BIST 9.464
DOLAR 32,60
EURO 34,83
ALTIN 2.495,92
HABER /  SAĞLIK

Kış ayını hastalıksız geçirmek için bu besinleri tüketin

Bağışıklık sistemi ya da vücudun savunma mekanizması her mevsim güçlü olmak zorunda. Bu sebeple Diyetisyen Emre Uzun, önümüzdeki kış ayında hastalıklardan korunmak için tüketmemiz gereken besinleri açıkladı.

Abone ol

Bağışıklık sistemi için en önemli minerallerden biri demir. Demir açısından zayıf gıdalar anemiye sebep olurken, bağışıklığı da olumsuz etkiler. Yapmanız gereken, zengin demir içeren et, kümes hayvanları, balık, kabuklu deniz hayvanları, baklagiller, tohumlar, sebzeler ve kurutulmuş meyveleri mümkün olduğunca çok tüketmek.

Bunun dışında yemek pişirirken döküm tencere kullanmak, yemekle birlikte ve yemekten hemen sonra çay-kahve içmemek de önemli çünkü demir almak kadar demirin vücut tarafından emilmesini sağlamak da önemli. Öte yandan demir zengini gıdaları C vitamini içeren gıdalarla birlikte tüketip emilimi artırmak da mümkün.

Probiyotik denen faydalı bakteriler
Probiyotik zengini besinlerin bağışıklık sistemini koruduğu tezi bugün de geçerli. Bağırsaklarda yaşayan ve faydalı bakteriler olarak bilinen probiyotiklerin görevlerinden biri de bağışıklık sistemini uyarmaları. Bağırsakların iç yüzeyini de koruyan probiyotikler, besinlerle birlikte aldığımız ancak zararlı maddelerin de bağırsaklara geçişini önlüyor. Bitmedi… Probiyotikler, üst solunum yolu enfeksiyonu gelişme riskini %42'ye kadar azaltıyor ve hastalar düzenli probiyotik kullandığı takdirde antibiyotiğe duydukları ihtiyaç hem %33 daha az oluyor hem de hastalıkları daha hızlı iyileşiyor!

En iyi probiyotik kaynakları ise şöyle: Lahana turşusu, doğal fermantasyon turşusu, yoğurt, kefir ve ayran…

Hastalıkların korktuğu C Vitamini
Her kış semt pazarlarını, manav raflarını dolduran portakal, greyfurt ve mandalinanın kusursuz birer C vitamini deposu ve etkili birer bağışıklık güçlendirici olduğu artık gayet iyi biliniyor. Yeşil biber, koyu yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, çilek, domates, papaya ve bezelye de C vitamini zengini diğer besinler olarak sıralanabilir.

C vitamininin antibakteriyel ve antienflamatuar olduğu da ortada… Bunun dışında hem enfeksiyona karşı vücudu koruyan bir kalkan görevi üstleniyor hem de cilt bütünlüğünü koruyor. C vitamininin virüs veya bakteriyel enfeksiyonlara karşı bağışıklık hücrelerini koruyan bir antioksidan olduğu ise son yılların buluşu. Yani insan C vitamini alarak sadece bağışıklık sistemini güçlendirmiyor, enfeksiyona yakalanma olasılığını da en aza indirgiyor. Hatta hastayken alınan fazladan C vitamini de iyileşme sürecini hızlandırıyor. Uzmanların bu noktada önemli bir uyarısı da var: “C vitamini takviyeleri yerine C vitamini içeren gıdaları tercih edin çünkü bu gıdalarda, takviyelerin içermediği yararlı bileşikler de var!”

Kışın mutfaktan zencefil eksik olmasın!
Zencefil biyoaktif yani canlı organizmalar, dokular ve hücreler üzerinde etkili olan bir gıda maddesidir. Çünkü kendisi de tıpkı antibiyotikler, enzimler ve vitaminler gibi biyolojik olarak faal durumdadır. Dolayısıyla enfeksiyonları durdurmada son derece etkilidir. Ayrıca E. coli, Candida ve Salmonella da dâhil olmak üzere bazı bakteri türlerinin büyümesini önleyen antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Yapılan araştırmalar, taze zencefilin birçok solunum yolu enfeksiyonundan sorumlu olan sinsityal virüse (HRSV) karşı etkili bir mücadele yürüttüğünü kanıtlamıştır. Zencefil ayrıca hem probiyotik açısından zengindir hem de bulantıyı önleyen bir kök baharattır. Kış aylarında tazesiyle ya da çay haliyle mutlaka elinizin altında bulunması gerekir. 

Sarımsak gibisi yok!
Sarımsaktaki aktif bileşikler, enfeksiyon riskini azaltır. Bu aktif bileşiklerden alisin sayesinde bağışıklık sistemi, soğuk algınlığı ve gribi iyileştirebilir. Alisinin, insanı soğuk algınlığından %63 koruduğu ve hastaları da ortalama 3,5 gün daha erken iyileştirdiği kanıtlanmıştır. Sarımsak özü alan hastalar ise hem %21 daha az hastalık belirtisi göstermiş hem de %58 oranında daha hızlı iyileşmiştir çünkü sarımsak bakteriyel ve viral enfeksiyonlarla mücadele eden güçlü antimikrobiyal ve antiviral özelliklere sahiptir. Kokusu sizi endişelendiriyorsa günde iki-üç kez bir tane karanfille birlikte tüketebilir, etkisini artırmak için de ezip, pişirmeden önce 10 dakika bekleyebilirsiniz.

Üzümsü meyveleri ihmal etmeyin
Sonu “-berry” ile biten ve bizde “üzümsü meyveler” olarak yer alan bazı yemiş türleri de kış aylarında bağışıklığı en fazla destekleyen besinler arasında. Örneğin böğürtlen, frambuaz, yaban mersini, yabani çilek, üvez, Bektaşi üzümü, ahududu, kızılcık, mürver, bu yemişlerden bazıları. Elbette hepsi aynı mevsimde yetişmiyor ve örneğin dut gibilerinin kuru olanı epey makbul. Üzümsü meyveler, Amerikan yerlilerinin soğuk algınlığı gibi enfeksiyonları tedavi etmek için yüzyıllardır kullandığı şifa kaynakları çünkü bu meyveler antimikrobiyal özelliklere sahip ve polifenoller bakımından da hayli zengin. Araştırmalar, üzümsü meyvelerdeki polifenollerinin bünyeyi influenza virüsüne, dolayısıyla gribe karşı koruduğunu gösteriyor. Staphylococcus, E. coli ve Salmonella enfeksiyonlarına karşı da savunma sağlıyorlar. Bağışıklığı artırdıkları da yüksek miktarda c vitamini içerdikleri de biliniyor.

Hindistan cevizi yağının faydası
Hindistan cevizi yağı antimikrobiyal özelliklere sahip bir yağ kategorisi olarak bilinen orta zincirli trigliseridleri (MCT'ler) içeriyor. İçerdiği laurik asit ve monolaurin ise zararlı virüsleri, bakteri ve mantarları öldürüyor. Araştırmalara göre hindistan cevizi yağı mide ülseri, sinüzit, diş boşlukları, gıda zehirlenmesi ve üriner sistem enfeksiyonlarına yol açan bakteri türleriyle de aktif halde mücadele ediyor. İnfluenza ve hepatit C'den sorumlu virüslere karşı da etkili olduğu öne sürülüyor. İnsan sağlığını olumsuz yönde etkileyen candida albicans ile de mücadeleye yardımcı oluyor.

Uzmanların önerisi, yemeklerde tereyağı veya bitkisel yağlar yerine kullanmamız yolunda… Ancak toplum olarak Hindistan cevizi yağına pek aşina olmadığımız için yüksek alımda mide bulantısı veya sulu dışkı sorunuyla karşılaşmamız da mümkün. En ideali ise günde iki yemek kaşığı kadar (30 ml) almak ve bağışıklığı destekleyen avokado, fındık, zeytin ve ketentohumu yağlarına da bünyede yeterli yer ayırmak.

Yüzyılların sağlık dostu meyan kökü
Meyan, Glycyrrhiza glabra bitkisinin kurutulmuş kökünden yapılan bir baharat. Asya ve Avrupa geleneksel tıbbının ayrılmaz bileşenlerinden biri olan meyan kökü, E. coli, Candida albicans ve Staphylococcus aureus da dahil olmak üzere bazı mantar ve bakterilerle savaşıyor. Meyan kökü de grip, gastroenterit ve çocuk felcinden sorumlu virüslere karşı savaşabiliyor. İçerdiği yüksek orandaki şeker nedeniyle, özelikle şeker alımını azaltmak isteyenler için meyankökü çayı olarak tüketilmesi öneriliyor. Çok fazla meyankökü tüketmek ise bazı durumlarda riskli, özellikle yüksek tansiyona sahip olanlar, anormal kalp ritmi bulunanlar ve erken doğum riski taşıyanlar dikkat etmeli…

Yağlı tohumlar, kuruyemişler
Kuruyemişler ve yağlı tohumlar birer vitamin ve mineral deposu, özellikle de selenyum, bakır, E vitamini ve çinko açısından…  Bu vitamin ve mineraller ise bağışıklık sisteminin en önemli destekçileri. Kuruyemiş ve tohumların, içerdikleri lifler bir yana, önemli antioksidan ve sağlıklı yağlar bakımından da zengin olduklarını unutmamak gerekiyor.

Tatlı patatesin içerdiği A vitamini
İşte bir A vitamini zengini sebze: Tatlı patates… Kış aylarıyla ilgili hemen her zaman C vitamini ön planda tutulsa da A vitamini de bu hastalık mevsimi için son derece önemli. Örneğin bir çalışmaya göre, A vitamini eksikliği bulunan çocukların solunum semptomlarına yakalanma olasılığı normal A vitamini düzeyine sahip çocuklarla kıyaslandığı % 35 daha yüksek.