BIST 9.916
DOLAR 32,53
EURO 34,86
ALTIN 2.440,17
HABER /  GÜNCEL

Muhtıra isteyen gazeteci

Bir gazetecinin Genelkurmay Başkanı Özkök'e 'muhtıra bekliyorduk' şeklindeki sözü tartışma başlattı.

Abone ol

Atatürk’ün Harbiye’ye girişinin 107. yıldönümü töreninde bir gazetecinin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’e, ‘muhtıra bekliyorduk’ şeklinde soru yöneltmesi ‘medyada demokrasi’ tartışmasına yol açtı.

Genelkurmay Başkanı’na ‘Sizden muhtıra gibi bir açıklama bekleniyordu. Neden sert bir açıklama yapmadınız?’ diye soran gazeteciye Özkök’ün cevabı “İlla masaya yumruk mu vurmamız lazım? Masaya yumrukla değil, beyinle, bilgiyle, hukukla vururuz.” şeklinde oldu. Medya dünyasından birçok isim, bir gazetecinin böyle soru sormasının demokrasiye ve meslek ilkelerine aykırı olduğunu savundu.

Gazeteci yazar Mehmet Altan, bu gazetecinin sorusunun Türkiye’deki medyanın demokrasiden ne anladığını ortaya koyduğunu ifade etti. Sorunun 28 Şubat’ın izlerini taşıdığını söyleyen Altan, “Gazetecinin tavrı, meslek ilkelerine aykırı olmaktan ziyade demokrasiyi nasıl yorumladığını ortaya koyuyor.” dedi.

Bu sorunun sorulmaması gerektiğini dile getiren Altan, “Demokrasilerde ordu açıklama yapmaz ki, bunun yumuşağı veya serti olsun.” diye konuştu. Gazeteci yazar Cengiz Çandar da Genelkurmay Başkanı’na yöneltilen sorunun 28 Şubat’la başlayan bir gazetecilik ayıbı olduğunu söyledi.

Hilmi Özkök’ün gazetecilik dersi verdiğini savunan Çandar, “Genelkurmay Başkanı bunu defalarca yapmıştı. Maalesef bizim gazetecilerimiz ders almıyorlar.” dedi. Türkiye’de dünyanın hiçbir yerinde karşılaşılamayacak durumların yaşandığını belirten Çandar, komutanların peşinden koşularak gazetecilik yapılamayacağını ifade etti. Çandar, Özkök’e soru soran gazetecinin meslek ilkelerine aykırı hareket ettiğini sözlerine ekleyerek bir gazetecinin böyle soru soramayacağını kaydetti.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç ise gazetecinin, Hilmi Özkök’ün ağzından çarpıcı cümleler alabilmek için şaşırtıcı bir soru sormuş olabileceğini dile getirdi. Erinç, darbe dönemlerinde en fazla zararı basın dünyasının gördüğünü söyleyerek gazetecinin farklı düşüncelerle soru sorduğuna inanamayacağını aktardı.

Gazetecinin sorusunun ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunan Erinç, “Bunalıma sebep olsa bile bu tür sorulara hoşgörüyle yaklaşmak gerekiyor.” diye konuştu. Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi de, “Gazetecilerin soru sorma, haber kaynağının da soruya cevap vermeme özgürlüğü sınırsızdır.” ifadesini kullandı.

Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Şahin, soruyu yönelten gazetecinin amacının kışkırtıcı sorularla Genelkurmay Başkanı’na sivri bir laf söyleterek manşeti kurtarmak olduğunu açıkladı. Özkök’ün cevabının demokrasinin gereği olduğu değerlendirmesinde bulunan Şahin, “Keşke askerlerin söylediğini siviller söylese.” ifadelerini kullandı.

Özkök'e yöneltilen sorular ve cevaplar:

Soru: Cumhurbaşkanı'ndan bir talebiniz oldu mu?

Özkök: Nasıl olur? Ben onun astıyım.

Soru: Sert bir açıklama bekleniyordu, açıklama yapmadınız?

Özkök: Yaptık ya...

Soru: O bilgi veriyordu, daha sert, muhtıra gibi açıklama bekleniyordu?

Özkök: (Yumruğunu sallayarak) Ne yani illa masaya 'pat - küt' yumruk mu vurmamız gerekiyor? Masaya yumrukla değil beyinle, bilgiyle, hukukla vururuz. Türkiye birinci sınıf bir devlettir. Bütün kurumlar rollerini birinci sınıf oynamalıdırlar. Biz masaya aklımızı, beynimizi koyarız.

Soru: Konunun MGK'ya taşınması için bir öneriniz oldu mu?

Özkök: Çok somut soru soruyorsunuz.

Soru: Bu soruyu sormaya utanıyorum ama, Büyükanıt Paşa'yla aranızda sorun olduğu söyleniyor?

Özkök: O zaman sorma.

Soru: Görüş ayrılığınız var mı?

Özkök: Büyükanıt Paşa en iyi arkadaşım, akademide birlikte okuduk. Görüş ayrılığımız var, o Fenerbahçeli, ben Beşiktaşlıyım.

(Büyükanıt araya girerek): Beşiktaş kardeş takımdır. (Gülüşmeler)

Haber: Ömer Deligöz
Kaynak: