BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,76
ALTIN 2.440,32
HABER /  GÜNCEL

Kozmik odaya hırsız girer savcı giremez!

Balyoz belgelerini aramak isteyen askeri savcılara askeri makamların gerekli izni vermediği belirlendi.

Abone ol

Kriptolu iki bilgisayarın çalındığı 1. Ordu Karargahı'ndaki 17 haneli şifrelerle açılabilen "kozmik oda"da Balyoz belgelerini aramak isteyen askeri savcılara Orgeneral Hasan Iğsız'ın izin vermediği belirlendi.

Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) krize neden olan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız'ın geçtiğimiz aylarda kriptolu 2 bilgisayarın çalınmasıyla gündeme gelen 'kozmik oda'da Balyoz belgelerini aramak isteyen Askeri savcılara izin vermediği ortaya çıktı.

Iğsız'ın 'devlet sırrı' gerekçesiyle Askeri savcıların arama yapmasına dahi izin vermediği yüz ve parmak izi tanıyan kapılarla donatılmış ve 17 haneli şifrelerle açılabilen kozmik oda hırsızlardan korunamamıştı. Balyoz Darbe Planı'nın ortaya çıkmasından sonra gerçekleşen olayda, kripto çözme özelliğine sahip ve çok önemli bilgiler içeren 2 adet dizüstü bilgisayarın çalındığı belirlenmişti.

Ergenekon soruşturmasında 'internet andıcı'na ilişkin ifadeye çağrılan Iğsız'ın, Balyoz Darbe Planı kapsamında savcılarca aranmak istenen Selimiye Kışlası'ndaki 1. Ordu Komutanlığı'nın 'kozmik odalarına' nasıl izin vermediğinin ayrıntıları ortaya çıktı. Askeri Savcı'nın, arama kararına itiraz eden Iğsız'ın, "Devlet sırrı niteliğindeki belgelerin bulunduğu yeri hakim ve savcın araması yerinde değildir" gerekçesini öne sürdüğü belirlendi. Iğsız'ın hakimleri dahi sokmadığı odaya ise hırsızların girerek çok kritik tatbikat bilgileri ve kriptolar içeren 2 adet dizüstü bilgisayarı çaldı.

KOMUTAN İTİRAZ ETTİ

Balyoz Darbe Planı'nın ek delil klasörlerinde 'kozmik oda' ile ilgili çarpıcı bir ayrıntı dikkat çekti. Savcının talebi üzerine askeri mahkeme seminer ile ilgili bilgi, belge ve arşivlerinin bulunduğu kozmik odanın aranmasına karar verdi. Askeri Hakim Turgay Öztoprak ve Uğur Aydın'ın 28 Ocak'ta yapacağı gün, Iğsız'ın mahkemenin kararına itiraz ettiği ortaya çıktı.

Mahkemeye itiraz dilekçesi gönderen Iğsız'ın "devlet sırrı niteliğindeki belgelerin bulunduğu yerlerin hakim ve savcı tarafından aranmasının yerinde olmadığını" öne sürdüğü ortaya çıktı.

Iğsız, şüpheli askeri personelden ziyade mahkemenin verdiği arama kararının Türk Silahlı Kuvvetlerini "şüpheli" konuma düşürdüğünü ileri sürdü. Arama kararının kanunsuz olduğunu iddia eden Iğsız, itiraz sonuçlanıncaya kadar arama kararının durdurulmasını da talep etti.

SUÇ BELLİ DEĞİLMİŞ!

İtiraz üzerine soruşturma dosyası aynı gün Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkemesi Başkanı Dz. Hakim Kıdemli Albay A. Cengiz Şirin ile üye hakimler Gürkan Özeker ve Özcan Celep, Iğsız'ın itirazını yerinde bularak kozmik odada arama yapılmaması yönünde karar verdi.

Mahkeme, "Devlet sırrı niteliğindeki belge ve bilgilerin, her adli soruşturmada incelenmesinin yasal olarak mümkün olmadığı, kanun koyucunun sınır koyarak ancak çok ciddi ve önemli soruşturmalarda bu yola gidilebileceğini kabul etmektedir. Hal böyle iken 1. Ordu Komutanlığı'nın adli soruşturma emrinde ise olayın suçun ne olduğu belli değildir" diyerek Iğsız'ın itirazını onayladı. Böylece camilerin bombalanması, Türk jetinin düşürülmesi gibi şok planlar içeren Balyoz Güvenlik Harekat Planı'nı önemsiz buldu.

KOZMİK SIRLAR ÇALINMIŞTI

Taraf gazetesinin Balyoz Darbe Planı'nı yayımlamasının ardından Iğsız'ın savcıları dahi sokmadığı kozmik odada hırsızlık skandalı patlak vermişti. Yüz ve parmak izi tanıyan, 17 haneli şifrelerle açılabilen, çok sınırlı sayıda personelin girmek için yetkili olduğu kozmik odada 31 Mart 2010 tarihinde 2 dizüstü bilgisayarın çalındığı ortaya çıkmıştı.  Zimmet devir teslimi işlemi sırasında çalınan 2 dizüstü bilgisayarın taşıma çantalarının içi müsvedde kağıtlarla doldurulmuştu. Bilgisayarlar özel yazılımlarla desteklenen SEMAC (Süratli Emniyetli Mesaj Aktarma) ve 9600 modeli telsizleri komuta etme yeteneğine sahipti. Havadan kriptolu olarak gönderilen mesajları çözme özelliğine de sahip olan cihazların kaybolmasıyla TSK'nın bu alandaki tüm kriptolarının güvenilirliğini yitirdiği ortaya çıkmıştı. Çalınan laptoplarla Komuta Kontrol ağına dahi sızılabileceği öğrenildi.