BIST 10.793
DOLAR 32,21
EURO 34,84
ALTIN 2.411,56
HABER /  GÜNCEL

Köylüler işveren oldu

Yıllarca iş bulmak için göç ettiler. Şimdi ise köyleri göç alıyor.

Abone ol

Seralarda çalışmak üzere bu kente göç eden köylüler, şimdi köylerinde kurdukları seralarla iş veren oldu.

Köylerinde yeterli geçim olanağı bulamamaları nedeniyle yıllarca para kazanmak için Antalya’daki seralarda çalışan Hatıplarlılar, burada elde ettikleri bilgi birikimiyle kendi köylerinin gelişiminin önünü açtı.
Antalya’da öğrendikleri seracılığı memleketlerine taşıyan köylüler, bugün 50 ton domates üretimi gerçekleştiriyor ve yurt dışı pazarlara açılmayı hedefliyor.

Antalya’daki seralarda 10 yıl işçi olarak çalıştıktan sonra köyde ilk serayı kuran İbrahim Çelik (54), AA muhabirine, kendisinin başlattığı hareketle bugün Hatıplar’da toplam 300 dekar alanda seracılık yapıldığını belirtti.
Bir zamanlar yeterli geçim imkanı olmayan Hatıplar’ın bugün artık bir “Sera Köye” dönüştüğünü ifade eden Çelik, “Köyde, 250 aile yaşıyor. Bu ailelerin 150’si seracılık yapıyor ve günde 50 ton domates üretiyoruz. Göç veren köyümüz, şu an göç alıyor. Her serada 5 kişi çalışıyor. İş gücü yetersiz olunca dışardan işçi kiralıyoruz” dedi.

İHRACAT İÇİN TESİS TALEBİ

Çelik, en modern yöntemlerle üretim yaptıkları seralarda yetişen domateslerin lezzet ve sağlık koşulları açısından son derece kaliteli olduğunu belirtti.
Üretimlerini, dış pazarlarda değerlendirmek istediklerini ve bu amaçla Fransa’ya ihracat için çalışma yürüttüğünü dile getiren Çelik, şöyle devam etti:
“Bu noktada paketleme tesisi eksikliği nedeniyle pazarlama sorunu yaşıyoruz. Bizim domatesimiz, Akdeniz Bölgesinde yetişenden çok farklı. Ürünlerimizde hiç bir şekilde hormon yok ve lezzet olarak da insanların hoşuna gidiyor. Fransa’dan gelen yetkililer, bizden mal alabileceklerini söylediler. Çünkü, bizim ürünümüz Avrupa Birliği’nin istediği kriterlere uygun. Fakat, biz Paris’e mal satamadık. Çünkü domatesi bir tesiste işleyip belli standartlara göre göndermemiz gerekiyor. Yetkililerden bu konuda yardım istiyoruz.”