BIST 9.525
DOLAR 32,52
EURO 34,75
ALTIN 2.494,80
HABER /  GÜNCEL

Ilıcak ile Arslan'ın 'The Cemaat' atışması!

CNN Türk'te Medya Mahallesi'nin bugünkü konuğu izleyicilerin kavga beklentisini güçlendiren bir isim, Sabah yazarı Nazlı Ilıcak'tı.

Abone ol

GAZETECİLER.COM (ÖZEL) CNN Türk'te Medya Mahallesi'nin bugünkü konuğu izleyicilerin kavga beklentisini güçlendiren bir isim, Sabah yazarı Nazlı Ilıcak'tı.

Ayşenur Arslan'ın hazırlayıp sunduğu program, iki deneyimli kadın gazetecinin gerilimli ancak oldukça neşeli görünen bir şekilde başladı. Program boyunca gerilim zaman zaman arttı ama Nazlı Ilıcak da, Ayşenur Arslan da yaptıkları espriler ile tansiyonu düşük tutmayı başardılar.

MİT - Yargı kavgasının aslında Cemaat-Hükümet kavgası olup olmadığı sorusu programın temel sorusu oldu.
 
Nazlı Ilıcak, "Ben savcının sırf meydan okuma adına bunu yaptığına inanmıyorum. Bunun arkasında Cemaat  olduğuna inanıyorsan, bu hükümete Cemaatin meydan okumasıdır dersin." dedi ve program karşılıklı soru cevaplar ile devam etti.

İşte Ayşenur Arslan ve  konuğu Nazlı Ilıcak'ın program boyunca karşılıklı konuşmaları...

YALÇIN AKDOĞAN BİLE YAZIYOR GERİLİM YOK MU YANİ?

Ayşenur Arslan:
Ben inanıyorum Cemaatin böyle bir şey yaptığına. Ama benim inancımı bırakalım. Yalçın Akdoğan, Başbakan'ın siyasi danışmanı. Yeni Şafak gazetesine yazdı. Yeni Şafak manşete çekti bu yazıyı. Bugün de AK Parti genel başkan yardımcısı Hüseyin Çelik söylüyor. Bu tartışmalar  hukuki zeminden, yasal zeminden, kar zarar zemininden çok rahatsızlık olarak konuşuluyor.

 Yalçın Akdoğan cemaate bizi tuzağa düşürmesinler diyorsa, gerçekten bir şey yok denilebilir  mi?

Nazlı Ilıcak: Her konu gündeme geldiğinde kolay bir şekilde izah etmek için cemaat var deniliyor.  Güvenlikçi politikaları Cemaat savunuyor deniyor. Halbuki bu politika Erdoğan'ın politikası.

Ayşenur Arslan: Kusura bakma da medyada cemaat-hükümet kavgası var diyenler ne kadar güçlü ki Yalçın Akdoğan çıkıp onlara cevap veriyor?

Nazlı Ilıcak: Sen muhalefetin gücünü küçümseme. O kadar kılcal damarlara kadar yayılıyor ki iddialar. 
Dediğim gibi açılım yapmayan hükümet, halbuki cemaat ana dilde eğitim bile diyor. Polisi  yargıyı cemaate, mit'i hükümete yakın görmek yanlış.  Cemaatçi olduğum için değil ama iktidar yandaşı gibi görünmediğim için eleştiriyorum. AK Partiye oy veriyorum ben de Cemaat de teşvik ediyor. Müşterek hedefler var. Ama Cemaat  siyasete kilitlenmiş durumda değil. Onlar bırakın herkes hesap versin düşüncesinde. Ben  özel yetkili mahkemeleri destekliyorum. Polisi de destekliyorum. Kamu İhale Kurumuna yapılan operasyonu destekliyorum.

Ayşenur Arslan: Polisin operasyonu doğrudur  tamam ama Hanefi Avcı'nın kitabında Cemaatçi denilen tüm  polislerin görevinden alınıp merkeze çekilmesi. Nedim Şener ve Ahmet Şık olayında emniyetin  içindeki iki kanattan biri olduğu ileri sürülen Ali Fuat Yılmazer'in görevden alınması üzerine durup "bir dakika ya neler oluyor?" demez mi insan?

Nazlı Ilıcak: Onları belgeler sızdırılıyor diye aldı görevden hükümet. Ahmet Şık ve Nedim Şener'in kitap meselesine gelince. Nedim Şener Ali Fuat Yılmazer'in Fethullahçı olduğunu ve Dink  cinayetinde Fethullahçı bir tertip olduğunu ileri sürüyor. Halbuki o dönemde İstanbul Emniyet İstihbaratı Dink cinayeti ile ilgili gelen bilgileri araştırmamış. Cinayetten sonra da araştırdım diye  yalan belgeler vermişler. Yani görevden alınması Fethullahçı komplo değil yalan  belgeden. 



SEN DE KİTABINI BİRİNİ SAVUNMAK İÇİN Mİ YAZDIN?

Ayşenur Arslan: Böyle detaylara girince bu porgram bitmez. Hakan Fidan için soruşturma kalkanı gerekiyor  denirken, Ramazan Akyürek için söylenenler kaale alınmadı.

Nazlı Ilıcak: Bunlar hep yanlış bilgiler. Başbakanlık Teftiş Kurulu harekete geçti. Mülkiye Müfettişleri  ön inceleme yaptı. Ramazan Akyürek'i onlar da suçlu buldu. Görevden alındı. Danıştay onu görevine iade etti. İdari soruşturma yapıldı yani. Adli soruşturma devam ediyor. Gizlilik var. Ön izin yok adli soruşturma için. Ramazan Akyürek'i göreceğiz soruşturma sonucunda.
Ayrıca ben esas sorumlunun İstanbul polisi olduğunu düşünüyorum.

Ayşenur Arslan:
Son olayda uzaklaştırılanların Fehtullahçı olduğu her yerde konuşuluyor. Ben polis  muhabirliği  yapmadım. Cemaat ve hükümeti de aşan bir güç savaşı olduğu söylenebilir. Ama Nedim Şener böyle bir kitap yazdığı için içeride. Birilerini suçladığı söyleniyor  iddianamede. Sorayım arkandan konuşuyor olmayayım. "Her Taşın Altında The Cemaat mi var?" isimli kitabı sen Ali Fuat Yılmazer'i savunmak için mi yazdın?


ETYEN MAHÇUPYAN AYIP EDİYOR

Nazlı Ilıcak:
Nedim Şener bu nedenle tutuklanmadı. Şener bir komployla içeri girdi diyorsun eğer öyle olsa çoktan çıkardı çünkü görevden alınalı çok oldu. Benim söylediğim her söylenenin ardından Fethullahçılar var demek doğru değil. Tıpkı Hrant'ın öldürlmesini hükümeti eleştirenlerin kalkan olarak kullanması gibi. Hrant'ın en yakını Etyen Mahçupyan da söylüyor bunu.


Ayşenur Arslan:  O konuya girmeyelim lütfen. Mahçupyan bu konuda ayıp ediyor. Ece Temelkuran için söyledikleriyle ayıp ediyor.

Nazlı Ilıcak: Ben Temelkuran'ı eleştirmek filan istemiyorum şu an. Dediğim şu yaşadığı zaman sahip çıkmayanlar, hükümeti zorlamak için kullanıyorlar Dink Cinayetini.

Ayşenur Arslan: Hükümet aleyhtarı olabilirim.

Nazlı Ilıcak: En temel hakkın.

Ayşenur Arslan: Dink cinayetinde olan biteni de eleştirebilirim.

Nazlı Ilıcak: O da hakkın.

Ayşenur Arslan: Hrant'ı da tanır ve yaşarken de yanındaydım, Ece Temelkuran da öyleydi. Mahçupyan'a sen hükümeti savunmuştun şimdi Dink'i savunamazsın diyebilir miyim? Böyle bir şey olabilir mi?

Nazlı Ilıcak: Ama Ece Temelkuran, Dink cinayetini hükümetle ilişkilendiriyor ve kendi işten çıkartılmasında hükümeti suçlu buluyor.

Ayşenur Arslan: Kimse kusura bakmasın ama Etyen Mahçupyan'da hükümeti eleştirenleri suçlamak için Dink cinayetini kullanıyor.

Nazlı Ilıcak: Sen Etyen Mahçupyan'ı çağır bir programına. Entelektüel bir isim kendisi...

Ayşenur Arslan: Bir sorum var, onu da sormamak için çağırmıyorum kendisini.

CEMAATİN PARASINDA GÖZÜN MÜ VAR?

Ayşenur Arslan: Yıldıray Oğur yazdı. Ben değil o diyor ki "Neredeyse memleketin köşe yazarları- kanaat önderleri cemaatin okul gezileriyle dünya turu yaptılar, ömründe bir kez Abant Platformu toplantısına katılmayana kız verilmiyor, her apartmanda bir Zaman abonesi, her sınıfta bir şakirt var, en az 30 yıldır Anadolu’dan üniversiteye giden üç kişiden biri cemaatin okullarından dershanelerinden mezun, Anadolu’nun eşrafı, en önde gelen esnafları, sanayicileri cemaatin bağışçısı, hâlihazırda sadece Türkiye’de yüzlerce okulunda, binlerce dershanesinde onbinlerce öğrenci okuyor, gazetesi 900 bin satıyor." Ben devam edeyim bankalar var, televizyonlar var. Abant Toplantıları, bağışlar... Müthiş bir yapı var.

Nazlı Ilıcak: Gözün mü var yani?

Ayşenur Arslan: Gözüm olursa tanıdık bir kaç arkadaşım var telefon ederim onlara... Böyle bir yapının bir dayanışma tpluluğu olduğuna ikna edin beni?

Nazlı Ilıcak: Burada amaç altın nesil yetiştirmek. Dindar olduğun için önün kesilmeyecek. Dindar olduğun için daha ahlaklı davranabilirsin çünkü. Bu Altın Nesil o kadar da korkulacak bir şey değil. Genel liselerin binde biri ancak. Yurtdışında da islama ters bakmayan, Türkiye'ye ters bakmayan insanlar yetiştiriyorsun. İşadamlarına yurt dışına açılmaları için lojistik destek veriyorsun. Öğretmenler, doktorlar var dünyaya açılmış. Burada korkulacak bir şey yok. Çünkü cemaat korkulacak bir şey değil.

BİR KADIN OLARAK BUNLARI NASIL SÖYLERSİN

Ayşenur Arslan: Bir kadın olarak bunları söylüyor olman çok şaşırtıcı.

Nazlı Ilıcak: Kadınım, evet. Söylüyorum.

Ayşenur Arslan: Gülen'in kendi hayatını anlattığı kitaplarda davar. İki kadının şahitliğinin bir erkeğe eşit görülmesi hakkında kadınlar şevkatlidirler diyor, ya da mirasta yarım pay vermesi savunuyor... Bunlarda bir kadın nasıl korkulacak bir yan görmez?

SEN ENDİŞELERİNİ SÜRDÜR... TANIMAYAN KORKAR

Nazlı Ilıcak:
Bunlar bir din aliminin Kur'an-ı Kerim referanslı izahları. Ama bu ilkeleri Türkiye Cumhuriyet'ine temel yapmak için harekete geçen bir siyasi güç değil Cemaat


Ayşenur Arslan: Böyle bir güç nasıl siyasetten uzak olur?

Nazlı Ilıcak: Siyasi değil sosyal bir yapı çünkü. Kendisi bir din alimi olarak güzel fikirler aşılayan, şahsi haz almak için de değil, Allah için yapılacak her şey diyen bir isim Gülen.
Ama sen haklısın, endişelerini sürdür, hocaefendinin kitaplarını oku, inşallah kendisini tanımak da nasip olur. İnsan tanımadığından korkar...

Ayşenur Arslan: Ben tanımadım hiçbirini ama korkmuyorum. Korku sözcüğü yanlış.