BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67

Küçük Eyşan’a sahip çıkalım!

Bir anne… Selcan Yener… İstanbul’da yaşıyor.. 2,5 yıl önce eşi tarafından çocuklarıyla birlikte sokağa atılmış... Küçcük bir kızı var... Adı; Adı Eyşan... Şu an 4 yaşında… Ama 8 aylık bebek gibi. Çünkü iki günlük bebekken 2 kere üst üste şeker komasına girmiş!..

Yazıyı okumadan önce şu fotoğrafa iyice bakın...

4 yaşındaki bir yavrumuz...

Adı; Eyşan...

Bu saatlerde siz değerli okurlarımla bu köşede hiç yazı paylaştığım yoktur. Çünkü  İnternethaber'in güçlü kurumsal kimliği önemlidir..

O nedenle sevgili abim  İnternethaber  yönetim kurulu başkanı üstadımız  Hadi Özışık'ın da anlayışına sığınarak bu yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum..

Çünkü  işin içine vicdan ve sorumluluk girince böyle bir çağrının ne saati olur ne günü olur sevgili dostlar..

                                                     *

Kays bin Asım’ derki;

“Muhtaçlara yardım etmek;hem kişiye şeref kazandırır, hem de onu kötü insanların dilinden korur.”

Allah hiç kimseyi sahipsiz bırakmasın…
 
Öyle dramlar var ki, sesini duyurabilme şansına sahip olduklarımızı sizlerle paylaşmayı insanı sorumluluğumuz adına kendimize görev sayıyoruz…

Çünkü görevimiz…
 
Kuşkusuz Devlet babaya sesini çıkarabilene, el uzatılıyor…
Ondan eminim…

Ya sesini çıkaramayanlar ne yapacak?

Onların  sesi, kulağı dili kim olacak?

Bizler…

Mahşerde hesap vermek zordur dostlar…

Bu dünya kimseye baki değil ki!,,

Hiç kuşkusuz hepimizde, başkalarının dertlerine katlanacak güç vardır.
 
Hz. Mevlana der ki;
"Bir mum diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez…"
 
Bunları neden yazıyorum…

Okuyacaksınız…

İçimi acıtan dramı yazmadan önce  devlet büyüklerine seslenmek istiyorum..
 
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Sayın Zehra Zümrüt Selçuk’un annelik şefkatine, duygusuna inanıyorum..
 
Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’nın her zaman olduğu gibi bu olayda da kayıtsız kalmayacağını düşündüğüm  koca yüreğine güveniyorum…
 
İki bakanımızın yanında çok yakından tanıdığım her zaman kimsesizlerin kimseyi olmayı kendine şiar edinerek gönül adamı olan  Sağlık Bilimleri  Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Cevdet Erdöl’e sesleniyorum.
 
Her birinin vicdanlı birer devlet büyüğü olduğundan hiç şüphe etmeyen bir yazar olarak bir annenin çaresizliğine  el uzatacaklarını düşünüyorum…

                                               *
Bir anne…

Selcan Yener…

İstanbul’da yaşıyor..

2,5 yıl önce eşi tarafından çocuklarıyla birlikte sokağa atılmış...
Kücük bir kızı var...

Adı;  Eyşan

Şu an 4 yaşında fakat 8 aylık bebek gibi.

Çünkü iki günlük bebekken 2 kere üst üste şeker komasına girmiş…

Şu an 2 gözü birden görmüyor.

Aynı zamanda epilepsi hastası.

Çapa’da 1 ay önce ataklarını düzene sokabilmek için ameliyat olmuş, vücuduna pil takılmış. Pilin seviyesi belirli periyotlarla arttırılıyor.

2,5 seviyesine gelindiğinde ataklar düzene girmiş mi bakılacak, eğer ameliyat başarılı olmadıysa tekrar bu sefer de beyninden ameliyat olması gerekiyor.

Oldukça fazla masrafları oluyor. Çevresinin yardımları ile şu an geçinebiliyorlar.
 
Devletten de engelli maaşı almak için başvurdu ama nafaka aldığı gözüktüğü için bugüne kadar alamamış.
 
Aslında boşandığından bu yana hiç nafaka almamış ki  inanmayanlar olabilir banka hesapları ile bunu  kanıtlanacak mümkün?
 
Yalnız kızı nedeniyle sürekli hastanede olduğu için bugüne kadar bu konuyla hiç ilgilenememiş…
 
Bu tedavi sürecinde para su gibi akıyor maalesef.
 
Geçen gün  ilacı  bitmiş, reçetesi nedeniyle 10 gün sonra devlet karşılayacaktı ama o an almasaydı çocuğu krize girecekti. Sağolsunlar çevresinin yardımı ile ithal ilacı 350 TL'ye  almış..

Eczaneden ilaçları veresiye alıyorlarmış.1300 TL borçları birikince yine yardımsever dostları ödemiş...

Yani tablo çok üzücü...
 
Bu arada annesi ile yaşayan Selcan annesin  babası vefat etmiş.
Kader ağlarını örmüş bir kere. Bu kez de annesi bağırsak kanseri teşhisi ile ameliyat olmuş...

                                          *
 
Annenin bir arkadaşı ile dertleştiği yazısı elime geçti…

Ne desem ne yazsam bilemedim…

Bazen biz gazeteciler dahi çaresiz kalabilir…

Ama en azından elimizde kalemin gücü ile çaresiz kalan insanlara çare olma şansına sahip oluruz..
 
O annenin paylaşımını izni ile yayınlıyorum..

Diyor ki;
 
"Sinem kardeşim senin fikrine ihtiyacım var…

Bugün bizim semtte elektrik yaklaşık 12 saat boyunca yoktu..

Eğer Eyşan bu sırada oksijen ihtiyacı duysaydı ne yapardım bilmiyorum,  elektrikle çalışan oksijen makinesinin dışında evde oksijen tüpüm de var ama en büyük boy da olsa 15 dakikadan sonra bitiyor…
 
Bu yüzden bize ufak bir jeneratör lazım. Elektrikle çalışan mama makinesi pil boş uyarısı vermeye başladı ve hala elektrik gelmedi, ne yapacağım bilmiyorum.
 
Ona mutlaka engelli çocukların kemerlenip güvenle oturtulduğu banyo sandalyesi lazım. Eyşan büyüdü sabunlu suda kucağımdan kayıp düşecek diye aklım çıkıyor…
 
Öte yandan hastalığı dolayısıyla vücudunu dik tutamadığından arabasındayken yani bir yere yolculuk yaparken bir tarafa doğru yığılıyor..
 
Çünkü aldığımız arabanın kafa + omurga destekleri yok ve kızımda bu yüzden de skolyoz başlamış yani omurgası eğiliyor.
 
Yani bizim kafa ve vücut desteği olan bir araba almamız veya bu destekleri tek tek alıp kaynakçı gibi bir yerde bu arabaya o destekleri monte ettirmemiz lazım..

Evimizin halini ise hiç sorma.”
 
                                         *
Evet annenin duyguları böyle…

Allah hiçbir anneyi  evlatları ile sahipsiz  ve çaresiz bırakmasın…

Hele,hele o evlatlar hasta ve yardıma muhtaç ise...

Allah devletimizin şefkatli ellerine zeval vermesin…

O nedenle çaresiz kalan Selcan annenin evladını hayata tutundurma mücadelesine omuz  vermek hepimizin ama hepimizin görevi değil mi?

Neden bir modern engelli sandalyesi. almayalım...

Neden sağlık hizmetlerini karşılayamayım...

İnsanlık öldü mü?

Asla..

Hele hele söz konusu Türk milleti ise işte Elazığ depreminde gördük ki bu millet  kimseyi açıkta bırakmaz...

Selcan annenin hasta kızına bakabilmek için derdine derman olmak isteyecek iletişime geçecek olanlara telefon numarasını vermek istiyorum.
 
Selcan Yener ; 90 546 734 64 58

Haydi sahipsiz  bırakmayalım...

Küçük Eyşan bizimde evladımız değil mi?

Ateş düştüğü yerimi yaksın yoksa!..