaevinde kalan çocuklar hem de Pozantı Cezaevi'nden tahliye olan çocuklar istekleri doğrultusunda belirli periyotlarla tarafsız hekimler ve psikologlar tarafından dinlenmeli, muayene edilmelidir.

" Neredeyse tamamı okul çağında olan çocukların eğitim hakları ellerinden alınmamalıdır. Eğitimlerine devam edebilmeleri sağlanmalıdır.

" Çocukların cezaevine girme şartlarını ortadan kaldıracak önlemleri belirlemek üzere araştırma ve uygulamalar yapılmalıdır.

" Pozantı Çocuk Cezaevi Türkiye cezaevlerinin küçük bir resmidir. Türkiye cezaevlerinde yaşanılan şiddet, baskı, taciz, kötü muamelelerin araştırılması, cezaevlerinin fiziki durumlarının incelenmesi amacıyla TBMM tarafından cezaevleri inceleme komisyonu kurularak detaylı bir inceleme yapılması uygun olacaktır.

" Adalet Bakanı istifaya çağrılmalı ve hakkında bir Gensoru önergesi verilmelidir.