BIST 10.046
DOLAR 32,40
EURO 34,58
ALTIN 2.388,38
HABER /  GÜNCEL

KCK'lı Duran Kalkan'dan Demirtaş'a çok sert çıkış

KCK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, Demirtaş'ın 'silah bırakma çağrısı için "HDP siyasette başarılı olamadı. Kendileri neyi başardılar da çağrı yapıyorlar" dedi. Kalkan, erken seçimde halkın 7 Haziran'daki gibi tekrar ve ilgiyle sandık başına gitmeye

Abone ol

KCK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan HDP'ye ve özellikle PKK'ya 'amasız' silah bırakma çağrısı yapan selahattin Demirtaş'a çok sert sözlerle çıkıştı.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın MYK öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, "PKK amasız silah bırakmalı" çağrısıyla ilgili sorulan soruya "Kandil'den gelen cevap bizim çağrımızla gelmedi, o iki gün önce yapılan röportajdı" demesinin üzerine, Med Nuçe adlı kanala telefon bağlantısıyla röportaj veren Kalkan "Bazı siyasetçiler bize çağrı yapıyor, "kayıtsız şartsız mücadeleyi bırakın, teslim olun" diye. Nereye teslim olacağız? Siz ne yaptınız ki, bize çağrı yapıyorsunuz? Siyaset kurumu işledi, sorunları çözdü de PKK engel mi oldu? " dedi.

"HDP SİYASETTE YETERİNCE BAŞARILI OLAMADI"

Kalkan, "HDP siyasette yeterince yaratıcı ve başarılı olamadı. Başkalarına çağrı yapıyorlar, ama kendileri neyi başardılar da çağrı yapıyorlar! Biraz gerçekçi olmaları lazım." Demirtaş'ın çağrısına yanıt verdi.

KALKAN'DAN PKK'YA ÇAĞRI: KARAKOLDA DURAN ASKRLERE SALDIRMAYIN

Kalkan, PKK'ya da çağrıda bulundu ve "Operasyona çıkmayan, vatanı korumak adına sınırda, karakolunda duran askerlere dönük saldırı yapmamalılar." dedi.

Duran Kalkan PKK'ya da "HPG-YJA STAR güçlerine şu çağrıyı yapıyorum. Kesinlikle operasyona çıkmayan, gerillaya ve halka saldırmayan, siyasi yönetimle ilgilenmeyen, vatanı korumak adına sınırda, karakolunda duran askerlere dönük saldırı yapmamalılar. Bu bizim görüşümüze uygun değildir. Bu savaşa katılmayanlara karşı eylem yapılmamalıdır. Sivil halka kesinlikle zarar verici hiçbir uygulamada herhangi bir gerilla gücü bulunmamalıdır. Yapanlar olursa biz bunu suç sayarız ve yargılarız." diyerek seslendi.

duran-kalkan-kopya.jpg 

"AİLELER ÇOCUKLARINI ASKERE GÖNDERMESİN"

Askeri ve diğer güçlere de şu çağrıda bulundu: "AKP'nin savaş oyununa katılmasınlar. Gerilla da misillemelerini suçlulara dönük yapmalıdır. Savaşa katılmayanlara dönük kesinlikle şiddet kullanılmamalıdır. Ama bunun karşılığında Türkiye'nin demokratik güçleri, aydınları, yazarları da özellikle asker anneleri, aileleri de bu durum düzelmezse çocuklarını askere göndermesinler."

HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "PKK amasız silah bırakmalı" sözlerine de cevap veren Kalkan HDP'ye de CHP'ye eleştirilerde bulundu. Kalkan, "Diyelim, biz halklar olarak, Türkiye toplumu olarak temsilcilerimizi seçtik ve Ankara'ya gönderdik ki, sorunları çözsün diye. Gelinen nokta nedir, "Biz yapamıyoruz, yeni meclis seçilecek." Hiç kimse sorumluluk üstlenmedi, bu 550 kişi yapamadı, yeni bir 550 kişi mi gelecek. Belki hepsi yeniden gelecek. O zaman nasıl yapacaklar. Bunun hiçbir inandırıcılığı yoktur. Ortaya çıkan sonuç şudur, siyaset kurumu iflas etmiştir. Bu meclis bir hükümet bile kuramadı. 7 Haziran'da seçilenler tarihi vebal altındalar. Halkın iradesi diye gösterilen meclisi iflasa götürdüler. Bu meclis sorun çözemez, hükümet kuramaz, ama sadece PKK'ya karşı savaş kararı alır. PKK'ya karşı savaş tezkeresini sundular, 7 Haziran'da seçilen meclis sadece bu kararı alacak.

"SİZ NE YAPTINIZ Kİ BİZE ÇAĞRI YAPIYORSUNUZ"

Buna rağmen bazı siyasetçiler bize çağrı yapıyor, "kayıtsız şartsız mücadeleyi bırakın, teslim olun" diye. Nereye teslim olacağız? Siz ne yaptınız ki, bize çağrı yapıyorsunuz? Siyaset kurumu işledi, sorunları çözdü de PKK engel mi oldu? Demokratik çözüm iradesini PKK tanımadı mı? Tam tersine biz hareket olarak yalvar yakar ettik, herkesi buna yönlendirmeye çalıştık. Önder Apo ve halk üzerindeki baskıya rağmen, seçimlerdeki hileye rağmen yine de bunda ısrar ettik ki, bunlar Türkiye toplumun yararınadır.

Şimdi, "yeni seçim olacak, o seçimden yeni irade çıkacak" deniliyor. Peki 7 Haziran'daki seçim değil miydi? Niye o iradeye saygı duyulmadı? Niye o irade işletilmedi? Yeni iradeye saygı duyulacağı, onun işletileceğini kim biliyor?" dedi.

"HDP NEYİ BAŞARDI Kİ ÇAĞRI YAPIYOR"

Özellikle HDP'ye yönelik sert sözlerini sürdüren Kalkan, "HDP siyasette yeterince yaratıcı ve başarılı olamadı. Başkalarına çağrı yapıyorlar, ama kendileri neyi başardılar da çağrı yapıyorlar! Biraz gerçekçi olmaları lazım. Halkların, Kürt halkının temsilciliğini iyi yapmaları gerekli. Meclisi niye işletemediler, bunun üzerinde yoğunlaşmalılar. En azından şimdi Kürdistan'daki gelişmeleri Türkiye toplumuna, dünya kamuoyuna daha iyi anlatabilmeliler. Kendi işleriyle, meclis işleriyle uğraşsalardı ve çözüm getirselerdi, savaş yerine demokratik siyaset temelinde olurdu. Bu temelde çalışmalarında ısrar etmeliler. Merkezi siyaseti faşist, milliyetçi düşüncelerden kurtararak demokratik temelde işletmek için çaba harcamalılar." dedi.

ERKEN SEÇİM KEHANETİ

Kalkan, ayrıca, Adil Bayram mahlasıyla Özgür Gündem’de yazdığı bugünkü yazısında, erken seçime ilişkin, halkın 7 Haziran seçimlerindeki gibi ilgiyle yaklaşmayacağını, sandığa gitmeyeceğini iddia etti.

Kalkan, "Şimdi yeni bir seçim için halktan oy istenecektir. Peki halk sormaz mı, 7 Haziran’da verdiğimiz oyların sonuçlarını ne yaptınız diye? Bu durumda halkın tıpkı 7 Haziran’daki gibi tekrar ve ilgiyle sandık başına gideceği mi sanılmaktadır?" dedi.

"DEMOKRATİK ÖZERKLİĞİ GELİŞTİRME DÖNEMİ..."

Duran Kalkan, Güneydoğu'da öz yönetim ilan eden eş başkanlar tutuklanırken "Dönem demokratik ulusu inşa etme ve demokratik özerkliği geliştirme dönemidir. İçinden geçtiğimiz dönem demokratik özerklik devrimini geliştirme ve bunun için direnme zamanıdır. Yaşadığımız sorunları çözecek ve barışı getirecek olan sadece budur" görüşünü dile getirdi.

duran-kalkan-kopya-2.20150825115348.jpg

İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:

(...)

Şu açık bir gerçek: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 8 Haziran’dan itibaren yeni bir seçime karar vermiş bulunuyor. Kendisinin deyimiyle “Tekrar seçimin” 1 Kasım’da yapılmasına karar vermiş olduğu anlaşılıyor. Dolayısıyla Ahmet Davutoğlu’na “Hükümet kur” görevi değil, “Hükümet kurma” görevi vermiş olduğu ortaya çıkıyor.

"ERDOĞAN 7 HAZİRAN SEÇİM SONUÇLARINI TEK BAŞINA HİÇE SAYMAKTADIR"

Peki bütün bunlar niçin oluyor? 7 Haziran seçim sonuçları Tayyip Erdoğan’ın istediği ve planladığı gibi gerçekleşmediği için! AKP’yi tek başına iktidara getirmediği ve Tayyip Erdoğan’ın on yıllık cumhurbaşkanlığını ve de başkanlığını garantilemediği için!

(...)

Besbelli ki böyle bir seçim yapılmayacak. Zaten seçimi gündemleştirenin amacı da demokratik ve adil bir seçimin olmaması. Çünkü çatışmasızlık ortamında yapılan seçimde belli ki fazla hile yapamadı ve sonuçta seçimi kaybetti. Şimdi savaş ortamında aslında seçim değil, Tayyip Erdoğan’ın istediği dört yüz milletvekilinin AKP’ye verildiği bir senaryo yaşanacak.

"MEVCUT SAVAŞ ORTAMINDA GERÇEK BİR SEÇİM YAPILMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Dolayısıyla mevcut savaş ortamında gerçek bir seçim yapılması mümkün değildir. Tayyip Erdoğan yeni bir oyun oynamaktadır ki, başta HDP ve CHP olmak üzere tüm demokratik güçler bu gerçeği görmelidir. Hiç kimse AKP iktidarının asma yaprağı olmak zorunda değildir. Ortada Tayyip Erdoğan’ın kulu olmaktan öte bir AKP varlığının olmadığı iyice açığa çıkmıştır. Tayyip Erdoğan’ın ise kişisel çıkarları ve ihtirasları uğruna yapmayacağı hiçbir şey yoktur. MHP bu süreçte izlediği kaos ve savaş politikasıyla Tayyip Erdoğan’ın elini güçlendiren bir rol oynamıştır. Şimdi de tarihi faşist karakterine uygun olarak “Askeri yönetim”, yani yeni darbe çağrıları yapmaktadır.

"CHP VE HDP ERDOĞAN VE MHP'Yİ ETKİSİZ KILABİLECEK VARLIK GÖSTEREMEMİŞTİR"

Ne yazık ki, CHP ve HDP birlikte veya tek tek olarak Tayyip Erdoğan’ı ve MHP’yi etkisiz kılabilecek ve 7 Haziran seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı siyaset kurumunu işletecek bir varlık ve etkinlik gösterememiştir. Bunda zayıflıkları kadar yaratıcı demokratik siyaset geliştirememeleri de rol oynamıştır. Dahası hemen seçim ardından gösterdikleri hatalı tutum da etkili olmuştur.

"HALK SORMAZ MI..."

Sonuçta 7 Haziran seçiminin ortaya çıkardığı siyasi irade işletilememiş ve adeta çöpe atılmıştır. Şimdi yeni bir seçim için halktan oy istenecektir. Peki halk sormaz mı, 7 Haziran’da verdiğimiz oyların sonuçlarını ne yaptınız diye? Bu durumda halkın tıpkı 7 Haziran’daki gibi tekrar ve ilgiyle sandık başına gideceği mi sanılmaktadır?

"SADECE HÜKÜMET KURULAMAMIŞ DEĞİLDİR..."

Dolayısıyla yapılanların siyasal sonuçları doğru okunmalıdır. 7 Haziran’dan sonra sadece hükümet kurulamamış değildir, aynı zamanda siyaset kurumu aşırı derecede yıpratılarak adeta iflas ettirilmiştir. Toplumun Ankara’daki meclise olan güveni ciddi bir biçimde kırılmıştır. Bu durum kasaba ve kentlerde meclis kuran Kürtleri haklı çıkarmıştır. Öyle ya, mademki Ankara’daki meclis bir hükümet bile kuramıyor ve sorunları çözemiyorsa, o halde halkın kendi köyünde, mahallesinde, kasabasında ve kentinde yerel meclislerini örgütleyip sorunlarını bu temelde çözme arayışından daha doğal ve demokratik ne olabilir?

"BARIŞI GETİRECEK OLAN SADECE BUDUR"

7 Haziran seçim sonuçları işlemedi, o halde yeni seçim gelsin denemez. İşlemeyen 7 Haziran seçim sonuçları değil, tekçi ve diktatöryal ulus-devlet sistemidir. O halde bunun aşılması ve toplumun özgürce yaşamını sağlayacak demokratik ulus sisteminin geliştirilmesi zorunludur. Demek ki içinde bulunduğumuz dönem, çökmüş ulus-devlet diktatörlüğünü yeni seçimlerle onarmaya çalışma zamanı değildir. Dönem demokratik ulusu inşa etme ve demokratik özerkliği geliştirme dönemidir. İçinden geçtiğimiz dönem demokratik özerklik devrimini geliştirme ve bunun için direnme zamanıdır. Yaşadığımız sorunları çözecek ve barışı getirecek olan sadece budur.