BIST 9.722
DOLAR 32,52
EURO 34,80
ALTIN 2.430,64
HABER /  GÜNCEL  /  YEREL

İlk şehit öğretmenin oğlu: Ben babamın varlığını hiç yaşayamadım

Demirören Haber Ajansı
Demirören Haber Ajansı

TUNCELİ’nin Mazgirt ilçesinde, 32 yıl önce PKK’lı teröristlerce şehit edilen öğretmen Mustafa Çağlar’ın Kütahya'da oturan ailesi, acıyı hala ilk günkü gibi yaşadıklarını söyledi. Teröristlerin şehit ettiği ilk öğretmen olan Mustafa Çağlar'ın oğlu Murat Çağlar, "Ben babamın varlığını hiç yaşayamadım, ben 11 aylıktım ve baba nedir hiç bilemedim" dedi.

Abone ol

Tavşanlı ilçesinde yaşayan Murat Çağlar, 1988 yılında teröristler tarafından Tunceli’nin Mazgirt ilçesine bağlı Akdöven köyünde 23 Nisan kutlamaları öncesi şehit edilen babası Mustafa Çağlar ve annesinin o gece yaşadıklarını DHA’ya anlattı. Babasının teröristler tarafından evinden alınarak görev yaptığı okulda şehit edildiğini ifade eden Çağlar, onun adını, kendi oğluna vererek yaşattığını söyledi.

Kendisi 11 aylıkken babasının şehit edildiğini, o güne dair yaşananları ise büyüdükçe öğrendiğini ifade eden Murat Çağlar, şunları anlattı:

"1988 yılında, ben 11 aylıkken babam şehit oldu. Ben 1987 doğumluyum. Olayı sadece büyüklerimin anlattığı kadarıyla biliyorum. Tabii, o zamanın acılı anlarını tam teferruatlarıyla dinlemek zor oluyor. Çünkü o anıları tekrar tazelemiş oluyoruz. O yüzden duyduklarımı biliyorum. 23 Nisan 1988’de o zamanın valisi babamları uyarıyor. ‘Burada durmayın, terör olayları artmaya başladı. Sizin de canınız tehlikede, burada durmamanızda fayda var’ diye. Fakat babamlar hangi sebepten ötürü olduklarını bilmiyorum ama yine bir amirleri tarafından ‘23 Nisan’ı kutlayın, daha sonra gidin’ talimatı aldıkları söyleniyor. Babamı zorla okula götürüyorlar. Okulda o sırada yanında annem var, ben ise o sıra 11 aylığım fakat yanlarında değilim. Beni babaanneme emanet edip gidiyorlar. Babam daha yeni görevine başlamış bir öğretmen. Okulda da diğer öğretmeni ve babamı şehit ediyorlar."

"Anneme kimse yardım etmemiş"

Annesinin o gece yaşadığı korku dolu anları da aktaran Çağlar, "Annem o gece için evde kaldığını, babamın uzun süre gelmemesinden dolayı okula aramaya gitmiş. Okula bakıyor fakat babamı göremiyor. Sabahleyin de kolluk kuvvetleri geldikten sonra da olayın aydınlanmaya başladığını, babamın da yine aynı yerde vurularak şehit olduğunu, fakat göremediğini söylemişlerdi. Sonrasında da büyüklerimize haber veriyorlar. Büyüklerimiz de almaya gidiyor. İnsan su misali kabına, ortamına girdiği zaman uyum sağlamaya çalışıyor. Ben babamın varlığını hiç yaşayamadım. 11 aylıktım ve baba nedir hiç bilemedim. Allah razı olsun, dedem ve amcam hiçbir zaman babamın yokluğunu hissettirmediler. Hep yanımdaydılar ve ilgilendiler. Babamın varlığını hisseden annem, dedem, babaannem, amcam. Onlar hep acısını taze tutuyorlar. Hele ki sevilen ve aranan insan olursa. Acılar hiçbir zaman kapanmıyor. Annemin, ne zaman konusu geçse, gözlerinin buğulandığını, sözlerinin düğümlendiği hissediliyor. Babamın varlığını yaşatmak ve adını sürdürmek için oğluma Mustafa adını koydum. Yanına da bir isim ekledik, Mustafa Talha. Acılarımız hep taze. Sönmedi, sönmez de" diye konuştu.