BIST 10.969
DOLAR 32,19
EURO 34,97
ALTIN 2.515,27
HABER /  GÜNCEL  /  EĞİTİM

Karatay Üniversitesi AK Partili vekilin mi?

Akademisyen Hasan Mor, Konya Karatay Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yaşananlara isyan etti.

Abone ol

Mor; “Karatay Üniversitesi AK Parti milletvekili Hüseyin Üzülmez’in özel mülkü mü” sorusunu yöneltti.

Öğretim Üyesi Hasan MOR’un sosyal paylaşım sitelerinde paylaştığı yazısı.
KARA BULUTLAR ALTINDA KARATAY ÜNİVERSİTESİ

Bu ülkede zaten üniversiteler evrensel anlamda “üniversite” kriterleri bakımından esasen bir levhadan ibaret… Eh “çala çala bir havaya girecektir zahir” diye avunabileceğimiz bir zemin bile ısrarla tahrip edilmektedir… Sonradan görme “Anadolu Çocukları” bir güç ya da güç potansiyeli edinmeye görsünler… Fecaat ve felaket bizi bekliyor demektir…

Cumhuriyet döneminde çok kısa bir süre öncesine kadar Kemalist Merkezi Elit ve bunların çevre uzantıları ülkeyi topyekûn kendilerine tabi bir nüfuz alanı haline getirmişti. Bu totaliter despotik kıskaçlarına ideolojik kılıflar da getirmekteydiler… Atatürk’ün mirası, çağdaş Türkiye’yi kurma, irtica ile mücadele gibi kalkan ve soslarla bu işi götürmekteydiler… Ama kahir ekseriyeti için bu “ideolojik misyon” sırf bir kılıf ve kalkandan ibaretti. Esas amaç iktidar yani güç, statü ve zenginlikti… Bu “düzeni” maharetle inşa edip uzun süre devam ettirebildiler… Global çevre ve/veya Türk iç sisteminde gelişen yeni dinamikler bu paradigmanın sonunu getirdi. Artık çoğulcu demokrasi kimsenin açıktan karşı çıkamayacağı ya da teslim olmuş görünmesi gerekeni bir paradigma olarak sürüme girmişti…

Soğuk Savaş Sonrası dönemin bu yeni paradigması ülkede üç çeyrek asırdır cari iktidar ve güç yapılanmasının sözde Merkezi Kemalist Elitini tasfiye etti… “Oh bee, ülkemiz artık çoğulcu demokratik bir sisteme geçiyor” diye bir umuda kapılmışken, valla hevesimiz kursağımızda kalacağa benzer… Zira sözde Kemalist Merkezi Elit kamuflajındaki ülkenin kaderine musallat olmuş çok yönlü “çete” tasfiye edilirken; açık, çoğulcu demokratik bir sistem yerine, başka bir “çete” ikame edildi… Bu yeni totaliter güç ve iktidar eliti, en genel anlamda “Anadolu Çocukları” olarak tanımlayabileceğimiz, daha önceki dönemin mağduru, muhafazakar, Müslüman, İslamcı, cemaatçi gruplardan oluşmaktadır…

Bu yeni güç ve iktidar koalisyonu “çete”, her yönüyle eski “çeteyi” aratacak kıvamda… Bunlar ilke, değer, hukuk, insaf, irfan gibi hiçbir norm ile kendilerini bağlamayan, sınırsız ve tatminsiz bir iktidar ve güç, yani statü ve zenginlik hırsı ile hareket eden sınır tanımaz bir “sonradan görme güruh” durumundalar… Bu güruh bugün Türkiye’de hemen hemen her alana hakim olmaya başladı… Bu ülke için büyük bir talihsizlik… Elbette ortalama ülke insanı bakımından da sonu gelmez hazin bir fasit daire, çıkmaz ve acıklı hikaye…

Konya Ticaret Odası-Karatay Üniversitesi Hukuk Fakültesinde yaş
anmakta olanlar bu söylenilenlere somut ve güncel bir örnek teşkil etmektedir.
Bu üniversite Konya Ticaret Odası fonları ile finanse edilerek kurulup faaliyete geçmiştir. O zamanlar Ticaret Odası başkanı olan Hüseyin Üzülmez muhtelif Saiklerle bu girişimde bulunmuştur. Ama ufuk ve birikim olarak bir akademik müesseseyi inşa edip yürütmekle ilgili olarak son derece mütevazi kabiliyetlere sahip olan bu kişi ne yazık ki şu an itibariyle Karatay Üniversitesi’ni daha tam olarak doğmadan boğma noktasına getirmiş bulunuyor…
Kendisi milletvekili seçilmiştir; ama üniversiteyi sanki bir özel mülkü, ya da ticari işletmesi gibi görmüş ve atadığı maşalarla üniversiteyi sım sıkı kontrolü altında tutmak istemektedir… Tabi kendisinin, üniversite ile ilgili ne bir ufku, ne bir birikimi, ne bir fikri vardır. Kendisi bir üniversiteye en küçük dahi herhangi bir katkıda bulunabilecek donanıma sahip değildir… Üniversite diye bir derdi de yoktur… Apayrı saiklerle bu işe girişmiştir. Üniversite tamamen çökse bile kendisi bundan en ufak bir maddi veya manevi zarar görmeyecektir. Tek kaybı “potansiyel getirilerden mahrum olma” raddesindedir.
Konyalılar, esnafıyla, odasıyla, basınıyla, akademisyeniyle, partilisiyle, siyasetçisiyle, milletvekiliyle şu soruları sorup aldıkları cevaplarla mütenasip tavırlar geliştirmek durumundadırlar:
1. İnsafla ve vicdanla ele alınırsa, Hüseyin Üzülmez üniversite kavramına ne kadar yakın birisidir?
2. Hüseyin Üzülmez, objektif olarak bir üniversiteye herhangi bir katkıda bulunabilecek ufuk ve birikime sahip midir?
3. Hüseyin Üzülmez’in, milletvekili olmasına rağmen hiçbir vizyon ve ufku olmayan tek özelliği Üzülmez’e kör bir sadakatle bağlı olmak olan ve her ortamda da bunu dile getirmekten uzak durmayan bir şahıs ile üniversiteyi yönetip kontrol altında tutmaya çalışması doğru mudur? Bu emanetçilerin akademik etik, ilke, hassasiyet, gelenek, nezaket ve teamülleri tahrip etmesi mukadder değil midir?
4. Bu üniversite, vakıf malı değil midir? Konyalı 25 bin kadar esnaf ve şirketin aidatları ile kurulmamış mıdır?
5. Bir vakıf malını, yani milletin malını yetkin ve yeterli olmayan bir şahsın heva ve hevesine tevdi etmek çok ciddi bir sorumluk değil midir?
6. Üniversitenin bir tek kişinin, hele hele açıkça yetkin ve yeterli olmayan birisinin keyfiliğine terkedilmesi bu kurumun sonunu getirmeyecek midir?
7. Bu suretle vakıf malı, Konya’nın ve en nihayetinde de ülkenin birikimleri, milli serveti heba edilmeyecek midir?
8. Böyle bir ihmal ve aymazlık ciddi bir mesuliyet değil midir?
9. Her düzeyde Konyalının seçtiği temsilcilerin bu duruma kayıtsız kalmama sorumlukları yok mudur?
10. Bu utanç ve üzüntü verici tükenişe seyirci kalmak her düzey ve statüde insanların vicdanlarını kanatmamakta mıdır?
BU DURUM TÜRK AKADEMİ DÜNYASI, TİCARET ODASI, KONYA , KONYALI , ÜLKE VE MİLLETE REVA MIDIR???