BIST 10.269
DOLAR 32,23
EURO 34,83
ALTIN 2.436,48

Kimmiş Fatih Terim !..

Bu ülkede aleyhine “Paracı… Kabadayı ”şeklinde algı operasyonu yapanlara Çocuk Esirgeme Kurumu’na yaptığı 5 milyonluk bağış ile birilerine öyle bir ders vermiştir ki utançlarından sesleri solukları kesildi...

Fatih Terim sözleşmesi bitmeden işten çıkarıldığı için Türkiye Futbol Federasyonu'na açtığı tazminat davasından kazandığı 5 milyon 180 bin lirayı Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağışladı...

Birileri fena faka bastı…

Söz konusu 5 milyon(trilyon) gibi bir para bağışı!

Bunu yapan bir iş adamı değil  bir spor adamı…

O spor adamının ismi FatihTerim olunca birileri  öyle bir çarpıldılar ki utançlarından sesleri çıkamaz oldu.Hayatlarını fitne fesat üzerine kurduklarını ıspatladılar!..

*

İki önemli yazar Terim'in bağışını yorumlayarak gündeme taşıdı...

Ahmet Hakan  dedi ki!..

“Bu zamana kadar çok eleştirdim Fatih Terim’i...

Fakat izninizle bugün kıyasıya öveceğim kendisini.

Hepimizin üzerinde tepindiği, hepimizin mesele yaptığı, hepimizin “Bu kadar da olmaz” falan dediği...

TFF’den alacağı tazminat konusu vardı ya...

Fatih Terim, işte o tazminatı faiziyle birlikte Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağışlama kararı almış.

Hangi takdir duygusunu belirtsek yetmez, hangi övgü cümlesini kursak kesmez, hangi özrü dilesek kurtarmaz yücelikte bir erdemdir bu.”

Ahmet Hakan böyle yazınca Soner Yalçın  ilginç bir cevap verdi;

O da dedi ki;

“Dün Fatih Terim dava açtığında “Türk Milli Takımına” nasıl dava açar diye aleyhinde hakaret dolu onlarca köşe yazısı yazıldı!
Bugün. Aldığı tazminatı Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağışladığı haberini Odatv'de görünce yazdılar:

“Fatih Terim'e hepimizin özür borcu var!”
Kimse kendi adına konuşmuyor; “özür dilerim” demiyor; herkesi işin işine katıyor.
30 Kasım 2017 tarihinde Fatih Terim'in dava açmakta haklı olduğunu yazdım:
“Kimileri Fatih Terim'e türlü sebeplerle ateş püskürüyor. Kimse dünün hakikatini anımsamak istemiyor! (…) Sözleşme bu kadar açıkken bugün Fatih Terim, aldığı para üzerinden neden hakaretlere maruz kalıyor? Bu sözleşmeye imza koyan TFF yöneticilerine kimse söz etmiyor!”
Bunu yazdığımda uğramadığım hakaret kalmadı. Taraftarlık böyle kör edici; takımına göre adalet dağıtmak istiyorlar! Bu sebeplerle…
Korunaklı yerlerde durup çoğunluğa uyan köşe yazısının tehlikesi yok ülkemizde. Ama. Herkesin hoşuna giden hakikat ortaya çıktığında bu kez farklı yazıyorlar: “Hepimiz özür dilemeliyiz!”

Hadi ya! Bunun adı “yazarlık” oluyor! Fatih Terim hakkında yanıldınız; çıkıp kendi adınıza özür dileyin; “herkesin özür borcu var” ne demek?

Benim yok arkadaş! Kendi adına konuşup-yazsana sen!

Buna cesaretin yok mu?” 

*

Soner Yalçın haksızda değil!..

Herkesin arşivi ortada...

Bu açıdan Soner Yalçın Fatih Terim kompleksi taşıyanlara karşı noktayı öyle güzel koymuş ki!..

Bakın…

Fatih Terim’in yaptığı böylesine büyük bir  bağış birileri için sürpriz olabilir ama benim için asla olmamıştır. Çünkü Fatih Terim’in nasıl bir adam olduğunu yazmak için onu yaşamak ve tanımak gerekir..

1982 yılında Trabzon’da bir Galatasaray maçı öncesi  kendisi ile  tanışmıştım. O gün bugün aradan 37 yıl geçti, bir yazar bir teknik direktör ilişkisinin yanında bir abi-kardeş olarak dostluğumu sürdürdüm…

Hep inandığım güvendiğim bir insan oldu...

Gurur duydum...

İyi ki tanımışım…

Adamlığı...

İnsanlığı…

Yardımseverliği…

Dürüstlüğü…

Çalışkanlığı…

Hırsı…

Dobra oluşu…

Kimseden icazet almayışı…

İdare-i maslahatçı olmayışı…

Mesleğine olan saygısı…

Korkusuzluğu…

Haksızlık karşısında asla susmayışı…

Karşısında kim olursa olsun doğru bildiğini söylemekten ve yapmaktan çekinmeyişi…

Hayatının hiç bir evresinde  hiç bir gün zik-zak çizmeden doğru bildiği yoldan yürümesi...

Türk futbolundaki paslı beyinleri temizleyen enerjisi ...

Şartlara göre bile hiç değişmemiştir...

Göründüğü gibi adam oluşu...

Hiç değişmedi...

37 yıl önce futbolcu olarak  tanıdığım Fatih Terim duruşu neyse, bugün teknik direktör olarak  Fatih Terim duruşu aynı. Tarzı ile Türk futbolunda nesli tükenen adam gerçeğidir Fatih Terim...

*

Sevmeyeni yok mu?

Olmaz mı?

Burası Türkiye!..

Hayal denilenleri başardığınız zaman sevilmezsiniz!..

Kendisini kullandırmadığınız zaman düşmanınız çok olur...

Yazar çizerlere karşı mesafeli olup  oturup sohbet etmezseniz üzerine birde  cevap vermezseniz  aleyhinize  yazı yazmaktan zevk duyarlar.. . 

Onun için sevmezler Fatih Terim’i!..

Sevmedikleri için bu ülkede Fatih Terim duruşu hep konuşulur...

Hiç kimseye minnet borcu yoktur!...

Biri ile yargı önünde hesaplaşacaksa araya birileride girse  hiç geri vites yapmadan sonuna kadar hesaplaşmasını bilen adamdır...

Korkmaz!..

Çünkü veremeyeceği hesap hiç olmamış ki!..

*

Şu bir gerçek ki Fatih Terim Türk futbolunda hem liderliği  özelliği hemde teknik adamlık  başarıları ile  tabuları yıkan adam olmuştur..

Futbol anlayışı, Fiorentina ve Milan gibi kulüplerin teknik direktörlük görevini üstlenmesi, Milli takımdaki başarıları, UEFA Şampiyonluğunu getirmesiı Türk futbolunun ve Türk teknik adamlarının makus talihini yenmesinde bir “MİLAT” olmuştur.

O nedenle ülke futbolunu “Fatih Terim’den önce Fatih Terim’den sonra” diye ikiye ayırmak gerek...

Türk futbolunda  anlayışı değiştirmiştir...

İnsanları belirlenen hedefe yönlendirmek için his dünyalarına hitap edilmesini, başarmanın, insanların kendi elinde olduğunu belirtip moral ve özgüven veren aşılanmasını, küllenmiş hayat enerjisinin aktif hale getirilmesini öğretmiştir...

Hedefe yönlendirilen veya yönlendirilecek insanların önemli olduğunu kendilerine hissettirmeyi, kendisine inananları bir menfaat ve zorluk karşısında yarı yolda bırakmamayı, camiasına, taraftarına, futbolcusuna heyecan vermek ve hedefe koşturmak için gerekirse liderlerin  bile kendini feda edebileceğini göstermiştir... 

Başarılı olunabilmesi noktasında birlik ruhunun canlı tutulması için,  camia ,takım,taraftar, yönetim arasında iletişimin yaygın ve etkin olmasına önem verilmesi gerektiğini, herhangi bir başarısızlıkta dağılmayı önleyen, kazanılan başarılarda da asla “Yeter” denilmemesini öğretmiştir...

Yani Fatih Terim Teknik Direktör olmaktan öte bir  lider olmuştur hep…

Egosu çok yüksek deniyor ya!

Gereksiz insanlar  için hiç  düşürmedi seviyesini…

Ego denen  işte bu!..

Bu ülkede aleyhine “Paracı… Kabadayı ”  şeklinde algı operasyonu yapanlara Çocuk Esirgeme Kurumu’na yaptığı 5 milyonluk(trilyon) bağış  ile öyle bir ders vermiştir ki  böylesine kutsal bir olayda  reklamım olur diye tek bir kelime dahi etmeyerek hepsini utandırmıştır...

Bu mu egosu yüksek adam!

Hadi oradan.. 

Bugüne kadar  sessiz bir şekilde yardıma muhtaç insanlara nasıl destek olduğunu,  nasıl iyilikler yaptığı anlatılsa duygu yüklü bir roman olur!..

Dedim ya Fatih Terim'i yazmak için  iyi tanımak gerek!..

'Kabadayı' deniyorsa!..

Doğrudur şartlar gerektirdiğinde haklı olduğu her olayda kabadayı olmuştur!..

Çünkü sırca köşklerden değil sokaklardan gelmiştir...

Tarihin en önemli felsefecilerinden Friedrich Nietzsche’nin çok güzel bir sözü vardır. Der ki; 

“Yiğitlik; en büyük korkunun ve en büyük ümidinin üstüne üstüne gitmektir”

İşte Fatih Terim budur arkadaş!..

Üstüne üstüne gider!..