BIST 10.219
DOLAR 32,21
EURO 34,86
ALTIN 2.444,47
HABER /  MEDYA

Muharrem İnce'den zehir gibi sözler!

Muharrem İnce, Rahmi Turan ve Talat Atilla'nın kendisine yönelik iftirasıyla ilgili konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir gazeteci tarafından tehdit edildiğini söyleyen İnce, görüşme iddiasının ise tezgah olduğunu ifade etti.

Abone ol

CHP eski Yalova Milletvekili Muharrem İnce, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde görüştüğü" iddiaları sonrası yaşananlara ilişkin Habertürk TV'de yayınlanan "Türkiye'nin Nabzı Özel" programında Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını yanıtladı.

İşte İnce'nin açıklamaları;

"Ben Sayın Genel Başkan ya da Genel Merkez yöneticilerinden kimse aramadı. Hiçbir görüşme gerçekleşmedi. Ben namusunu şerefini korumaya çalışan bir adamım. Mağdur edilmiş, üzerine kumpasa edilmiş bir adamım. Olayın hiçbir kısmında benim dahlim yok. Partisini tartıştıran ben değilim. Mağdur edilen benim, şerefine dil uzatılan benim. Partililiği tartıştırılan
benim. Hakaret edilen benim. Bir gazeteci çıkıyor. "CHP'den ünlü bir isim Saray'a gizlice gitti, araçların plakasını değiştirdi." diyor. Bir senaryo, James Bond filmler gibi. Sıkışınca kaynağını açıklıyor. Sözü edilen kişi benim. Rahmi Turan'da benim cep telefonum var, onun telefonu da benim telefonumda kayıtlı. Ben arayabilir. Hiçbir arama yapmadı. Taraf edilen benim, ortaya sürülen benim, olayın öznesi benim. Ben aramıyorsun. 'Ben CHP'den aldım, Kılıçdaroğlu'na da bunu doğrulattım' diyor.

"Sözcü değil Rahmi Turan işin içinde, göbeğinde"

Sözcü gazetesinde Rahmi Turan köşesinde yazdı bunu. Haber yapsalardı büyük bir tezgah sezinlerdim. Haber yapmadıkları için Sözcü'ye bir kırgınlığım yok. Yazana kırgınlığım var ama haber yapılsaydı ayrıca o zaman iş değişirdi. Yazar artı gazetede haber olsaydı o zaman başka bir şey olur ve büyük bir tezgah derdim. Şimdi öyle demiyorum. Tezgah var mı evet var. Sözcü gazetesi var mı içinde, hayır yok! Rahmi Turan var mı işin içinde göbeğinde! 

"Rahmi Turan iftira attı, yalan söyledi"

Üzüldüğüm taraf da şu! Bir insanın şerefiyle, onuruyla oynuyorsun. Muharrem İnce, yalan haberi yazıyorsun, yalan haber! 80 yaşındaki adam, torunlarına ne diyecek? Muhtemelen torunları vardır. Yani sormayacak mı torunu ona! Ya dede, 60 yıllık gazetecisin. Muharrem İnce'ye iftira attın, yalan olduğu ortaya çıktı. Yani torununa karşı saygınlığının azaldığını düşünmeyecek mi? 80 yaşındaki bir insan kişisel çıkarları için kişisel ikbali için gazetecilik hırsı için ya da başka menfaatleri için bir başka insana iftira atıyorsun. Torunundan utanmayacak mısın? Burada kalacak mı hayır! Yargı yoluna başvuracağım. Her iki isim için de. Talat Atilla için de...

"Bizi şerefimizden yoksun bırakmaya çalışıyorsun"

Talat Atilla beni hiç aramadı. İlginç olan taraflardan birisi de o. Talat Atilla gazeteci. Kendi yazmıyor, yazdırıyor. Niye yazdırıyor? O yazarsa kaynağı açığa çıkarmış! Evet, şimdi çıkmadı mı? Onun kaynağı da işinden olurmuş. Bizi şerefimizden yoksun bırakmaya çalışıyorsun da bırak o da işinden olsun. 

"Neresinden bakarsan bakın tutan yanı yok"

Rahmi Turan'ın bir başka yanlış ve yalan haberi de daha var. Diyor ki beni defalarca aramış, ulaşamamış. Sonraki yazısında numarası bende yoktu diyor. Bakın Türkiye'de bana birisi ulaşamıyorum diyorsa o kişi yalan söylüyordur. Başlangıçta Rahmi Turan ne dedi? Saray yakın birisi, işinden olabilir dedi. İkinci açıklamasında da 20 yıllık dostum dedi. Yani hani bir şarkı vardı ya Ahmet Kaya'nın neresinden bakarsan bakın tutan yanı yok!

Talat Atilla'nın Kılıçdaroğlu'na çağrısı

Çok rezil bir açıklama olmuş. Kimsin sen CHP'nin Genel Başkanını tehdit ediyorsun. Bakın orada bir tehdit var. Makul bir süre veriyorum, açıklamazsan ben açıklarım diye. Olmaz! Atatürk'ün partisinin genel başkanını bir gazeteci tehdit edemez. Buna hakkı yok! Buna CHP'nin yönetimi cevap vermesi gerekir. Meydan okunması lazım. Burada bir tehdit var. CHP'nin genel başkanını bir gazeteci tehdit edebilir mi? Eğer gazeteci CHP'nin genel başkanını tehdit etme cüretini kendinde görüyorsa, yazık! Üzülürüm sadece. Haddine mi düşmüş bir gazetecinin CHP genel başkanını tehdit edecek. Partinin evladı, derin dehlizlerde adı tartıştırılacak, yıpratılacak, yalan haberler yaptırılacak. Türkiye, Erdoğan-Trump görüşmesini konuşmayacak. Suriyeliler meselesini konuşmayacak. Ekonomiyi konuşmayacak. Bunların hiçbiri konuşmayacak yalan haberin peşine takılıp. Bana diyorlar ki sen neden büyütüyorsun. Hop orada duracaksın. Şerefimi kurtarmaya çalışıyorum. Pay çıkarmaya çalışan partideki bir çıkar grubu. Ben şerefimi kurtarmaya çalışıyorum. Kimmiş o parti yöneticisi, gelsin göreyim onun boyunu posunu. Şerefimi kurtarmaya çalışıyorum.

"Kendime pay çıkarmıyorum, millet çıkarıyor"

Bugün insanlar bana destek oluyorsa, bugün insanlar kumpası görmüşse, tezgahı görmüşse, bugün insanlar Muharrem İnce'ye haksızlık yapıyorsa, senin yanındayız arkandayız dediklerinde kendine pay çıkarıyor! Ben kendime pay çıkarmıyorum. Millet bana pay çıkarıyor. Yapılan haksızlığı görüyor. Yapılan yanlışı, tezgahı, komployu, kumpası görüyor... O zaman bu kumpası kurarken düşünecektiniz. Elimizde patlarsa ne olur diye?

"Bana masal anlatma"

Ey CHP yönetimi! Ey Sayın Genel Başkan! Onumu kurtarın. Çıkın biriniz deyin ki... Basın sözcüsüne sesleniyorum. Bana masal anlatma. Masal anlatma Sayın Öztırak. Çık, Sayın Muharrem İnce partinin evladıdır, gelinen noktada görülmüş ki böyle bir görüşme olmamıştır. Muharrem İnce bizim kardeşimizdir, partilimizdir. Böyle bir şeyi zaten yapmaz, diğer arkadaşlarımızda yapmaz."