BIST 10.251
DOLAR 32,30
EURO 34,80
ALTIN 2.406,30
HABER /  GÜNCEL

NTVnin klavyesi çok korkak

NTV ne kokuyor ne de bulaşıyor..! Bu sözler Oray Eğin'e ait. İşte Eğin'in, NTV'yi kızdıracak yorumun detayları;

Abone ol

Ergenekon Soruşturması dönemindeki yayınlarıyla eleştirilen ve son günlerdeki gaflarıyla medyanın dilinden düşmeyen NTV, bu kez Eğin'in nhedef tahtasında! Oray Eğin, NTV'yi eleştirirken ince bir üslup kullanıyor ve her iddiasını delilendiriyor.


başlığı Akşam gazetesi yazarı Oray Eğin'in aslında anlatmak istediklerini özetliyor. Eğin, bunun için Müjde Ar'ın Vatan'daki bir röportajından cımbızlama yapıyor ve okuyucularına, programda rejinin Pınar Kür'e Abdullah Gül ile ilgili eleştirilerinin kesilmesini istediğini hatırlatıyor. İşte Eğin'in NTV yorumu;

"Ne kokuyor ne bulaşıyor"
NTV, ne kokan ne bulaşan bir kanal olarak kuruldu ve bu çizgiden hiçbir zaman vazgeçmedi. Ne zaman ki birileri bu steril ve yer yer baş ağrıtıcı yayın politikasını zorlamaya çalıştı, o zaman onların sesi kesildi.

Emin Çölaşan’ın “Şu Benim Gazetecilik: Yaşadıklarım” kitabına göz atalım:

“1997 yılı sonbaharında bir salı gecesi programa başladık. Adını da ‘Kapalı Kapılar Ardında’ koyduk. (...) 2002 yılında AKP iktidar oldu. [Yavuz Donat ve Mustafa Balbay’la birlikte] bindirmelere yine devam ettik. Program acayip bir biçimde tutmuştu. Ekranda adeta bir firma olmuştuk. 2003 yılı eylül ayında NTV Genel Müdürü Cem Aydın ‘Kapalı Kapılar Ardında’ programının süresini doldurduğunu ve kaldırıldığını bize bildirdi. Ve ondan sonra program bitti.”

(...) Basının pek çok kalesi düşmüş, neredeyse bütün tershanelerine girilmişken sadece birkaç medya kuruluşu muhalefet yapmaya çabalıyor. Doğan, Çukurova ve Cumhuriyet dışında diğer bütün medya grupları yandaş yaftasını fazlasıyla hak ediyor. Bu yandaş basının hükümetle öyle ya da böyle organik bağları var, tekrar etmeye gerek yok.

Cumhuriyet’i ayrı tutalım ama Doğan Grubu ve Çukurova grubu yayınlarının homojenliğinden söz edilebilir mi? Körü körüne muhalefet ya da körü körüne düşmanlık mı var buralarda yoksa AKP’den hoşnut olanlar kadar AKP karşıtlarına da mı söz veriliyor?

Cengiz Çandar’la Oktay Ekşi aynı patrondan maaş alıyor sonuçta...

"Bu çoluk çocuk işi!"
Büyük ihtimalle patronojla ilgisi yoktur bu durumun. Patrondan çok patroncu, bir gün Ferit Şahenk’le tenis oynamaya davet almak isteyen birkaç genç ve hevesli çocuğun işidir olsa olsa. Böylelerini tanırız.

Muhalefet yapan yayınların başına öyle ya da böyle bir şey geliyor: Doğan Grubu, POAŞ’tan dolayı köşeye sıkıştırılmaya, Çukurova’ya çok geçmiş bir dosyadan borç takılmaya, Cumhuriyet’in iki ismi Ergenekon’la iliştirilmeye çalışıldı.

(...) Bu tedbirin sebebi ise bahsettiğim korku... Bu patrondan çok patroncu çocuklar var ya... Olur da yayınlardan dolayı grup zor durumda kalırsa, “Ya patron bizi işten atar mı” diye korkuyordur büyük ihtimalle. O yüzden de temkinli davranıyorlar, kendi koltuklarını korumak ve unvanlarıyla kimlik bulmaktan vazgeçmemek içindir bu. Tabii ki zavallı ve acıklı insanlardır bunlar.