BIST 9.916
DOLAR 32,47
EURO 34,90
ALTIN 2.430,56
HABER /  GÜNCEL

Her gün biraz daha ölüyorlar

Terör örgütü PKK'nın geçen yıl Diyarbakır, Şırnak ve Van'da kaçırdığı asker, polis ve kaymakam adayından hala haber yok.

Abone ol

Güvenlik birimleri, kaçırılan kişilerle ilgili şu ana kadar herhangi bir yer tespiti yapamazken ailelerinin endişeli bekleyişi bu bayram da devam ediyor.

Polis memuru Nadir Özgen'in babası Hidayet Özgen, "Devlet oğlumuzu kurtarmak için neyi bekliyor?" derken, Diyarbakır'daki sivil toplum kuruluşları (STK) da kaçırdığı vatandaşları bırakması için PKK'ya bir kez daha çağrıda bulundu. STK'lar anaların gözyaşlarının sevince dönüşmesi temennisini dile getirdi.

Geçen yıl Astsubay Abdullah Söpçeler, Uzman Çavuş Zihni Koç ile sağlık teknisyeni Aytekin Turhan 10 Temmuz 2011’de Diyarbakır'ın Lice ilçesinde, kaymakam adayı Kenan Erenoğlu ile er Aykut Çelik 12 Ağustos 2011’de Muş-Kulp kara yolunda, polis memuru Nadir Özgen 10 Eylül 2011’de Van'ın Çatak ilçesinde ve uzman çavuş Kemal Ekinci 1 Ekim 2011’de Şırnak'ta terör örgütü PKK tarafından kaçırıldı.

Er Aykut Çelik'i 37 gün sonra, sağlık teknisyeni Aytekin Turhan'ı 2 ay sonra serbest bırakan terör örgütü, elinde tuttuğu 5 kişinin görüntü ve fotoğraflarını defalarca yayınlayarak propaganda yaptı.

Polis memuru oğlu PKK'nın elinde olan baba Hidayet Özgen, büyük bir çaresizlik yaşadıklarını anlattı. "Oğlumdan hiçbir haber yok, hiçbir gelişme yok. Nereye gideceğiz, nereye başvuracağız bilmiyoruz. Devlet oğlumu kurtarmak için neyi bekliyor, neden kurtarmıyor anlamıyorum." dedi. Hükümetten ya da sivil toplum kuruluşlarından oğlunun kurtarılması için hiçbir girişimin olmadığını anlatan Özgen, "Kaçırıldığı günden beri hiç görüşemedik, keşke oğlumun sesini duyabilsem. Oğlum durumu ile ilgili, güvenlik güçlerinden bana yaşayıp yaşamadığını, nerede olduğuna dair hiçbir bilgi verilmiyor." diye konuştu.

Oğlunun PKK tarafından çekilen görüntülerinin, geçen yıl Kurban Bayramı'nın ikinci gününde yayınlandığını anlatan acılı baba, görüntülerde oğlunun 'STK'larla görüşün' çağrısı üzerine Diyarbakır'a gittiğini ve oradaki insan hakları dernekleri ve baroyla görüştüğünü dile getirdi. Özgen, şahsi çabalarının sonuç vermediğini belirterek, oğlunun bulunması için gerekli girişimlerde bulunulması gerektiğini kaydetti. Eşi ve gelininin baygınlık geçirmediği gün olmadığını anlatan Hidayet Özgen, "Benim gelinim her gün baygınlık geçiriyor. Eşimin dayanacak gücü kalmadı. Bu acıya artık dayanamıyoruz. Ailecek ölüp ölüp diriliyoruz. Büyük bir acı çekiyoruz. Allah'tan umut kesilmez, ama her an kötü bir haber gelir endişesiyle yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.

ANNELERİN GÖZYAŞI SEVİNCE DÖNÜŞSÜN

Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, sivil insanlar olarak inisiyatifleri ve yapabileceklerinin sınırlı olduğunu söyledi. Aktar, şunları ifade etti: “Yapabileceğimiz tek şey buradan insani bir çağrı yapmak. Bu konuda bizim üzerimize bir şey düşecekse, teslim alınmak gibi herhangi bir girişimde bulunmamız istenirse, Diyarbakır Barosu'nun adres ve telefonları biliniyor. Bu adreslerden birileri bize ulaşırsa, bütün riskleri alırız. Annelerin gözyaşı sevince dönüşsün bunu diliyoruz, bunu bekliyoruz. İnsanların şu an nerede hangi şartlarda yaşadıklarını bilmiyoruz. Nerede olduklarını bilmiyoruz. Gidip eli silahlı kişilerden adam alamayız ki.”

DİGİAD Başkanı Alaaddin Korkuata ise bu tür eylemlerin doğusuyla batısıyla hiç kimsenin tasvip etmediği eylemler olduğunu belirterek, “Bu tür adam kaçırma olayları ocaklara ve anne yüreklerine kor düşürmekten öteye gitmez. İnsanları dağlara kaçırmakla çözüm elde edilemeyeceğini biliyoruz. Çevremizdeki insanlar, bu tür olayların halkın kin ve nefretine neden olduğunu defalarca dile getirdiler. Aylardır hasta anne ve babalar, ölüm döşeğinde kaçırılan evlatlarından gelecek bir haber bekliyor. Bu insani bir şey değildir. Sivil toplum kuruluşları olarak kaçırılan insanların kurtarılması adına yapabileceğimiz bir şey varsa yapmaya hazırız. Bunun için gayret göstermeliyiz.” şeklinde konuştu.

26 KİŞİ HALA TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ELİNDE

Terör örgütü PKK'nın adam kaçırma eylemleri ilk kez 1990'da duyuldu. 90-93 yılları arasında zirve yapan eylemler bir süre ara verdikten sonra 2005 yılında yeniden başladı. Temmuz ayı itibarıyla PKK'nın elinde, çeşitli bölgelerde kaçırılan 26 kişi bulunduğu belirtiliyor. Terör örgütünün kaçırdığı kişiler arasında siyasetçi, asker, kaymakam, öğretmen, köylü, belediye başkanı, işadamı, işçi ve işveren de bulunuyor.

Son dönemlerde en çok konuşulan siyasi kaçırma olayı Diyarbakır Hazro'da yaşandı. 26 Mayıs 2011'de Hazro ilçesinin AK Partili Belediye Başkanı Fethullah Mehmetoğlu'nun oğlu AK Partili Hazro İlçe İkinci Başkanı Fuat Mehmetoğlu, PKK'lılar tarafından kaçırıldı. Terör örgütünün 'partinden ayrıl' baskısına boyun eğmek zorunda kalan Mehmetoğlu, 9 meclis üyesiyle birlikte partisinden istifa etti. BDP Diyarbakır il başkanlığını ziyaret ederek, BDP'ye geçmeye hazır olduğunu söyleyen Mehmetoğlu, AK Parti'den istifa ettikten bir gün sonra (21 Haziran) oğlu serbest bırakıldı.