BIST 10.046
DOLAR 32,41
EURO 34,81
ALTIN 2.418,15
HABER /  GÜNCEL

Nasıl satıldığını anlattı

12 yaşında babası tarafından 5 bin lira karşılığında sözleşmeyle satıldığı iddiası ile gündeme gelen E.Y ilk kez konuştu

Abone ol

Antalya'da 6 yıl önce babası Osman Y. tarafından 54 yaşındaki Yusuf A.'ya sözleşmeyle 5 bin lira karşılığı satılan ve bu kişinin tecavüzüne uğradığı belirtilen 19 yaşındaki E.Y., Yusuf A.'nın en ağır cezayı almasını istediğini söyledi.

Anne ve babasını çok sevdiğini ve güvendiğini belirten E.Y., sözleşmedeki imzanın ise kendisine ait olmadığını belirtti. Evlenmeyi düşünmediğini kaydeden E.Y., "Bu olayı duyduklarında bırakırlar beni. Hiç şey yapmanın anlamı yok" dedi.

Antalya'da 6 yıl önce 13 yaşındayken babası Osman Y. tarafından, inşaat malzemesi ticareti yapan Yusuf A.'ya sözleşmeyle 5 bin lira karşılığında satılan ve bu kişinin tecavüzüne uğradığı belirtilen E.Y.'nin annesi Gülay Y. ve babası Osman Y., ATV'de yayınlanan 'Müge Anlı ile Tatlı Sert' programına çıktı.

Baba Osman Y., sözleşmenin Yusuf A. tarafından karakolda doldurulduğunu iddia etti. Belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu, ancak daha önce boş kağıda attığı bir imzanın kullanıldığını savunan Osman Y., "4 çocuğum var, birinin tüyünü vermem. Bir kuruş almadım" dedi.

Kızının olayı kendilerine anlatmasının ardından suç duyurusunda bulunduklarını ve o belgede yazan 5 bin TL'nin suç duyurusundan vazgeçmeleri karşılığında önerildiğini savunan Osman Y., "5 bin lira bu dava hiç ortaya çıkmasın diye gündeme geldi. 'Siz garibansınız arkanız yok. Ben girer çıkarım. Para vereyim' diye mahkemeye çıkmadan söyledi. Eğer o adamın bir kuruş sigara parası geçtiyse, dünyanın en adi, en şerefsiziyim" diye konuştu. Osman Y., Yusuf A.'nın kızını saat 20.00 gibi alıp götürdüğünü, gece saat 23.00-24.00'de de getirdiğini sözlerine ekledi.

KIZIM ADINA ATILAN İMZA SAHTE

İşadamı Yusuf A. hakkında suç duyurusunda bulunmalarıyla birlikte tehditlerle karşı karşıya kaldıklarını, Yusuf A.'nın kendisini 'derin devlet'in adamı olarak tanıttığını belirten Osman Y. "6 yıldır her mahkemesine gidiyoruz. Sivas'tan Antalya'ya üç dört sefer geldim" dedi. Osman Y., 'utanç belgesi'ndeki kızının olduğu belirtilen imzanın da sahte olduğunu savundu.

Anne Gülay Y. ise teklif edilen hiçbir parayı kabul etmediklerini belirterek, "Kabul etmem, ben çocuğumun arkasındayım. Türkiye ayağa kalktı diyorlar, ben oturtmaya geldim. Suçumuz yok. Hukuk mücadelesini sürdürmez olur muyuz?" diye konuştu.

'ÖNCE KONDURAMADIK'

Programda E.Y.'nin öğretmeni Burçe Tuncel'in, "Annesi kızının yalancı olduğunu söyledi" ifadelerinin hatırlatılması üzerine Gülay Y., bu sözlerin kendisine ait olmadığını, ama olayı ilk duyduklarında Yusuf A.'ya 'konduramadıklarını' belirtti. Gülay Y. "Dedesi yaşında, konduramadık yani. Yapar mı, psikopat olması lazım. Aynı gün ben gittim karakola, suç duyurusunda bulundum. Bizi suçlu konuma düşürüyorlar ama suçumuz yok. Ben başbakanımdan yardım istiyorum. Para aldı diyorlar, yemin ederim para almadık" diye konuştu.

2 KIZI DAHA TACİZ ETTİ İDDİASI

Yusuf A.'nın bundan önce yanında çalışan 2 çocuğu daha aynı şekilde taciz ettiğini savcılıkta duyduklarını öne süren Gülay Y., "Onları bulmanızı rica ediyorum. Onlar da çıksın konuşsun. Onları da aynı şekilde tehdit etmiş. 'Sizi öldürürüm, şöyle böyle yaparım' diye. Kızlar da seyrediyorsa Allah rızası için çıksınlar. Bizim bildiğimiz iki kişi daha var. Onlar şikayetçi olmamışlar. Sonu nereye varırsa varsın bu işi çözeceğim" diye konuştu.

'İMZA BENİM DEĞİL GALİBA'

Daha sonra programa telefon bağlantısıyla katılan tecavüz mağduru E.Y., sözleşmedeki imzanın kendisine ait olup olmadığının sorulması üzerine "Hatırlamıyorum. Benim değil galiba, hatırlamıyorum" dedi. Anne ve babasının suçlu olmadığını, ortada para davası olmadığını belirten E.Y., "Annem babam para almadı. Adam bu kağıdı imzalattı, mahkemeye verince ortaya çıktı" dedi.

BABAM BOŞ KAĞIDA İMZA ATTI

Babasının boş bir kağıda imza attığını bildiğini aktaran E.Y., "Ben de vardım yanlarında. Sorun falan çıkmasın diye boş kağıda imzalattı. Yazı falan yoktu o kağıtta. Orada çalışıyordum, yaşım küçüktü. Ağabeyim çalışıyordu, sonra ben girdim o adamın yanına" diye konuştu. Dükkanda müşterilerle ilgilendiğini aktaran E.Y., "Derin devletten bana da söyledi. Babamın anlattıklarını bana da anlattı" dedi.

Başına gelenleri annesiyle paylaşmayı düşünüp düşünmediği sorusu üzerine E.Y., "Zaten tehdit ediyordu. Hocama söylemem de bir anda oldu. Hiç anlatmadım anneme. Anlatırsam beni öldürecekti. Dükkanda silah gösterdi. 'Birine söylersen öldürürüm seni' dedi, silahı bana doğrulttu. Öğretmenime iyi ki anlattım. Anlatmasam belki daha kötü olabilirdi" diye konuştu.

KAĞITTA FOTOĞRAFIM YOKTU

Babasının imzaladığı kağıtta kendi fotoğrafının olmadığını belirten E.Y., "Bilmiyorum o fotoğrafı nereden aldıysa. Mahkemede yoktu o fotoğraf. Bana fotoğraf çektirmedi. O fotoğraf sonradan ortaya çıktı" dedi.

EN AĞIR CEZAYI ALMASINI İSTİYORUM

Olayın üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen psikolojisinin kötü olduğunu aktaran E.Y., "Düzeliyorum, tam kendimi topluyorum mahkeme çıkıyor. Kapıya polis geliyor, yeniden o günleri yaşıyorum. Tam unuttum her şey yoluna girecek diyorum, ille bir yerden hatırlıyorum unutamıyorum. Onun en ağır cezayı almasını istiyorum" diye konuştu.

ANNE BABAMA GÜVENİYORUM

Şimdi böyle bir olayla karşılaşsa direneceğini belirten E.Y., "O yaşta direnemedim bile. Kendimi savunamadım" dedi. Yaşadıklarından sonra içine kapandığını aktaran E.Y., Türkçe öğretmeni olmayı istediğini belirterek, şöyle dedi:

"Olayı anlattığım öğretmenim sevdiğim bir hocaydı, her şeyimizi anlatırdım. Öğretmenimin bu olayı ortaya çıkarmasına seviniyorum. Anne babama güveniyorum, onları çok seviyorum. Babam eğer para alsaydı sevmezdim, yanında da durmazdım. Öyle bir şey yok. Anneme babama söylenenler de doğru değil. O adamın iftiraları onlar."

E.Y., "Evlenir misin" sorusu üzerine, "Ben evlenmeyeceğim" yanıtını verdikten sonra gözyaşlarını tutamadı. E.Y., evlenmek istememesinin gerekçesini ise "Bu olayı duyduklarında bırakırlar beni. Hiç şey yapmanın anlamı yok" sözleriyle anlattı.

Kendisine kötü muamele yapıldığının farkında olmadığını, hiç bir şey düşünmediğini aktaran E.Y., "Ne derse yapıyordum. Hocamın anlattıklarından sonra farkına vardım. Hocam yasayı anlatıp örnek verince, yaşadıklarım gözümün önünde geçti, ağladım. Tehditler yüzünden bir şey söyleyemedim" diye konuştu.



EŞİNE YAPTIKLARINA İNANAMAYACAKSINIZ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Ankara'da, aralık ayının başındameydana gelen korkunç olay, iddiaya göre kendisini sürekli aşağılayan ve aldatan kocası M.Ş.K.'nın şiddetine daha fazla dayanamayan Z.K.'nın, iki çocuğunu alıp annesinin evine sığınması üzerine yaşandı. Olay günü kendisini arayan ve çocuklarını görmek isteyen kocasının ikna ettiği Z.K., küçük oğlu E.K. ile birlikte Kızılay'da kocasıyla buluştu.

Görüşmenin ardından Z.K., oğluyla birlikte eve gitmek üzere dolmuşa bindi. Sakin görünen kocasının da aynı dolmuşa binmesinden şüphelenmeyen Z.K., yaşadığı o korku dolu anları şöyle anlattı:

'KOYUN GİBİ'

"Dolmuştan indikten sonra bizimle birlikte yürümeye başladı. Bana yolda 'Boşanmak istiyor musun?' diye sordu. Ben de 'Evet boşanmak istiyorum' dedim. Bunu duyar duymaz, yakındaki altgeçide doğru beni götürmeye başladı. Tünelin içerisine girdiğimizde, hiçbir şey söylemeden aniden üzerime atladı. Yere düştüm. Üzerime çıkıp beni koyun gibi kesmeye başladı. Ben şoka girmiştim, dilim tutulmuştu. Bütün bunlar yanımızda duran küçük oğlumun gözleri önünde oluyordu.

"Elindekinin önce bıçak olduğunu bile anlamadım. Elektrik şoku verdiğini sanıyordum. Belimin ortasına bıçağı vurup çekerken, elinde bıçak olduğunu fark ettim. Aynı sırada ayak bileklerimin tendonlarını, diz kapaklarımı da kesmiş. Her iki ayak bileğimden kanlar fışkırıyordu. 4 yaşındaki oğlum E., olduğu yerde dondu kaldı. O ise beni öldü sanarak hemen kaçarak kayboldu."

DAVA AÇTI

Habertürk'ün haberine göre Z.K., nasıl kurtulduğunu da şu sözlerle dile getirdi: "Altgeçitte hiç kimse yoktu. Yerde sürüklenerek çantamdaki cep telefonundan önce aileme, sonra ambulansa haber verdim. Sonrasını ise hatırlamıyorum."

Kaldırıldığı hastanenin doktorlarına göre yaşaması mucize olan Z.K., yaklaşık 2 ay boyunca hastanede yattıktan sonra geçtiğimiz günlerde taburcu oldu. Olaydan sonra halen ayağa kalkamadığını belirten Z.K, "Bıçaklama olayından sonra, ailesi şikâyetimi geri almamı istedi. O ise halen kayıp ve bulunamadı. Günlerdir korku içerisinde yaşıyoruz, çocuklarımın, özellikle olayı bizzat yaşayan küçük oğlum E.K.'nin psikolojisi bozuldu" dedi. Kendi ailesinin yanına iki çocuğuyla sığınan Z.K. boşanma davası açtı ve çocuklarının velayetini talep etti.

HAVALİMANINDA FECİ KAZA

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

21 yaşındaki kadın güvenlik görevlisinin üzerinden "De-icing" aracı geçti.

Atatürk Havalimanı'nda buzlanan zeminde kayarak düşen Çelebi Hava Servisi güvenlik görevlisi Merve Alaçayır'ın üzerinden De-icing aracı geçti. Merve Alaçayır kaldırıldığı hastanede ameliyata alındı.

21 yaşındaki Merve Alaçayır, bu sabah 08.00 sıralarında kahvaltısını yaptığı yemekhaneden çıktıktan sonra zemindeki buzu fark etmedi ve kayarak yere düştü. Aynı anda Çelebi'nin garajından çıkan ve uçaklardaki buzlanmayı önlemek için çözücü sıvı taşıyan bir 'de-icing' aracı genç güvenlikçiyi fark etmedi ve üstünden geçti. Kaza sonrası ağır yaralanan Merve Alaçayır, bir ambulansla Yeşilköy'deki İnternational Hospital'a kaldırıldı. Hastane yetkilileri yaptıkları açıklamada Merve Alaçayır'ın durumunun ciddi olduğunu ve bacaklarının ezildiğini, karın bölgesinde de zedelenme olduğunu belirttiler. Olayı duyan Merve Alaçayır'ın mesai arkadaşları kan vermek üzere hastaneye gittiler. Bu arada olayla ilgili olarak araç şoförü gözaltına alındı.

AŞIRI HIZ AVUKATIN SONU OLDU

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Antalya'da nişanlısı 25 yaşındaki Irmak Ecem Özpolat'ın annesi Hatice Özpolat'ın doğum günü partisinden dönen 25 yaşındaki Avukat Emin Murodova yönetimindeki otomobil aşırı hız ve dikkatsizlik sonucu elektrik direğine çarptı.

Hurda haline gelen araçtan ağır yaralı olarak çıkarılan Irmak Ecem Özpolat, 15 yaşındaki kardeşi Fırat Kamil Özpolat ve arkadaşları 34 yaşındaki Rövşan Zarbaliyev tedavi altına alınırken ağır yaralanan avukat öldü.

Irmak Moda Evi'nin sahipleri Hatice Özpolat'ın kızı Irmak Ecem Özpolat ile 2 ay önce nişanlanan Antalya Barosu avukatlarından Azerbaycanlı Emin Murodova evlilik hazırlıkları yaparken, Murodova ailesi, dün gece Hatice Özpolat'ın bir restoranda düzenlenen doğum günü partisine ailece katıldı. Aile fertleri saat 02.00 sıralarında evlerine gitmek için araçlarına bindi. Nişanlısı Irmak ve kardeşi Fırat Kamil Özpolat'ı evlerine bırakmak için yola çıkan Emin Murodova yönetimindeki 07 AZC 27 plakalı otomobil Bülent Ecevit Bulvarı'nda aşırı hız ve dikkatsizlik sonucu kontrolden çıktı. Yol kenarına savrulan araç kaldırımda bulunan beton elektrik direğine çarparak durabildi. Büyük gürültü üzerine sokağa dökülen mahalle sakinleri araç içerisinde sıkışan yaralıların yardımına koştu. Kaza yerine sevk edilen çok sayıda ambulans ve itfaiye ekibi kısa sürede ulaştı.

Araçtan fırlayan ve ağır yaralanan Fırat Kamil Özpolat ile ablası, 25 yaşındaki Irmak Ecem Özpolat, iki ayrı ambulansla Medical Park Hastanesi'ne kaldırıldı. Hurda haline gelen aracın arka koltuğunda sıkışan 34 yaşındaki Rövşan Zarbaliyev için itfaiye ekipler ve sağlık görevlileri seferber oldu. Yarım saat süren çalışma ardından aracın tavanı özel bir makasla kesildi. Otomobilden çıkarılan Zarbaliyev Özel Anadolu Hastanesi'ne kaldırıldı. Ağır yaralanan ve otomobil içerisinde sıkışan sürücü Emin Murodova ise kaza yerinde öldü. Avukat Emin Murodova'nın öldüğünü öğrenen yakınları sinir krizleri geçirdi.

YARALILARIN TEDAVİSİ SÜRÜYOR

Antalya'da nişanlısı Irmak Ecem Özpolat'ın annesi Hatice Özpolat'ın doğum günü partisinden dönerken otomobille yaptığı kazada ölen Avukat Emin Murodova'nın cenazesi, Muratpaşa Camii'nde yarın öğleleyin kılınacak cenaze namazından sonra toprağa verilecek. Avukatın cenazesinin hangi mezarlığa defnedileceği henüz netlik kazanmadı.

Aynı kazada yaralanan evililik hazırlığı yaptığı nişanlısı Irmak Ecem Özpolat'ın ise sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Özel bir hastanede kardeşi Fırat Kamil Özpolat ile tedavi altında olan genç kızın nişanlısının öldüğünden haberi olmadığı bildirildi. Vücudunun birçok yerinde kırıklar bulunan Irmak Ecem Özpolat'ın ve kazada bacağı kırılan kardeşi Fırat Kamil Özpolat'ın tedavilerinin devam ettiği belirtildi. Azeri asıllı Emin Muradov'un aynı kazada yaralanan akrabası Rövşan Zarbaliyev'in başka bir özel hastanedeki tedavisi yoğun bakım ünitesinde devam ediyor. Zarbaliyev'in omuz, kaburga ve uyluk kısımlarında kırıklar olduğu, çok kan kaybettiği için yoğun bakım ünitesinde tedavi gördüğü açıklandı. Kızı ve oğlu yaralanan, kızının nişanlısı ise hayatını kaybeden anne Hatice Özpolat ise, kızının durumunun ciddiyetini koruduğunu herkesin dualarını beklediğini söyledi. Antalya Baro Başkanı Zafer Köken, "Genç bir arkadaşımızın kaybından dolayı çok üzüntülüyüz. Mesleğine ve avukatlara saygılı, öğrenme çabası içerisinde bir arkadaşımızdı. Başımız sağolsun. Baro olarak ailesine ve sevenlerine baş sağlığı diliyoruz" dedi.

CİNNET GETİREN ÖĞRETMEN AİLESİNİ KATLETTİ...

HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...[PAGE]Diyarbakır'da cinnet getiren bir öğretmen, üç çocuğunu ve eşini öldürdü. Daha sonra balkodan atlayan öğretmenin durumunun ağır olduğu öğrenildi.

Aziziye Mahallesi'ndeki TOKİ konutlarında oturan Nihat Sert, girdiği bunalım sonucunda cinnet getirdi.

Nihat öğretmen, eşi Songül, 4 yaşındaki oğlu Serhat ve 2 yaşındaki ikizleri Havin ile Helin'i bıçaklayarak öldürdü. Olaydan sonra intihar etmek isteyen Nihat Sert, üçüncü kattaki evinin balkonundan atladı. Ağır yaralanan Nihat Sert, yoğun bakımda tedavi altına alındı.

Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

BÖYLE SAPIKLIK GÖRÜLMEDİ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Adana'da at arabasıyla gezdirme bahanesiyle komşusunun 2 kız bir erkek çocuğunu alıp gezdirdikten sonra ıssız bir yerde 8 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz eden zanlı olayı görenler tarafından linç edilmek istendi.


Edinilen bilgiye göre olay merkez Yüreğir ilçesine bağlı Domuz Çiftliği yakınlarında meydana geldi. İddiaya göre at arabacılığı yapan Aytekin A. (36), komşusunun çocukları 8 yaşındaki U.Y ve 2 kardeşini "Hadi sizi gezdireyim" diyerek at arabasına bindirdi. Domuz Çiftliği yakınlarında U.Y. 'yi bir bahçenin içine götüren zanlı küçük kıza cinsel istismarda bulundu. Ablasının peşinden bahçeye giren 7 yaşındaki B.Y., olanları görünce hemen dışarı çıkıp durumu yoldan geçen vatandaşlara anlattı.

Koşarak küçük kızı kurtarmaya gelen vatandaşlar aynı zamanda 155'i aradı. Aytekin A.'yı cinsel istismarda bulunurken yakalayan vatandaşlar küçük kızı kurtardıktan sonra zanlıyı darp etmeye başladı. Olay yerine gelen polis, Aytekin A.'yı vatandaşların elinden alarak önce sağlık kuruluşuna ardından da polis merkezine götürdü. Zanlı daha sonra emniyete getirilerek sorgulandı. Sorgusunun ardından "cinsel istismar suçundan" adliyeye sevk edilen zanlının yüzünün yediği dayaktan dolayı şiş olduğu görüldü.

Zanlı çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.